Hamas-İsrail çatışması global piyasaları ve hatta daha fazla bir ölçekte yerel varlık gruplarını baskılamaya devam ediyor. Sürecin başlangıcındaki nispeten soft karşılama pozisyonu henüz söz konusu değil. Ancak, resim karışık. Hikayenin ne kadarı Fed’e dair beklentilerden, ne kadarı süreçten kaynaklanıyor bir şey demek kolay değil. Ancak, gün sonunda, risk iştahındaki zayıflama aşikar.
Meşhur soru: coğrafya kader mi? Cevaplaması kolay değil. Bardağın neresinden baktığınıza göre ve hikayenin gelişimine göre değişebilecek bir süreçten söz ediyoruz. Mesela, küresel risk algılaması kuvvetli olur ama bölgesel riskler göz ardı edilir. Ya da tam olarak tersi gerçekleşir. Risk algılaması zayıftır ama bölgesel riskler dikkate alır. Son olarak ya da tüm olumsuzluklar aynı anda gerçekleşir ve bardağın sürekli boş tarafı görülür.
Kısa vadeli işlemler her zaman vardır. Yarın da var olacaktır. Ancak, aslolan büyük resimden kopmamaktır. Ne gibi? Trendin izlenmesi, başta Fed olmak üzere global seyrin gözlenmesi ve lokal gelişmeler ile harmanlanması gibi.
Pandemi sonrasındaki lokal sermaye piyasalarına baktığımızda maalesef ve üzülerek, sermaye piyasalarının seyri ve beklentiler birbirine girmiş durumda. Kimin ne şeffaflıkta yorum yaptığı ve yarattığı bilgi kirliliği belli değil. Üzücü. Bir o kadar da sıkıntılı durum açıkçası.
Doğrudur; Türk varlıkları baskılanıyor. Yine doğrudur, Türk varlıkları negatif yönde baskılanıyor. Ne gibi? Mesela, çatışmaların başlangıcından bu yana hisse senetlerindeki ayrışma gibi. Oysa riskin değerlendirilmesinde kullanılan CDS tarafı aynı ölçekte kullanılmıyor. Ve hatta emsallerinden daha iyi trade ettiği, paralel seyrettiği söylenebilir. Sürpriz mi? Bence değil.
Türkiye, Türk lirası cinsinden değerlenen varlıklar, doğal olarak sürece tepki veriyor. Negatif yönlü ayrışmanın bir miktar sınırları zorladığını düşünüyoruz. Burada riskler, bölgesel gelişmelerle birlikte kar realizasyonu başlığı arasında sıkışmış durumda. Filtrelemek kolay değil. Mayıs sonrası süreç ile birlikte, beklenen, sürekli tartışılan realizasyon konusu net değil. Örneğin, bizim özelimizde bir durum olmamasına rağmen, Türk hisse senetleri, bölge varlıklarını temsil etmesi nedeniyle, 6 Ekim’den bu yana, ana endeks konumunda olan İsrail varlıklarından sonra coğrafyada %13’lük değer kaybı ile birlikte listede ikinci sırada yer alıyor. Hemen sonrasında ise Dubai sıralanıyor.
3Ç finansallarının takip sürecine girmiş bulunuyoruz. Perakende, havacılık, bankacılık, holding, çimento ve seçici olmak şartıyla enerji grubunda avantajların oluşabileceğini düşünüyoruz. Ancak, genel risk algılaması noktasında da sorunların olduğu gerçeğini geri çevirmiyoruz. Bu nedenle, yatırımcı kesimi için, orta-uzun vade bakış açısının olabildiğince genişleme göstermesini öneriyoruz. Bu, gelecek döneme ait fırsatlara da kapı açabilecek bir durum. Doğrudur, merkez bankası sıkılaşıyor ve finansal koşulları daha elverişsiz bir hale getiriyor. Bu, aynı zamanda olması gereken bir durum. Diğer yandan ise, risk başlıklarının azalmasına katkı sağlıyor. Terazide durumu doğru ölçümlemekte fayda var.