Coğrafi konum

Muhterem İLGÜNER MARKA ŞEHİR; Gün Bugün!

“Coğrafya kader midir?” 2003 yılında yayınlanan bu kitap Latin Amerika özelinde coğrafyanın bu bölge ülkelerinin gelişmesi üzerinde etkisini anlatmaktadır. Yazarlarına göre coğrafya, gelişmeyi fiziki yoldan (toprakların verimliliği, iklim gibi) ya da beşeri yoldan (nüfusun belli yerlerde yoğunlaşması gibi) etkilemektedir. Kitabın sonunda coğrafi kısıtlamanın bölgesel kalkınma, araştırma-geliştirme, pazar bilgisi, şehrin uygulayacağı politikalar ile aşılabileceğine vurgu yapılmaktadır.

Erişim kolaylıkları nedeniyle büyük şehirlerin çoğunun okyanus kıyısında kurulduğu dönemlerden ülkelerin iç kısımlarında kurulmuş fakat zamanla akıllı yönetimler altında yıldızlaşmış şehirler dönemine gelmiş bulunmaktayız.

Önceleri coğrafyanın kontrol edilemeyeceği kabul edilirken bilimin gelişmesi ile birlikte fiziki anlamda coğrafi zorlukların, kısıtlamaların bile avantaja dönüştürülebileceği kanıtlanmıştır. Bu alanda en başarılı örnekler çoğu deniz seviyesi altında Hollanda şehirlerine aittir. Su seviyesinin kontrolü ve drenajı için yapılan Amsterdam kanallarında 200 tur teknesi 3 milyon ziyaretçiyi gezdirmektedir.

Akan suya bakmak ya da ondan yararlanmak şehirlerin elindedir. Bir nehrin çamurlu sularında 1 saatlik tekne turu fiyatı dünyanın nadide deniz yolunda, boğazda yapılan 5 saatlik tekne turu fiyatının dört katı ise durup düşünmek gerekir.

İnternet ve kişisel bilgisayarlar ile insanların belli işkolları merkezlerine yerleşmesine de gerek kalmamıştır. İnsanlar, dünyanın herhangi bir köşesinden işini görebilir, yaşamını sürdürebilir.

Çağımızda coğrafya kader olmaktan çıkmıştır. Şehirlerin kaderi coğrafi konumunu avantaja dönüştüren fikir ve kabiliyet sahibi insanlar tarafından çizilmektedir. Ya ılıman bir iklimde akan suya baka kalınır ya da çölden, donmuş topraklardan fırsatlar yaratılır.

Haftanın Kasabası: INTERNATIONAL FALLS, ABD

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kanada sınırında yer alan bu küçük kasabanın sakinleri çok zorlu kış koşulları altında yaşamını sürdürmektedir. Yılın ortalama 109 gününü “0” derece altında geçirmektedirler.

Bir iddia sonucu otoriteler tarafından ülkenin en soğuk yeri olarak teyit edilen kasabanın kaderi bundan sonra değişmiştir. Uzun uğraşlardan sonra 29 Ocak 2008’de kasaba ABD Patent Ofisi tarafından ‘Icebox of the Nation-Ülkenin Buz Kutusu’ markası ile tescillenmiştir. Bu konum sonrası çok soğuk havalarda, zorlu kış koşullarında çalışması gereken araç-gereç, giysi ve diğer malzemelerin test edildiği bir merkez haline gelmiş ve bu gelişme sonucu kasaba milyonlarca dolar kazanmaya başlamıştır. Sürekli -40 derecenin sağlandığı bir test merkezinin ilavesi ile ünlü otomobil markaları piyasaya yeni sürecekleri araçları burada test etmeye başlamıştır.

Buna zorlu kış koşulları altında düzenlenen koşu etkinlikleri de katılınca kasabanın ünü gittikçe yayılmış, şanına uygun anı malzemeleri üretilmeye başlanmıştır. Çoğu yerleşim merkezi tarafından talihsizlik olarak kabul edilecek bir coğrafi konum, fikir ve kabiliyet sahibi insanlar tarafından artı değere dönüştürülmüştür.

Tüm yazılarını göster