Yeni tip koronavirüs (COVID-19) krizi Avrupa ve dünya futbolunu doğal olarak bizim futbolumuzu da ekonomik, finansal, sportif ve sosyal olarak etkiledi, etkilemeye de devam ediyor.
İki bölüm halinde yayınlayacağımız yazımızın ilk bölümünü COVID-19’un genel olarak futbola etkisine ayırdım. Gelecek hafta yayınlayacağımız ikinci bölüm ise pandemi ve sonrası için neler yapılmalı onun üzerinde duracağız.
Futbolumuzun bağışıklık sistemi çökmüş durumda
Futbolumuzun ekonomik ve finansal olarak sağlığı iyice bozulmuş, immünal sistemi çökmüş durumda. Ekonomik ve finansal bağışıklık sistemi çöken futbolumuzu nasıl ayağa kaldıracağız? Neler yapılmalı? İşte bunların üzerinde konuşmamız gerekiyor. Öncelikle ilk yapılacak şey, futbolumuzu ayağa kaldırabilecek ilk müdahaleyi nasıl ve ne şekilde yapmalıyız ki, sistem kendisini iyileştirmeye çalışsın. Bu kapsamda ilk olarak, acil kriz yönetimine geçilmeli.
Bir an önce hasar tespiti yapılmalı!
Bir an önce kulüplerin acil gereksinimleri ve hasar tespiti yapılmalı. İlk etapta sistemi çalıştırabilmek için kulüplerin rutin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri sağlanmalı. Bunun için de, öncelik onların faaliyetlerini tekrar normalize edebilmek. Bunun için gelir yapısına ve gider yapısına bakılmalı. Gelir tarafında ne kayıplar oluştu? Oluşan bu gelir kayıpları, hangi tür faaliyetlerin durmasına yol açtı? Gider tarafına bakıldığında da, acilen ilk olarak hangi giderlerin karşılanması gerekiyor? Ötelenebilecek giderler hangileri? Yaşamsal öneme sahip olmayan, daha sonra da yapılsa olabilecek giderlerin saptanarak, aciliyeti olan hayati giderlerin bir an önce yapılması gerekiyor. Bu giderleri yaparken de, örneğin oyuncu ücretleri ilk bunların başında geliyor. Çünkü oyuncu gelir elde edemez ise yaşamını devam ettiremez. O zaman ilk elde öncelik oyuncu, teknik kadro ve kulüp çalışanlarının ücret ve maaşlarının belirli ölçülerde ödeniyor olması lazım. Bunun için nereden ve nasıl kaynaklar bulunmalı? Bu kaynakları nasıl bloke etmeli?
Kayıplar artmaya devam ediyor
Süper Lig’de kulüplerin kayıpları 1.5 milyar TL’ye ulaştı. Türk futbol gelirlerinin büyüklüğünün 4.2 milyar TL olduğunu dikkate alırsak, Türk futbolunun koronavirüs nedeniyle kaybı, toplam gelirinin %25 ile %30’u arasında bir tutara ulaşmış olacak.
Her geçen gün, bu kayıplar daha da artacakmış gibi görünüyor. Şu anda ekonomik olarak gelir kaybına uğrayan futbol kulüpleri, oyuncularına ücretlerini, çalışanlarına maaşlarını ödeyemiyor.
Pandemi ve sonrası neler yapmalı, nasıl yapılmalı?
COVID-19 salgını yaşamın her alanında taşları yerinden oynattı. Her birey, her kurum ve her devlet bundan olumsuz etkilendi. Etkilenmeye de devam ediyor. Sadece pandemi sürecinde değil, pandemi sonrası da çok önemli sorunlar kulüplerimizi bekliyor olacak. Pandeminin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, her şeyden önce bu yaygın ve küresel salgına karşı bir dayanışmayı ve ortak bir örgütlülüğü zorunlu kılıyor. Kulüplerin ya da federasyonların tek başlarına bu salgının yıkıcı etkilerinin altından kalkabilmeleri çok mümkün görünmüyor. Bu kapsamda ilk yapılması gereken, başta Süper Lig kulüpleri olmak üzere tüm futbol kulüplerinin, futbolun tüm paydaşlarını kapsayacak geniş katılımlı bir ortak platformu organize etmeleri gerekiyor. Oluşturulacak platform ile sadece lokal gücün değil, uluslararası güçlerin de, başta UEFA, FIFA olmak üzere diğer liglerin de güç birliğini sağlamaya yönelik bir sinerji oluşturmak zorundayız.
