Çiftçiyi koruyan ölçek ekonomisi modeli

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

“Biz birlikte kalkınmanın peşindeyiz. Birlikte üretimin, birlikte kazanmanın, bu ülkenin insanıyla birlikte bu Anadolu topraklarının bereketini dünyaya tanıtmanın peşindeyiz Yani esasında biz ‘tarımda dönüşüm’ yapıyoruz” diyor Agrotech’in Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Gökçen Keskin.

2013 yılında kurulan Agrotech, tarım ve teknolojiyi buluşturan bir vizyona sahip. Kendi toprakları ve bölgedeki emektar çiftçilerin işlemeye devam ettiği arazilerde verimliliği en üst seviyeye çıkarmayı amaçlayan Agrotech, tarımsal bilgi birikimini ileri teknolojilerle harmanlayarak sektöre öncülük edecek uygulamalar geliştiriyor.

Sürdürülebilir tarım ve gıda arz güvenliği üzerine kurguladığı iş modelinde, çiftçilere istikrarlı gelir ve pazar garantisi sağlayarak tarımsal üretimi destekleyen şirket, 3 bin dönümü kendisine ait, 23 bin dönümlük alanda domatesten fındığa, muzdan bademe kadar çeşitli ürünlerde sözleşmeli tarım yapıyor.

Agrotech’in Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Gökçen Keskin, âtıl durumda olan tarıma elverişli arazileri ekonomiye kazandırdıklarını belirterek, “Arazi ve ürünü kurguladıktan sonra teknolojideki gücümüz devreye giriyor” diyor. Keskin’den, “tarımda dönüşüm yaratan modeli” dinledik:

Atıl durumdaki, tarıma elverişli arazileri ekonomiye kazandırıyoruz “Sürdürülebilir tarım ve gıda arz güvenliği üzerine kurguladığımız iş modeliyle âtıl durumdaki, tarıma elverişli arazileri ekonomiye kazandırıyoruz. Bu sayede hem çiftçilerimizin refahını artırıyor hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Tarımı, ülke olarak tam bağımsızlığın en önemli unsuru olarak görüyoruz. Türkiye’nin sorunu çok parçalı araziler. Miras nedeniyle araziler çok bölündü. Türkiye’de çiftçi başına düşen arazi miktarı 30-35 dönüm. Bu sebeple araziler birleştirip 3 bin dönüm çapına ulaştırılınca teknoloji kullanımı ve diğer girdiler konusunda avantajlı konuma geçebiliyorsunuz. Biz 2 bin 500 dönümde 95 çiftçiyi bir araya getirdik ve domates operasyonumuzu böyle gerçekleştirdik. Ve verimlilik sağladık. Bu sebeple bin dönüm ve üzeri operasyonları gerçekleştirerek ölçek ekonomisi kurallarını hayata geçireceğiz.”

Asıl önem verdiğimiz, emektar çiftçilerin tarım yapabildiği topraklar

“Kendimize ait topraklarımızın yanında asıl önem verdiğimiz, emektar çiftçilerin tarım yapabildiği topraklar. Biz her ikisi için de hem teknolojiye hem de bu alandaki bilgi birikimimize başvurarak, tarım alanında heyecan yaratma azmiyle yola çıktık ve gerçekten çok yol aldık. Bugün Antalya, Samsun, Uşak ve Burhaniye’de 23 bin dönümde tarım yapıyoruz. Sözleşmeli tarım ile çeşitli sebze, meyve, bakliyat ve hububat gibi birçok farklı tarım ürünü üretiyoruz ve birçok ürününün de ihracatını gerçekleştirmek için çalışıyoruz. 3 bin dönümlük kendi arazimizin bin 700 dönümünde ceviz ve meyve çeşitleri, bin dönümünde fındık yetiştiriciliği, 300 dönümünde ise seracılık faaliyetlerimiz devam ediyor. İzmir Torbalı’da bulunan salça fabrikamızda günlük bin ton domates işleme kapasitesine sahibiz. Burada günde 160 ton salça üretiyoruz."

Temel hedef ‘sürdürülebilir gıda arzı’nı oluşturmak

“Sürdürülebilir gıda arzını oluşturabilmek için adımlar attık. Biz sözleşmeli tarım yapılabilmesi için bazı girdilerin olması gerektiğinden hareketle bir gübre fabrikası kiraladık. Uluslararası standartlara sahip, çevre ve insan sağlığını önceleyen, doğa dostu gübreleri üreterek toprak ve ürün verimliliğini artırıyoruz. Ürettiğimiz uygun fiyatlı gübreyle çiftçilerin maliyetlerini düşürerek rekabet avantajı sağlıyor, çiftçilere destek olmanın yanı sıra girdi maliyetlerini de azaltıyoruz. Türkiye’deki üretim planlamamızın tamamlanmasının ardından Azerbaycan ve Özbekistan’dan da sözleşmeli tarım için gelen talepleri değerlendireceğiz. Buradaki amacımız da ülkemizde üretilmeyen ithal ettiğimiz ürünlerin üretilmesi olacak. Böylelikle cari açığı azaltma yönünde Agrotech’in bu ülkeye faydası dokunmuş olacak.”

