Çin ekonomiyi canlandırma derdinde, ABD ve Türkiye ise soğutma

Prof.Dr. Burak ARZOVA EKONOMİDE GÖRÜNÜM

Her ayın başında büyümenin öncü göstergesi olarak Satın Alma Yöneticileri Endeksini (PMI) ve Enflasyon Oranlarını karşılarız. PMI bizde sadece imalat PMI olarak ölçümleniyor. Hizmet PMI ve Bileşik PMI’ın ölçümlenmemesi, hizmetler sektörünün bu kadar büyüdüğü, istihdamın yükünü büyük ölçüde çektiği bizim ölçeğimizde bir ülke için büyük bir eksiklik. Gerçi MÜSİAD’ın Satın Alma Yöneticileri endeksi SAMEKS hem imalat hem de hizmet ve bileşik endeks olarak ölçümleniyor ancak onun da kullananı çok az. 

 Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun bu hafta Salı Günü (31.10.2023) açıkladığı resmi NBS İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Eylül 2023'deki 50,2 düzeyinden Ekim 2023'te beklenmedik bir şekilde 49,5'e düştü. Mevcut durum Çin’in ekonomik toparlanmasının hala kırılgan olduğunu ve hükümetin daha fazla destek önlemine ihtiyaç duyacağını bize haber veriyor. Çin’de üretimdeki artışlar tatmin edici düzeyde değilken, yeni siparişlerde de daralma başladı. Dış satışlarda düşüş devam ediyor ve imalat sanayi satın almaları üç ayda ilk kez düştü. Maliyet tarafından girdi fiyat enflasyonu üç ayın en düşük seviyesine gerilerken, çıktı fiyatları da üç ayda ilk kez düştü. Çin yavaşlamaya devam ediyor. Çin’in yavaşlaması dünya ticaretinin yavaşlaması anlamına geliyor. Bunlar iyi haberler değil.

Öte yandan ABD Merkez Bankası Fed, enflasyonla mücadeleye devam ediyor. Fed, Çarşamba günü (01.11.2023) piyasa beklentilerine paralel olarak politika faizine dokunmadı ve 22 yılın en yüksek seviyesinde tuttu. ABD’de ekonomik faaliyet hala güçlü. İstihdam artışı da buna paralel olarak güçlü seyrediyor. Enflasyonu yüzde 2’ye getirmek için ek sıkılaşma hala masada ancak tahvil faizlerindeki yüksek seyir sıkılaşmanın piyasa tarafından kendi kendine yapılmasına olanak tanıyor. 

ABD’de ISM imalat sanayi PMI verisi Ekim 2023’te bir önceki aya kıyasla 2,3 puan azalarak 46,7'ye geriledi. Piyasa beklentisi 49 olması yönündeydi. Üretim endeksi Ekim 2023’te aylık 2,1 puan azalışla 50,4'e ve yeni siparişlere ilişkin endeks 3,7 puan azalarak 45,5'e inmiş durumda. İstihdam endeksi ise aynı dönemde 4,4 puan azalışla 46,8'e düşmüş. İmalat sanayisinin 2 alt sektörü büyüme kaydederken, 13 sektörde daralma yaşanmış. İşler ABD’de planlandığı şekliyle ilerliyor. Ekonomiyi sert bir daralmaya ile karşı karşıya bırakmadan yumuşak iniş senaryosu ile enflasyonu kontrol altına almaya çalışıyorlar ve bunda da başarılı olabilecekler gibi duruyor.

Üretimdeki ivme kaybı dördüncü ay üst üste gerçekleşti

İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye PMI Sanayi Raporu 01.11.2023 Çarşamba günü açıklandı. Benzer bir durum bizde de mevcut. Rapora göre Türk imalatçıları yılın son çeyreğine de zorlu talep koşulları altında başladı. Yeni sipariş temin etmenin daha da zorlaşması nedeniyle firmalar üretim, istihdam ve satın alma faaliyetlerini yavaşlattı. Diğer yandan hem girdi maliyetlerinin hem de satış fiyatlarının Eylül ayına göre daha düşük oranlarda artması, enflasyonist baskıların bir miktar hafiflediği yönünde sinyal verdi. Ekim ayında İmalat PMI dördüncü ay üst üste eşik değer olan 50’nin altında kaldı ve 48,4 olarak ölçüldü. Faaliyet koşullarında ılımlı yavaşlama olduğu aşikâr. Ekim ayında iç ve dış talep genel olarak zayıf seyretmiş. Bunun sonucu olarak da toplam yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri ivme kaybetmiş durumda. Bütün bunlara bağlı olarak üretim de Ekim ayında gerilemeye devam etmiş. Üretimdeki ivme kaybı dördüncü ay üst üste gerçekleşti.

