Tarihe baktığımız Türkleri topraklarından edenler arasında iki devlet var. İlki Çin. Türkleri yaşanan kuraklığın da etkisi ile anavatanları Orta Asya’dan sürdü. Çin, Öz Yurdumuzda kalan Uygur Türklerini de son yıllarda kamplara yığdı, işkence ile onları Çinlileştirme politikası izlemekte.
Rusya ise Osmanlı Devleti’nin 500 yıl vatan bellediği Balkanlardan sürdü. Balkanlarda Ruslar bölge halklarını da kendi tarafına çekerek I. ve II. Balkan Savaşlarında Osmanlının üzerinden silindir gibi geçti.
Aradan yıllar geçti. Çin ve Rusya devlet kapitalizmi modeline geçti. Çin ve Rusya dış ticarette ve dış politikada kendi çaplarında emperyalist ülke olmaya çalışmakta. Rusya bunun için sahip olduğu petrol ve doğalgazı kullanarak, Çin ise dış ticaretteki rekabet üstünlüğünü kullanarak yapmaya gayret ediyorlar.
Bu yazıda Çin’in ihracat yoluyla Türkiye’yi nasıl istila ettiğini anlatcağız.
Çin 2005 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) üye oldu. Bu sayede serbest ticaretin tüm olanaklarını kullanarak hemen hemen tüm ülkelere adeta saldırdı. Örneğin ABD, Çin ile 2004 yılında 164 milyar dolar dış ticaret açığı verirken alınan onca önleme ve ABD yönetimlerinin tehditlerine rağmen açık 2022 yılında 382 milyar dolar oldu. 2023 yılının ilk dokuz ayındaki açık ise 210 milyar doları buldu.
Çin’in bu üstünlüğü kurmasında eğitim sistemin büyük önemi var. Bunun yanında Çin’de inanılmaz bir emek sömürüsü var. Çin hükûmeti sözde komünist ancak uyguladığı çalışma koşulları sanayileşme sürecinde İnglitere’sinden daha kötü. Hatırlıyorum 2021 yılında arka arkaya işçi intiharları gelince Çin hükümeti bu tür haberleri yasakladı. Çünkü Çin’in dev alışveriş sitesi Alibaba’nın işçileri haftada 6 gün 09.00-21.000 arasında çalışmaktan dolayı bunalıma girmiş ve intihar etmişti. Alibaba’nın o dönemki ki patronu multi milyarder Jack Ma, amansız sıkı çalışma zihniyetinin somut örneğiydi. Özellikle Alibaba'yı ve teknoloji imparatorluğunu kurmanın ilk günlerinde halkını "996" çalışma programını takip etmeye zorlamasıyla biliniyordu. (Ma tüm çabasına rağmen Çin’den sürüldü, Japonya’da bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyor. (Devlet kapitalizmi zengin ettiği gibi bir günde oligarkı don gömlek ortalıkta bırakır)
Bu intiharlar öyle bir hale geldi ki özel adlarla anılmaya başladı. Örneğin Foxconn intiharları, Çin'in Shenzhen kentindeki Foxconn City sanayi parkındaki düşük ücret ve acımasız çalışma koşullarıyla bağlantılı intihar dalgasıydı.
Türkiye , Çin’den doğalgaz ve petrol almıyor. Buna rağmen 2022 yılındaki 38 milyar dolar, yine 2023 yılının ilk 10 ayında 35,4 milyar dolarlık dış ticaret açığı nasıl meydana geldi? Bunun yanıtı için Çin’den hangi malları ithal ediyoruz sorusunu soralım. Yanıt basit, bulabildiğimiz her şeyi ithal ediyoruz. Bunun ana nedeni de Çin mallarının Türkiye’de üretilen mallara göre göreli olarak fiyatlarını düşük olması. Türk tüketicisi için bu da yetiyor. Çünkü geliri düşük, daha kaliteli yerli bir ürüne gidemiyor.
Çin’in ihracat yoluyla bu istilası sonucunda özellikle KOBİ’ler kapanmak zorunda kalıyor. Türkiye’de istihdam kaybı yaşanırken Çinli işsiz bu sayede iş bulmakta.
Türkiye, Çin’in yeni istila girişimine dur demek istiyorsa sanayi politikalarını yeniden kurmalı, KOBİ’lere bakış açısını değiştirmeli. Yoksa bu işin sonu kötü.
Okuma önerisi Vural Fuat Savaş, Bilinmeyen Çin.