BYD yatırıma geldi, Cherry de yolda... Belki bu büyüklükte olmasa da birkaç yatırım daha gelebilir. BYD gibi hibrit değil sadece elektrikli araç (Electric Vehicle-EV) yatırımı yapanlar da olabilir. Bu yatırımların büyüklüğü daha düşük, daha kompakt olması mümkün.
Elektrikli araçlarda, motor teknolojisinin olmaması, boyutu farklı bir noktaya çekiyor. Bir süredir Çinliler Türkiye şirketleriyle görüşüyordu. Özellikle distribütörlükle başlayan görüşmeler Türkiye’nin yeni düzenlemelerle vergi duvarlarını yükseltmesiyle yön değiştirmeye başladı.
Bölgede, Çinli elektrikli araç (EV) üreticileri yatırım alternatiflerini çok ciddi değerlendirmeye başladılar. Distribütörlük için görüştükleri çeşitli gruplarla ki bunlar arasında büyükler de vardı, yatırımı da konuştular. Ama bugüne kadar burada ilerleme olmadı.
En sonunda kendileri geliyor
Evet, en sonunda kendileri geliyorlar. Bildiğiniz gibi dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD’de de Türkiye’ye kendisi geldi. Cherry’nin yatırım konusunda henüz netleşme olmasa da yatırımı kendisinin yapacağı tahmin ediliyor.
Çinli elektrikli araç üreticilerinin Türkiye’ye gelmesinin en büyük nedeni, önemli üretim rakamlarına ulaşan bu üreticilerin kapasitelerini başka pazarlara ulaştırmaya çalışmaları. Çin ekonomisinin yavaşlaması da bu arayışları hızlandırmış görünüyor. Devletin de çoğunda birebir yatırımcı olduğu bu üreticiler, hem Türkiye pazarının büyüklüğüne buradan da çevre pazarlara girebilmeyi planlıyor.
Burada bir parantez daha açalım
Çinli şirketler Türkiye’de bu yolda birlikte yürüyebilecekleri pek Türk şirket-grup bulamadılar. Aslında bazı girişimler Türk ortaklı da yapılabilirdi hala da yapılabilir. Çinlilerle iş yapmak zor ama Türk şirketleri ile de iş yapmak hiç kolay değil. Farklı sektörlerde de aynı şey oluyor. Çünkü yabancılar Türk şirketlerinin hiçbiriyle düzgün ilişkiler kuramıyorlar. Egolar, iş yapma süreçlerindeki sorunlar, bu yatırımlarda da örneğin Çinlileri kendileri gelmeye yöneltiyor. Bir de şirketler kendilerine güvenemiyor. Oysa pek çok grupla da görüşmüşlerdi. Maalesef şirketlerimizin, iş adamlarımızın çoğunluğu uluslararası alanlarda iş yapma, kurma konularında çoğu zaman zaman cesaretsiz kalıyor. Türkiye ekonomisinin dalgalanmaları da bunu etkiliyor.
Türk şirketleri cesaretli olmalı
Yenidünya artık böyle değil daha cesaretli olmayı gerektiriyor. Özellikle teknoloji alanında şirketlerle iş birlikleri zorunlu… Yapay zekâ çağında, biraz daha zekâmızı iyi kullanmalıyız… Pratik ve çok taraflı düşünmeliyiz. Yoksa ya satın almalarla ya da böyle büyük yatırımlarla büyük sermayeler gelecek ve yakında Türk şirketleri ekonomide azınlıkta kalacak. Var olan kalıplardan çıkmadan ayakta kalmak zor…
Enflasyonist ortam ve şirket değerlerinin düşmesi her türlü koşula rağmen Türkiye’de şirketlerde özellikle kendi alanlarında iyi olan şirketleri cazip hale getiriyor. Bu anlamda baktığımızda çok göz önünde olmayan pek çok talep var. Türkiye’nin ekonomik koşulları ve yatırım şartları düzelmeye başlayınca burada hızlanmalar olacaktır. Bakalım bundan sonra süreçler nasıl işleyecek...