Bu kapsamda;
I) Kriz döneminde,
II) Kriz sonrası,
Kulüplerin yapması gerekenler
1. Kulüp bünyesinde bir kriz kurulu/komitesi oluşturulmalı,
2. Oluşturulan bu komite aracılığıyla acil kriz önlemleri alınmalı,
3. Futbolun tüm paydaşlarını kapsayacak bir Ortak Dayanışma Platformu Oluşturulmalı,
4. Kriz hasar tespiti yapılmalı,
5. Bozulan nakit akışını yeniden düzenlemeye yönelik gelir/gider yönetimi sağlanmalı, mevcut faaliyetin devamı için olması gereken asgari gelir gereksiniminin tespiti sonrası, bu gelirin nasıl ve ne şekilde yaratılacağına odaklanılmalı,
6. Kulübün acil gelir yaratabilme potansiyellerinin saptanarak, buralardan sağlanacak kaynakla kulübün bozulan nakit akışları tekrar düzenlenmeli,
7. Var olan giderlerin içerisinde yaşamsal öneme sahip olmayanların ertelenmesi ve diğer önemli giderlerde ise kısıntıya gidilmeli (maliyet kontrollü bir yapıya geçilmesi),
8. Bu kapsamda oyuncu ve çalışanların ücret ve maaşlarında ne tür önlemler alınacağının ortak bir uzlaşmaya varılarak belirlenmeli,
9. Dijitaller kanallar aracılığıyla tüm futbol paydaşlarına ve taraftara ulaşılarak, maddi ve manevi güç birliği oluşturulmasına yönelik aksiyon alınmalıdır.
Futbol otoritesinin (Federasyonun) yapması gerekenler
1. Futbolun tüm paydaşlarını kapsayacak acil bir kriz komitesi/kurulu oluşturulmalı,
2. Oluşturulacak bu kurul aracılığıyla kulüplerin ve Türk futbolunun ekonomik-finansal zarar tespiti yapılmalı,
3. Acilen Futbolun üst örgütlenmesi olan UEFA ve FIFA ile temasa geçilmeli,
4. Acilen diğer ülke federasyonlarıyla temasa geçilerek ortak bir güç birliği ve sinerji yaratacak bir platform tesis edilmeli,
5. Yayıncı kuruluş ile görüşülerek, bu ortamda asgari düzeyde bile olsa, kulüplere ödemelerin yapılması sağlanmalı,
6. Mali kesimle temasa geçilerek, kulüplerin olası nakit gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik yeni finansman olanakları yaratılmalı,
7. Federasyon kendi nezdinde Acil Durum Destek Fonu oluşturarak, buradan kulüplere, en azından can suyu olabilecek belirli nakit destek sağlamalı (bu destek daha sonraki yayın bedellerinden tahsil olunabilir),
8.Kulüp yönetimleri ile sıkı bir iletişim kurularak, eşgüdüm içinde bu önlemlerin/aksiyonların hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
Gelecek hafta da, yazımızın ikinci bölümüne devam edeceğiz. Pandemi sonrası kulüplerin ve federasyonun neler yapması gerektiği üzerinde duracağız.
A- Kulüplerin yapması gerekenler
1. Krizin neden olduğu kapsamlı hasar tespiti yapılmalı.
2. Krizin neden olduğu zararları telafi edecek kulüp içinde yönetsel kapsayıcı kurumlar oluşturulmalı,
3. Bu bağlamda, var olan finansal sorunların giderilmesine yönelik Stratejik Finansal Sorunları Giderme Komitesi oluşturulmalı,
4. Bu komite aracılığıyla saptanan hasarların giderilebilmesi için nakit kaynak yaratma (Fon Tedariki) sağlanmalı,
5. Diğer ülke liglerinde yer alan kulüpler ile ortak dayanışma ve güç birliği oluşturacak bir platform oluşturulmalı ve bu platformun etkin çalışması sağlanmalıdır.
