CFO’lar için yeni dünyanın ihtiyaçlarını rakama dökme zamanı

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

IFS Küresel Yüksek Potansiyelli Pazarlar Başkanı Zoran Radumilo, “İçinde bulunduğumuz dönüşüm sürecinde geleneksel şirketler çok zorlanacaklar, çünkü tehdidi görmüyorlar. Değişimi görmeyen şirketler, işlerini aynı şekilde yapmaya devam edecekler. Dışarıda neler olduğunu bilmemek, geleceğe hazır olmanızı engeller” diyor.

COVID-19 salgını nedeniyle ekonomi ve toplumsal hayatta yaşadığımız ani ve zorunlu dönüşüm, teknolojinin iş süreçlerinde ve insan ilişkilerindeki önemini net bir şekilde ortaya koyarken, bu dönüşüme direnenler için bir test niteliği taşıyor.

IFS Küresel Yüksek Potansiyelli Pazarlar Başkanı Zoran Radumilo’nun dediği gibi, “Teknolojinin sağladığı seçenekleri ve bu seçeneklerin sunduğu fırsatları öğrenmek gerekiyor. Birçok şirket bu seçeneklerin farkında olmadığı için, eski iş modelleri ile yoluna devam ediyor.” İtalya’nın 5G dönüşümünde önemli rol üstlenen isimlerden biri olan Radumilo, eski iş modelleri ile gidilen yolun çok uzun olmadığına da dikkat çekiyor.

IFS; dünyada 40, Türkiye'de ise 20 yıldır şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğuna rehberlik ediyor. 2019’da globalde yüzde 32’lik bir büyüme gerçekleştiren şirket, 2020 başında kurduğu “Yüksek Potansiyelli Pazarlar” arasına Türkiye’yi de dahil etti.

Şirketlerin dijital dönüşüm ile büyümesine, karlılığını artırmasına, sürdürülebilirlik sağlamasına ve bu yolla Türk ekonomisinin globalde daha fazla şirket ile gücünü artırmasına katkı sağlamayı hedefleyen IFS Türkiye’nin hayata geçirdiği IFS Gelecek Yatırımcıları Platformu ise, dijital dönüşüm sürecine yönelik farkındalık, bilgi ve deneyim paylaşımını artırmayı amaçlıyor. Platformun geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ilk buluşmasının başlığı “Dijital Dönüşümde CFO’nun Rolü” oldu.

Görüşlerini aldığım IFS Küresel Yüksek Potansiyelli Pazarlar Başkanı Zoran Radumilo, dijital dönüşüm sürecinde üç temel kavramın ön plana çıktığını söylüyor ve bunları “seçim yapabilmek, meydan okuyabilmek ve müşteri odaklılık” olarak sıralıyor.

“Teknolojik dönüşüm işin en kolay kısmı, en zor kısım ise, bu sürecin insanlar tarafından benimsenip, hayata geçirilmesi” diyen Radumilo’nun altını çizdiği gibi, “Bu noktada önemli olan yazılım, donanım, ya da teknolojinin ne derece ileri olduğu değil; tüm bunların iş verimliliğini artırmak için nasıl kullanıldığı.”

Teknolojinin sunduğu seçeneklerin farkında olmak gerekiyor

Bu noktada, CEO’lar kadar, CFO’lara da büyük bir rol düşüyor. Çünkü; yeni dünyanın ihtiyaçlarını rakamlara dönüştürecek olanlar, CFO’lar.

Zoran Radumilo öncelikle “seçeneklere” odaklanıyor. Her bir şirketin kendi işini daha ileri taşıyacak teknoloji seçeneklerini tanıması, belirlemesi ve bu teknolojileri iş süreçlerine entegre etmesi gerektiğini söylüyor. Radumilo, “IFS’in misyonu, sorunları çözmede herhangi bir sınırlama koymadan, müşterilerine seçme özgürlüğü vermek. Bugün buluttan, analitiğe, veri yönetiminden, yapay zekaya çok fazla seçenek var. Önemli olan bu seçeneklerin varolduğunu bilmek ve her birinin ne yönde fayda sağladığını anlamak. Yaşadığımız dönüşüm sürecinde, yöneticilerin fayda temelli kararlar alması gerekiyor. Bu kararlar, şirketlerin gelecekteki değerini ve küresel rekabet gücünü belirleyecek” yorumlarını yapıyor.

Geleneksel şirketler tehdidi görmüyor

Radumilo, “Bu dönüşüm sürecinde geleneksel şirketler çok zorlanacaklar, çünkü tehdidi görmüyorlar. Tehdit geleneksel olmayan şirketlerden geliyor. Değişimi görmeyen şirketler, işlerini aynı şekilde yapmaya devam edecekler. Dışarıda neler olduğunu bilmemek, geleneksel olmayan rekabetin işinize ne derece zarar vereceğini görememek, geleceğe hazır olmanızı engeller. Eğer, tüm bu değişimi analiz edip; tüketici beklentileri, tedarik zinciri ve finans arasında entegrasyonu gerçekleştiremediyseniz, çok zor zamanlar sizi bekliyor demektir” diye ekliyor.

Tehdidi görmeyen, fırsatı da göremez

Tehdidi görmeyen şirketlerin, aynı zamanda teknolojinin sunduğu seçenekleri ve fırsatları da bilmediklerini söyleyen Radumilo, şunları anlatıyor: “Şirketlerin hangi seçeneklere sahip olduklarını görmeleri önemli. Bizim onlara bu yönde içerik sunmamız gerekiyor. Belki de farklı bir dünya olduğunun farkında değiller. İçinde bulunduğumuz süreçte farkındalık çok önemli. Teknolojinin sunduğu fırsatlardan yararlanamayanlar, bir noktada yok olmaya mecburlar. Pazar ve müşteri değişirken, siz aynı kalamazsınız. Önemli olan yazılım, donanım veya en havalı cihazları satın almak değil; sahip olduğunuz teknolojileri iş verimliliğini artırmak, yeni iş alanları yaratmak için kullanmak. Size en yakın olan teknolojiyi bulup, iş modellerinize entegre etmeniz gerekiyor. Bu teknoloji sayesinde yerimlilik artışı sağlanması kadar, bu verimliliğin sürdürülebilir şekilde korunması da çok önemli. İşte CFO’lara bu noktada çok önemli bir görev düşüyor. Onların dünyanın yeni ihtiyaçlarını, sürdürülebilirliği, yeni neslin beklentilerini rakamlara dönüştürmeleri gerekecek.”

Tüm yazılarını göster