Çin'e alternatif olabilecek miyiz?

Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Sohbetimizin başlığındaki soruya cevabımız “Neden olmasın?”

2020 yılında ve COVID-19 krizinin başlangıcında sözünü ettiğim “Tedarik zincirinde görülecek aksamaların getireceği şanslar” konusunu değerlendiren işletmelerimizin ihracatlarında görülen artışlar, bu konudaki öngörüleri ileri sürenleri ve destekleyenleri haklı çıkarttı.

Bu şansı kullanmaya devam ettiğimizin göstergesi de artışını sürdüren ihracatımız…

Yüksek döviz kurlarının da desteğiyle Türk lirası maliyetlerde görülen düşüşün ihracatımıza getirdiği ivmeyi de unutmamamız gerekir.

Nedenler sadece bunlarla kısıtlı mı?

Tabii ki değil…

İhracattaki artışların altındaki nedenlere bakarken, bunlara bir de alıcı tarafından göz atmak gerekir diye düşünüyorum.

Alıcı penceresinden baktığımızda da alıcıların, “Tedarik zincirinde görülen ve görülecek aksamaların getireceği risklerin” nasıl azaltılabileceği ve yönetilebileceği konusunda ciddi çalışmalar yaptıklarını görüyoruz.

Business Continuity Institute ( https://www.thebci.org/ ) tarafından yayınlanan Tedarik Zinciri Esnekliği Raporu 2021 (Supply Chain Resilience Report 2021) içeriğinde araştırmaya katılan firmaların %57,6'sının tedarik zincirini kontrol edebilmek için teknoloji ve araçlara yatırım yaptıkları belirtiliyor.

Ayrıca bu firmaların %55,6'sının da tedarik zincirindeki aksamaları analiz etmek ve raporlamak için teknoloji kullandıkları bildiriliyor.

Tedarik Zinciri Haritalaması için teknoloji kullananların oranı da 2019 yılındaki %22,5 iken 2020 yılında %40,5'e yükselmiş.

Rapor oldukça geniş ve ilginç bilgilerle bezenmiş.

İlgilenenler için rapora erişim adresini sohbetimizin sonuna ekledim.

Türk ihracatçısı için bu bilgilerin önemi nedir?

Eğer alıcılar, tedarik zincirini kontrol ve analiz etmek, raporlamak, tedarik zincirini haritalamak için bu kadar çaba gösterip yatırım yapıyorlarsa bunun altında önemli nedenler olması gerekmez mi?

Bir musibet bin nasihatten iyidir” özdeyişinden ders alarak, Türkiye'den buldukları alternatif tedarikçileri de yaptıkları bu yatırımlarla kontrol edip izleyecekler ve değerlendireceklerdir.

Alternatif tedarikçi olabilen Türk ihracatçılarının hitap ettikleri sektörler ne olursa olsun, bu tedarik zinciri içerisinde kalabilmeleri ve ihracatlarını sürdürülebilir kılabilmeleri, kendilerine erişen alıcıların yaptıkları alımların cazibesine kapılmadan oyunu kurallarına göre oynamalarına bağlıdır.

Unutmayalım ki bugün bize erişenler, yarın aynı şekilde başkalarına da erişebileceklerdir.

İhracatımızın, son birkaç aydır düzenli bir şekilde artarak gitmesinden duyduğumuz memnuniyeti sürdürebilmek için dikkatli olmamız gerek.

Döviz kurları aşağı veya daha yukarı değişebilir.

İç piyasada hareketlilik artar ve ihracata ilgi gösteren firmalarımızın sayısı azalabilir.

Amma ihracatı düzenli bir iş olarak gören ve sürdürülebilir bir iş peşinde olan ihracatçılarımız, herhangi bir tedarik zincirinin içerisine girebildilerse, bu şansı iyi kullanabilmeleri ve korumaları gerek şarttır.

Hangi sektör olursa olsun asıl büyük alıcı için 1. tedarikçi olmasanız bile oyunu kuralına göre oynayın. İsterseniz 2. dereceden tedarikçi olun ve asıl büyük alıcılara 1. tedarikçi olanların alt tedarikçileri olun.

Aklınızdan çıkarmamanız gereken oyunun kurallara göre oynanması gerektiğidir.

Dikkat ederseniz fiyattan hiç söz etmedim çünkü ucuz fiyat olmaz.

Ucuzun ucuzu her zaman olabilir.

Kazanan uygun fiyat olacaktır.

https://www.thebci.org/uploads/assets/e02a3e5f-82e5-4ff1-b8bc61de9657e9c8/BCI-0007h-Supply-Chain-Resilience-ReportLow-Singles.pdf

Tüm yazılarını göster