B- Futbol otoritesinin (federasyonun) yapması gerekenler
Tüm kulüpler ile ortak bir güçbirliği ve sinerji yaratacak yeni bir platform oluşturulmalıdır.
Futbol Federasyonu yönetsel, ekonomik, finansal ve sportif anlamda rekabeti tekrar yükseltecek kapsayıcı kurumlar oluşturmalı, mevcut yapısını gözden geçirmelidir.
Bu kapsamda,
1. Risk Yönetim Birimleri kulüpler ve federasyon bazında oluşturulmalı,
2. Rekabeti maksimize edecek ve futbol kalitesini artıracak birimler kurulmalı,
3. Alt yapı yapılanmasını yeniden düzenleyen yeni bir model oluşturulmalı,
4. Federasyon bazında ve kulüpler özelinde bundan sonraki olası risklere karşı Acil Durum Destek Fonu veya Nakit Rezerv Havuzu Oluşturulmalı,
5. Diğer Ligler ile ortak dayanışma ve güç birliği sağlayabilecek platform için yönetsel bir birim oluşturulmalı,
6. Futbolcu sağlığı ve gelecek güvencesine yönelik bir Futbolcu Sosyal Güvenlik Kurulu oluşturulmalı,
7. Bundan sonraki olası risklere karşı kapsamlı sigorta poliçesi yaptırılmalıdır,
8. Kulüplerin kısa vadeli finansal gereksinimlerini karşılamaya yönelik mali kesimle görüşülüp yeni kredi olanakları yaratılmalıdır.
9. Yayıncı kuruluş ile yapılan naklen yayın sözleşmesi koşulları tekrar gözden geçirilmeli ve olası ekstrem durumlar için kulüplerin çıkarlarını koruyacak yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
10. Kulüplerin nakit akışlarını belirli ölçülerde düzenlemeye olanak sağlayacak, ileride kazanacakları yayın bedellerinden iskonto edilmesi kaydıyla, nakit desteği olanağı sağlanmalıdır.
11. UEFA ve FIFA’dan kaynak teminine yönelik arayışa geçilmelidir.
Kısacası; Kulüplerin ve federasyonun ilk etapta ve daha sonrası için lokal ve uluslararası alanda almaları gereken bazı aksiyonlar bulunuyor. Bunları yukarıda detayıyla ele aldık. Görülüyor ki Türk futbolu, kulüpler ve federasyon bazında alacağı yeni aksiyonlar ve gerçekleştireceği yeni örgütlenmelerle, bundan sonraki aşamada olası krizlere karşı, kırılgan olan mali yapıyı güçlendirecek, sağlıklı ve sürdürülebilir ekonomik-finansal yapıyı tesis edebilecek, sportif performansı artırabilecek, futbol kalitesini yükseltecek yeni kapsayıcı kurumlar oluşturmak zorunda. Yani, Türk futbolunun acil sorunlarına, acil ve kapsamlı çözüm önerileri bulması gerekiyor.
Krizin bize gösterdikleri ya da krizden alınacak dersler
COVID-19 salgını, futbolumuzda var olan sorunları, ekonomik, finansal ve yönetsel olarak su yüzüne çıkarttı. Daha doğrusu bu konuda Covid-19 bir tür katalizör görevi gördü.
Bu krizle birlikte bir kez daha gördük ki: Sağlıklı ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmadan, kulüplerin finansal yapıları olası krizlere veya şoklara karşı son derece kırılgan ve korumasız.
Var olan futbol yapılanmamızın olası şok ve krizlere karşı ne kadar hazırlıksız ve yetersiz olduğunu gördük. Futbol üst yapımızda yönetsel yetkinliklerin, mevcut sorun ve sıkıntılara çözmekte yetersiz kaldığını ve daha da önemlisi kendilerinden beklenen basireti sergileyemediklerini ne olarak anladık.
Böylesi kriz dönemleri turnusol kağıdı gibidir. Var olan kurumsal yapıların görevlerini yerine getirip getiremeyeceklerini net olarak ortaya koydu.
Mevcut statükonun kriz yönetiminde yetersiz kalması, futbolumuzda yeni kapsayıcı kurumlar kurmayı zorunlu kılıyor. Artık, futbolda paradigmalar değişti ve değişmeye de devam edecek. Bu değişimin gerisinde kalamayız.
