Çıkış mülakatı

Burak DALGIN Dünya Penceresi

Mülakat deyince aklımızda işe girme sürecinde yapılan ve işverenin karşısındaki adayı adeta sınava çektiği görüşme geliyor. Halbuki, bunun pek kullanılmayan ama bir o kadar önemli bir ‘ikizi’ de var: ayrılan çalışanlarla yapılan çıkış mülakatı.

Ürün veya hizmetimizi kullanan müşterilerle anket yapmak artık sıradan bir uygulama. ‘Tecrübenizden memnun kaldınız mı?’, ‘Neyi daha iyi yapabiliriz?’, ‘Bizi tanıdıklarınıza tavsiye eder misiniz?’ gibi sorularla amaçlanan şey aşikar. Şirketimizi -az da olsa- tanıyan kişilerden güçlü ve zayıf yönlerle alakalı geri bildirim almak, hatta onları markamızın elçisi haline getirmek.

Tüketicilerimizle kurmaya çalıştığımız bu ilişkiyi, neden çalışanlarımızla kurmuyoruz? Mesele firmayı tanımaksa, bir iş yerini belki en iyi bilenler, orada çalışanlar değil mi? Mesele güçlü ve zayıf yönleri öğrenmekse, bunu şirkette aylarını, belki yıllarını geçirmiş birinden dinlemekten iyi fırsat var mı? Mesele ‘marka elçileri’ oluşturmaksa, eski bir çalışanın ‘orası iyi bir yer’ demesi şahane bir tanıklık değil mi?

Seneler önce, ABD’deki işimden ayrılırken bir çıkış mülakatı yapmıştık. Ayrılık sebebim Türkiye’ye dönmek gibi bir ‘prensip kararı’ olduğu için zaten gayet arkadaşça bir süreçti. Söz konusu şirkette çok yoğun geçen 3.5 senemle alakalı derli toplu bir sohbet yapmak güzel bir fırsat olmuştu.

Peki, çıkış mülakatında nasıl bir yol izleyelim?

İşten kendi isteğiyle ayrılan her çalışanlarımızla bir mülakatı insan kaynakları süreçlerine koyalım. İş arkadaşımıza zimmetli olan zımbayı geri almak için harcadığımız enerjiyi, ondaki tecrübeden son bir kez yararlanmak için de kullanalım.

Bu görüşmeyi işten ayrıldığı gün veya hemen sonrasında yapalım. Zira hem tamamen özgürce konuşabilmesini hem de anılarının taze olmasını istiyoruz.

Mülakatı tek kişinin, rahat bir üslupla yapmasına dikkat edelim. Birden fazla yöneticinin ayrılan çalışanı sıkıştırması gibi bir ortam oluşturmayalım. Bilhassa negatif yorumlar karşısında defansif bir yaklaşıma bürünmenin tüm süreci çöpe atacağını unutmayalım.

Ve elbette en önemlisi, ayrılan çalışanın aktardığı konuları değerlendirip gerekirse bu konularda adımlar atalım.

Bu haftaki yazımızı, Churchill’in bir sözüyle tamamlayalım: ‘Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama gereklidir, ağrı ile aynı işi görür; çünkü ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir.’

Tüm yazılarını göster