Türkiye’nin ilk cam seralarından birini kurduk

“Tarım topraklarının yetersiz kalması ve gıdaya erişimin kısıtlılığı gibi riskler artarken, gelişen teknoloji de bu soruna çareler arıyor. Geleneksel tarım yöntemlerinden farklı olarak topraksız tarım, bitkilerin toprak yerine besin çözeltileri içinde yetiştirildiği bir tarım yöntemi. Bu yöntemde bitkiler, besin maddeleri, su ve oksijenle zenginleştirilmiş bir ortamda yetiştiriliyor. Sağladığı su tasarrufu ve verimliliğin yanında hastalık ve zararlı canlıların kontrolü gibi avantajlarıyla dikkat çeken topraksız tarım yöntemi, sınırlı tarım alanları veya kentsel bölgelerde tarım yapmaya da imkân veriyor. Topraksız tarımın su tasarrufu, alan verimliliği, hastalıkların kontrolü ve besin kontrolü gibi avantajları var. 2012 yılında temeli atılan ve 2018’den bu yana aktif olan seramızda yetiştirdiğimiz salkım domatesin tamamını ihraç ediyoruz. Bu uygulamayı Türkiye’nin diğer bölgelerine de yaygınlaştıracağız.”

Tarım topraklarını korumak için halka arz

Borsa İstanbul’da iki tarz halka arzı var. Birincisi; şirketi kurumsal yapayım diye halka arz. İkincisi; borçlarımı ödeyeyim diye halka arz. Agrotech bunların ikisi de değil. Agrotech’in hiçbir borcu yok. Halka arzın nedeni, tarım arazilerinin kızlarımdan sonra da hep tarım arazisi olarak kalmasını sağlamak. Bu topraklar imara açılmasın. Büyük binalar yapılmasın. Halka arzdan gelen gelir şirketin yatırımlarına harcanıyor.”

"Hep gül kızım”

“Şirketimizin yüzde 55’i kadın çalışanlardan oluşuyor. Kadın çalışanlarımızın sayısı hasat dönemlerimizde daha da artıyor. Bu da bizim gibi bir teknoloji ve tarım şirketi için gurur verici bir istatistik. Bildiğiniz gibi tarım sektörü kadın emeğinin en yoğun ancak en az görünür olduğu sektörlerden. Tarih boyunca tarımsal üretimin yükü hep kadınların omzunda olmuştur, ancak kadınların emeği istatistiklere yansımıyor. Bu arada, öncelikli deprem bölgesinde yaşayanlar olmak üzere kız çocuklarının eğitimine destek olacak bir vakıf kurmanın da hazırlıklarına başladık. Adı, “Hep Gül Kızım” olacak. Aynı zamanda tarım okulu projem var. Genç kızlar, genç adamlar toprağına, tarıma ilgi duyarsa bence tersine göç bile başlayacak.”

Yapay zeka ile çiftçilerin hayatını kolaylaştıracak

“Teknoloji sektörü de tarım gibi bağımsızlığımızın önemli bir unsuru. Bu alanda da geleceğin teknolojilerine yatırım yaparak, e-ticaret ve dijital dönüşüm süreçlerini yapay zekâ ile yöneten ürünümüz By-Chat ile dünya çapında hizmet sunuyor ve geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Yazılım geliştirmede de Türkiye, Avrupa, Amerika ve Orta Asya bölgelerinde başta e-devlet, e-sağlık, telekom ve inşaat sektörü olmak üzere özelleştirilmiş yazılım çözümleri sunuyor ve değer yaratıyoruz. 2010 yılından bu yana dünyanın birçok coğrafyasına teknoloji ihraç ettik. New York Tekstil Borsası’nın yazılımını gerçekleştirerek Türkiye’den ABD’ye yazılım ihraç eden ilk teknoloji şirketi olduk. Çok yakında detaylarını paylaşacağımız bir uygulamamız var. Bu uygulama sayesinde yapay zekâ desteği ile çiftçilerin hayatını kolaylaştıracak ve onların birlikte hareket etmelerine ve fikir alışverişi yapmalarına imkân tanıyan yeni bir uygulamayı kullanıma sunacağız.’’

Tüm yazılarını göster