Bu kriz bize bir kez daha gösterdi ki, alt yapı hiçbir zaman ihmal edilemez.
Gerek lokal, gerekse uluslararası ortak bir dayanışma platformu oluşturulmadan, güç birliği yaratmadan bu krizlerle başa çıkmanın olanağı yok.
UEFA ve FIFA’nın sıkıntılı zamanlarda sadece kendi çıkarları doğrultusunda aksiyon aldıklarını gözlemledik.
En önemlisi de, artık Türk futbolunda üst düzey örgütlenme modeli değiştirilmelidir.
******************
Son söz
COVID -19 Krizi futbolumuzun içinde bulunduğu sorunların bugünkü var olan yönetsel ve yasal yapılanmayla çözülemeyeceğini bize gösterdi. COVID-19 şimdi bize futbolumuzu yapısal temelde, yeniden yönetsel ve yasal düzenleme fırsatı veriyor. Bu nedenle, öncelikle futbolumuzda yeni kapsayıcı kurumları oluşturamaz isek, COVID-19’un daha da derinleştirip belirginleştirdiği krizin yıkıcı etkisinden Türk futbolunu kurtarma şansımız bulunmuyor.
Bu kapsamda;
1) Futbolumuzda siyasetten destek almaya alışmış ve alıştırılmış, saygın gazeteci Attila Gökçe’nin de ifade ettiği “merhamet ekonomisi’’ ya da benim ifademle de “bağış ekonomisi’’ temelli yapıdan kesinlikle kurtulmalıyız.
2) Kulüplerde mutlaka kurumsal yönetimi egemen örgüt modeli haline getirmeliyiz.
3) Tamamıyla kulüplerin yönetimi ve denetiminde, onların sahip olduğu Süper Lig AŞ yapılanmasına geçmeliyiz ve bu kapsamda mevcut fonksiyonlarını yerine getirmekten aciz Kulüpler Birliği Vakfı’nı tasfiye etmeliyiz.
4) Türk futbolunu ekonomik-finansal anlamda yönlendirip kontrol edecek ve sağlıklı, sürdürülebilir bir yapıyı sağlayacak, siyasetin ve kulüplerin etki edemeyeceği, özerk bir Futbol Üst Kurulu oluşturmalıyız. Bunun için gerekli yasal düzenlemeye gidilmesi gerekir.
5) Futbol kulüplerimizin finansal gereksinimlerini mali kesimden karşılama yerine, kendi varlıklarını bir araya getirerek oluşturacakları fonlardan sağlamaya yönelik yeni bir yapı tesis etmeliyiz.
6) Futbolumuzun kara günlerinde kullanabileceği bir Acil Durum Destek Fonu oluşturmalıyız.
7) Oyuncuların sağlık ve iş güvencelerine olumlu destek ve katkı sağlayacak bir Futbolcu Sosyal Güvenlik Kurulu inşa etmeliyiz.
8) Tüm bunların sonucunda Türkiye Futbol Federasyonu sadece yönetsel işlevlere sahip yeni bir örgütlenme modeline geçmelidir.
Bunları yapabilirsek, futbolumuz kendi ayakları üzerinde durabilecek; sahip olduğu dinamiklerini ve potansiyelini harekete geçirebilecektir.
Sonuç itibariyle, COVID-19 krizi bize, futbolumuzda değişen paradigmaya uygun yeni bir yapılanma fırsatı veriyor. Eski yapıyı yeniden restore etme yerine, kökten değiştiren ve önünü açan bir yapılanmaya gitmek için bundan daha uygun bir zaman ve ortam olamaz. Günü kurtaran reformist çözümler yerine, daha yapısalcı ve devrimci bir yapılanmayla Türk futbolunu yeniden kurabiliriz.
Futbolumuzda gelecek on yılları kazanmak için gerekirse bugünü feda edelim. 2020’yi zaten kaybettik. 2021’den de vazgeçebilir, yeni sürüm bir futbol yapılanmasıyla Avrupa’nın başat bir futbol ülkesi haline gelebiliriz. Tarihin ayağımıza getirdiği bu şansı kaçırmamalıyız.