Küresel ölçekte “tedarikçi ülke” konumuna yükselmemiz, etkin firma sayısının Japonya ve Hindistan’la karşılaştırılabilir düzeye yükselmeleri hepimizi sevindirecek bir sonuçtur. Önemli olan, yarattığımız sonucu yeniden üretmek; küresel tedarik zincirinde yerimizi sağlamlaştırmak ve pekiştirmektir.
Küresel tedarik zincirinde konumumuzu belirlemenin önemli “karar değişkenleri” arasında “ Çin faktörü” ilk sıralarda yer alacak kadar önemlidir. Çin faktörünü “yarattığı etkilerin”, örneğin “makine üretimi ” ve diğer üretim alanlarına olası etkileri konusunda ilgili bütün karar etkileyici aktörlerin “farkındalık düzeyi” son derece ivedi, önemli ve değerli sorunlarımızdan biri.
Herhangi bir alanda analiz yaparken ölçmeye dayalı “sayısal verilerimiz” ile ikna etmeyi kolaylaştıran “görsel verilerimiz” sağlıklı olmalı. Daha da önemlisi “entelektüel gücün yansıması olan kavramların evrimine” zihinlerimiz odaklanmalı ki, doğru anlama ve anlamlandırmaya doğru ilerlememiz mümkün olsun.
“Çin faktörü” hiç kuşkumuz olmasın ki “zamanın ruhunu” belirleyen önemli etkenlerinden biri. Bu yazıda Çin’in ilerlemesini sağlayan “güç kaynakları” hakkında kısa değinmeler yapılacak. Daha sonraki yazılarda yeri geldiğinde sayısal, görsel ve kavramsal açıdan ayrıntılı tartışmalara girebiliriz. Zamanın ruhunu kavramanın arka planın kavramak için “entegre analiz en yüksek öneme sahip”.
İleri düzeyde eğitimli işgücü arzı: Çin’in yarattığı “üretim gücünün” arka planında “ileri düzeyde eğitimli işgücü arzının” etkileri var. Çin okullarında kalkınma ihtiyaçlarına yönelik odaklanmış eğitim-öğretim kadar, büyük ölçekli işyerlerinin kendi iç bünyelerindeki yaygın eğitiminin yarattığı ileri düzeyde eğitimli işgücünün etkilerini değerlendirmelerimizin merkezine koyulmalı. Çin’de önde gelen üniversiteler kadar Çin Komünist Partisi’nin 90 milyonu yaklaşan üyelerini eğittiği üniversitenin niteliği ve bilgi üretimine yaptığı etkileri göz önüne almadan, “karşılaştırmalı üstünlüklerimizi” net bilgiye ulaştıramayız.
İşgücü maliyetlerinde kademelenme: Plan disiplini ile piyasanın rekabet gücünü etkili biçimde değerlendiren Çin, ülkenin gelişmişlik düzeyine göre “ücret kademelenmesi” kaldıracını nasıl kulanıyor? Çok hızlı bir “geçiş süreci” yaşanmasına rağmen, “geçiş süreci yönetiminde” hız ve esnekliği merkezi yönetim ve eyalet yönetimleri etkili bir kaldıraç olarak kullanmanın etkileri ne oluyor? Fikr-i takip ciddiyeti ve sapmaların etkisini büyütmeden ayar yapmanın kaliteli kalkınma yaratmak için kullanılması hangi sonuçları yaratıyor? Soruların yanıtı sahanın net bilgilerine dayandırılmalı ki, öğretici karşılaştırmalar yapılabilsin.
Büyük yurtiçi pazar ve ölçeklendirebilir yatırım: İç pazarın büyüklüğü “ölçek ekonomisinden” yararlanma olanağı yarattığı gibi, yapılacak yatırımlarla oluşturulan işletmelerin “ölçeklendirilmesinin” de önünü açıyor. Ayrıca “tedarik zincirinde güven yaratan tamamlayıcılık” etkeni de işyeri maliyelerini olumlu yönde etkiliyor. Ülkemiz işyeri yönetimleri kadar kolektif yönetim gücünün “tedarik zinciri boşluklarını” dikkate alan bir “rekabet stratejisi kurgulaması” Çin’deki tedarik zincirini net olarak tanımlamayı gerektiriyor. Çin faktöründen olumsuz yönde etkilenen işyerlerinin sağlam, dayanıklı, sinerji yaratan bir tedarik zinciri ihtiyacını ve önceliklerini belirlemek için arka plan bilgisi yeterli olmalı.
