Orta Çağ ve Reform arasındaki tarihsel dönem kayıtlarda Rönesans olarak geçer. 15 ve 16’ncı yüzyıl İtalya’sının ön plana çıktığı bu süreç yenilikçiliğin ve görsel estetik algısının sanatın her alanında parladığı bambaşka bir çağdır. Türkiye’nin üretken kentlerinden Muğla’nın ticaret üssü Menteşe’de ziyaret ettiğim, küresel ticaret dünyasının yıldız şirketi ‘Coante Quartz Surfaces’ tarihin bu dönemini anımsatıyor. Kurumun sahip olduğu yüksek teknoloji, global vizyon, Ercan Ailesi’nin güçlü bağları ve imza attıkları birbirinden güzel mineral yüzeyler karşısında Santa Maria delle Grazie Manastırı’nda The Last Supper’ı gördüğüm ilk günü anımsadım. Net ifade edeyim. Ürünlerinin uluslararası kalitesinin yanı sıra seçtikleri renkler ve desenlerindeki görsel estetik karşısında Rönesans tablosu seyrediyormuşçasına etkilendim. Bazı şirketler böyledir. Fark yaratır. Örneğin Yaşar Topluluğu, Koç Topluluğu, Sabancı Holding ve eşdeğerleri gibi… Onlar her daim takdir duygularınızı kazanır. Tıpkı mineral yüzeyler pazarının belirleyici markası Coante’de olduğu gibi.
TEKNOLOJİ ÜSSÜ
Türkiye’de mermer sektörünün öncülerinden olan Ermaş Madencilik A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ercan’la yaptığım sohbet bu nedenle hafızamda iz bıraktı. Karşımda geniş ufuklu bir girişimci olduğunu gördüm. Dünya haritasını masasına serip ticari olarak adım atılacak yeni ülkeler keşfeden ve o pazarları ay yıldızlı yapan Kemal Ercan’la karşılaşamadık. Bu nedenle defterime ‘gelecek sefere’ diye not düştüm. Zira küresel başarı öykülerinin ayrıntılarını dinlemekten memnuniyet duyacağım. Gelelim onların hikayesine… 1985 yılından bu yana mermer sektöründe faaliyet gösteren Mustafa Ercan ve kardeşleri, mineral yüzeyler alanında geleceğin önemli fırsatlar yaratacağını sezerek sektöre girmeye karar verdiğinde takvimler 2016 yılını gösteriyordu. Sonrası oldukça hızlı gelişti. Zirve sırlarının temelinde yatanlar ‘Tutku’, ‘Duyarlılık’ ve ‘Yenilikçilik’ olarak sıralanabilir. Peki, Coante nasıl anlatılabilir? Bunu markanın yaratıcılarından Mustafa Ercan’a sorduğumda yanıtı şöyle oldu: “Bizi anlatan en önemli özelliğimiz işimizi aşkla yapmak. Üretimden müşteri memnuniyet anlayışımıza, tasarımda ve yaratıcılıkta sınır tanımayan bakış açımızdan paydaş iletişimindeki özene kadar özveri ve sorumluluk bilinci ile hareket ediyoruz. Bu nedenle pes etmeden ilerleyen güçlü bir markayız. Sektörümüzde küresel aktör ve uluslararası marka olarak kalite anlayışımızdaki hassasiyetimiz oranında çevreye, insanlara ve toplumsal özelliklerimize de saygılı ve duyarlı yaklaşıyor, doğal kaynaklarımıza da aynı yaklaşımla sahip çıkıyoruz. Dünya genelinde değişen gelişmeleri, eğilimleri, yönelimleri takip etmenin ötesine geçerek onları belirleyen bir markayız. Yenilikçi yaklaşımımızla tüm kurumsal süreçleri kesintisiz geliştiriyor ve hep daha da iyinin peşine düşüyoruz.”
BAŞARI ÖYKÜSÜ
Her zaman yürekten ifade ediyorum. Türkiye, büyük ve güçlü bir ülke. Yeter ki birlik ve beraberlik yitirilmesin. Gerisi kolay… Coante’nin kurumsal performansını bu nedenle önemsiyorum. Çünkü… İş dünyası için güzel bir örnek oluşturuyorlar. Onlardan aldığım memnuniyet verici bilgilerle yazımı noktalıyorum. Ermaş Topluluğu, Türkiye’deki mineral yüzeyler pazarına kısa süre önce Arteo koleksiyonunu da dahil etti. Ayrıca Kuzey Amerika’da işlerini büyütüyorlar. Güney Amerika radarlarında. Afrika’da ise talep artışı gözlemliyorlar. Uzak Doğu ve Kuzey Avrupa pazarında yıldızları parlıyor. Tüm iç mekan yüzeylerde kullanılabilir ürünlere imza atan şirket günümüzde ABD başta olmak üzere onlarca ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bunun yanı sıra Türkiye genelinde her yıl daha da geniş kitlelere erişiyorlar. Bayi ağları büyüyor ve pazarın başrol oyuncusu olmayı sürdürüyorlar.
Sözün özü, Ege’nin cennet kenti Muğla’nın kollarında nazlı gelin gibi salınan Menteşe’de yazılmaya değer önemli bir başarı öyküsü yaşanıyor. Ermaş’ın kurmakta olduğu ikinci fabrikada yıllık 1.2 milyon metrekare üretim yapılacak. Yüzlerce kişiye istihdam sağlanacak. Ülke ekonomisi için taşıdıkları bayrak gururla daha da yükseğe çekilecek.
Bir mutluluğu daha anlatıp yazımı noktalayacağım. Kurdukları GES’in tamamının devreye girmesiyle birlikte karbon ayak izini aylık 7.763 tondan fazla azalttılar. Bu yaklaşık 140 bin fidan dikimine eşit. Toplam 7 milyon dolar yatırımla aktive olacak iki yeni arazi GES Projesi ile yüzde 100 temiz enerjiye geçecekler. Böylece karbon salınımını sıfırlayacaklar. Başarılarını alkışlıyorum. Tek önerim kurumlarını benim ifademle ‘Tailor Made’ olan özel etkileşim projeleriyle de takviye etmeleri. Bu onların fark yaratmalarına ve marka değerlerine önemli katkı sağlayacaktır, mevcut etki ve algı güçlerini artıracaktır. İşleri Ege’nin bal incirleri gibi bereketli ve yolları açık olsun. Ekonomi Ege Mart sayısında yeniden buluşuncaya kadar esen kalın. Her şey gönlünüzce olsun.