Türkiye sektörel PMI endeksinde takip edilen on sektörden sadece birinde, gıda ürünleri sektöründe PMI eşik değer 50,1 in üstünde gerçekleşmişken, diğer dokuz sektör eşik değerin altında yer aldı. En sert daralma tekstil ürünleri ile ana metal sanayinde gözüküyor. Sert daralmaların etkisi istihdam kaybı anlamına gelebilir.

Yüksek enflasyonun hala devam ediyor

Faiz artışları ile ekonomiyi aşırı ısınmış halinden soğutmaya çalıştığımız bir ortamda ince çizgi ekonominin soğuması ile donması arasındaki çizgi sanırım. Buradaki süreci tıpkı ABD gibi yönetmek lazım. Amaç ekonomiyi boğmadan düşük enflasyona geçiş olmalı.

Geçen hafta talep koşullarının hala güçlü seyrettiğini Merkez Bankası para politikası metninde kendisi de belirtmişti. Alınan önlemlerin dayanıklı tüketim mallarında etkisi olurken dayanıksız tüketim mallarında talep koşulları canlı kalmaya devam ediyor. Tüketimi tamamen yok etmeye çalışmak ise çılgınlık olabilir. İnce çizgi işte tam da bu.

Bu arada yüksek enflasyonun hala devam ediyor olması, büyük kupürlü para olmaması nedeniyle fiziki olarak para taşımanın güçlüğü ve talebin hala canlı seyretmesi vatandaşın kredi kartına yüklenmesine neden oluyor.

Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) Eylül ayına ilişkin verilerine baktığımızda, geçen yılın (2022) Eylül ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinin yüzde 18, banka kartı adedinin yüzde 12, ön ödemeli kart adedinin ise yüzde 28 arttığını görüyoruz. Toplam kart sayısı 381,6 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artmış. Aslında kayıt dışılığın önlenmesi adına bu önemli bir ilerleme.

Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile Eylül 2023’te yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 122 artarak 807,7 milyar TL olmuş. Kartlı ödemelerin 657,8 milyar TL'si kredi kartlarıyla yapılırken 135,8 milyar TL'sinde banka kartları, 14,1 milyar TL'sinde ise ön ödemeli kartlar kullanılmış. Bu da kart artışının yanında yüksek enflasyonun bizi getirdiği bir sonuç.

POS cihazında banka komisyonlarına üst sınır getirilmeli

Bir tarafından bakıldığında büyük kupürlü paranın olmaması kayıt dışılığın önlenmesi anlamında önemli bir konu olmasına karşılık bankaların kart kullanımı için talep ettikleri yüksek faiz ve komisyon oranları, ödeme sisteminde kartın yavaş yavaş terk edilip IBAN üzerinden para gönderilmesine sebep oluyor. Bankaların fahiş komisyon bedellerine ilişkin düzenleme yapması beklenen BDDK duruma seyirci bir düzenleyici kurum olarak hayatına devam ediyor. Ekonomide büyük kupürlü para nakit taşımayı kolaylaştırdığı için kayıt dışılığa doğrudan hizmet eden bir oldu. Kayıt dışılığı önlemenin en önemli yollarından biri banka kartı ve kredi kartı kullanımını yaygınlaştırmak. Bankaların POS cihazı kullanımı için istedikleri fahiş komisyonlara mutlaka bir üst sınır getirilmesi gerekiyor. Meydan boş bırakılınca kayıt dışılık için uygun ortam kendiliğinden ortaya çıkıyor. BDDK’nın bu konuya acilen dikkatle eğilmesi şart.

Bu vesile ile Cumhuriyetimizin 100. Yılını yeniden kutluyorum. İlk yüz yılda yapamadıklarımızı yapmak için bir yüz yıl daha beklemeyelim. Daha müreffeh bir Türkiye’de yaşamak hepimizin hakkı…

Tüm yazılarını göster