Küresel inisiyatif belirleme ve gerekli ekonomik fazlayla destekleme: Çin’in merkezi yönetim ve eyalet yönetimlerinin uyumlu adımlar atmasının yarattığı güç ciddi belirleyicilerden biri. Bir Yol Bir Kuşak inisiyatifinin yarattığı “fiziksel sermaye sokunu”, Çin Asya’nın batısı, Avrupa ,Afrika, Güney Amerike ve Asya-Pasifik kıtalarına kolay ulaşılabilirlik olanaklarını her geçen artırıyor. Küresel Barış İnisiyatifi, Afrika başta olmak üzere İran-Suudi ihtilafını çözmeye uzanan küresel ölçekte bir yumuşak güç oluşturuyor. Eğer Çin’in CGNT televizyonunu izliyorsanız, Çin diplomasisini yöneten Dışişleri Bakanlığının ve ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping’in koordineli, amaca odaklı ülke ziyaretlerindeki özen, ve etkileme gücünü fark edersiniz. Çin’de Dijital İnisiyatif konusundaki düzenli, kararlı, geri bildirimli ve eksikleri tamamlayan ve yanlışları düzelten uygulamalar da kaliteli kalkınma yönetiminin temel bileşenlerinden biri.
Girişimci sermayenin yönlendirici güçte varlığı: Bir inisiyatifin planlanan etkileri yaratabilmesinin gerek şartı ölçeklendirmedir.Çin girişimci sermaye konusunda özenli bir uygulamayı sürdürüyor. Hedefler ile girişimci sermaye destekleri arasında uyum var. Ortaya bir dizi lafta proje koyarak, sonra kaynak eksikliği nedeniyle hedefe erişememenin yaratacağı “olumsuz algı ve güvensizlik” konusuna izin verilmiyor. Ortaya konan bir programının gerektirdiği sermaye desteğinde “entegre projenin en büyük güç olduğu bilinci” giderek yükseliyor.
Ülkemizde son günlerde birçok üretim alanında “Çin faktörü” rahatsızlık yaratıyor. Çin yükselişini sorgularken özenle ele alınması gereken etkenler arısında kaliteli bilimsel makale, patent üretimi ve ticari yaşama taşınması, dış yatırımlar için çekici alan yaratılması, proje-odaklı üretim, plan disiplini, yüzleşme özgüveni gibi değişkenler de yerini almalı.
Kaliteli bilimsel makale sayısı: Çin’in asıl büyük gücünü yaratan “kaliteli bilimsel makale” yayınında ABD’nin önüne geçmesi. Uluslararası standartlara göre yapılan değişik ölçümlerde Çin’in kaliteli yayında öne geçtiğini kanıtlıyor. P. Kennedy’nin büyük güçlerin çöküşüyle ilgili kitabı başta olmak üzere birçok çalışma “kaliteli makale yayını” göstergesinin asıl güç yaratıcı etki kaynağı olduğunu söylüyor.
Patent ve patentlerin ticari yaşama dönüştürülmesi: Çin’in ürettiği patent sayısı, patentlerin ticari yaşama dönüştürülmesi ölçütüne göre de ABD’nin önüne geçmiş durumda. Patent üretimi ve ticari yaşama taşınması toplumların en az yüzde 5’nin “üretici seçkin azınlık” yaratmasının da göstergesi. İsrail’de üniversitelerin yaptığı araştırmalar, 9 milyonu aşkın insanın 450 bininin gerçek gücü yarattıklarını saptıyor. “Çin faktörünü” değerlendirirken, seçkin azınlıkların oluşturulması, olgunlaştırılması, iletişim-etkileşimi, kolektif gücün o azınlıkla olan etkileşimi de göz önünde tutulmalı.
Dış yatırımları için çekici alan yaratılması ve güven verilmesi: Ülkelerin kalkınma süreçlerinde dış yatırımcıyı çekmek her zaman önemli etken. Yatırımın yarattığı üretim ve istihdam kadar teknolojinin içselleştirilmesi açısından da dış yatırımları “çekici alan” olarak algılamayı gerektiriyor. Çin dış yatırımları yönetme konusunda hızlı, esnek uygulamalar ve güven yaratan düzenlemeler konusunda yetkinliğini giderek artırıyor. Hem kendi ürünlerimizi korumak hem de gelişmeyi sağlamak için dış yatırımlar için çekici alan yaratma ölçüsü karar süreçlerinde gözden ırak tutulmamalı.
Proje-odaklı yönetimin yaygınlığı ve derinliği: “Çin faktörü”, plan disiplininin öngörme ve önlem almada yarattığı avantaj açısından da değerlendirilmeli. Ayrıca, geribildirim ve ödünsüz gözetim denetimde “yüzleşme özgüveni” açısından da irdelenmeli. CGNT’yı izleyenler merkezi yönetim ve eyalet yönetimlerin açık ortamlarda hesap vermeyi sağlayan “yüzleşme özgüveni” etkeninin kaynak verimindeki etkilerini değerlendirerek alternatif senaryoların oluşturulması gerek.
Bir kez daha yineleyelim, “entegre inceleme en yüksek öneme sahip değişken” olarak algılanmalıdır ki “Çin faktörünü” doğru anlayalım. “alternatif stratejiler” geliştirebilelim. Zamanın ruhunu belirleyen Batı’nın hegemon gücünü ABD ile Çin arasındaki yarış hepimizi yakından ilgilendiriyor.