“Çelikte 600 kg salımla dünyanın en iyisiyiz”

Handan Sema CEYLAN YERELDEN KÜRESELE

Fosil yakıt kullanan bir çelik tesisi bir ton çelik üretmek için ortalama 3 bin kilogram karbon salımına neden olurken, Tosyalı Holding bu rakamı 600 kilograma düşürdü. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, karbonda net sıfır çağına ancak demir-çelik sektörünün dönüşümü ile ulaşılabileceğini kaydederek, “Sektörün öncüsü olmak için kollarımızı sıvadık. Hem yeşil üretim yapacağız hem de 5 yıl içinde dünyanın en büyük 20 çelik şirketi arasında yer alacağız. Böylece o ilk 20’nin içinde de ‘yeşil’ kimliğimizle öne çıkacağız” dedi.   

      

SteelData organizasyonuyla gerçekleştirilen “Yeşil Çelik Zirvesi – Green Steel Summit 2024” sonrasında sorularımızı yanıtlayan Fuat Tosyalı, 100’ün üzerinde sürdürülebilirlik projesi sayesinde, Avrupa pazarında da büyüyeceklerini söyledi.         

Bu yılın başında İspanya'nın çelik boru üreticilerinden Baika Steel Tubular System (STS) fabrikasını satın aldıklarının ve Tosyalı şirketlerinden Tosçelik Spiral Boru’nun, "Ren Su Boru Hattı" (RWTL) ihalesini aldığının hatırlatılması üzerine Tosyalı, “Çelik sektörü tarihinin en büyük değişimine sahne oluyor. Daha önceden böyle büyük bir kırılım olmamıştı. Otomasyon tartışmaları vardı. Ama şu anda üretim metodolojisi değişiyor. Çelik çevreci olmak zorunda. İnsanlar artık yeşil çelikten yapılan otomobile binmek isteyecek. Evindeki beyazeşyanın dünyaya zarar vermeden üretilmesini tercih edecek” dedi. “Avrupa Yeşil Mutabakatı bir fırsat. Yeşil ekonomiye geçiş sürecini ekonomik ve endüstriyel bir fırsata çevirme imkanı” diyen Tosyalı, “Demir-çelik sektörü de bu yeşil dönüşüm sürecinin en önemli aktörü olmaya aday. Şu anda küresel çelik üretiminde fosil yakıtların payı yüzde 75. Bu da demek oluyor ki bizim gibi karbon salımını azaltmayı başarabilen çelikçiler öne çıkacak” şeklinde konuştu. Tosyalı, şöyle devam etti: “Fosil bazlı enerji tüketen bir çelik şirketinin 1 ton çelik üretmek için ortalama 3 bin kilogram karbon salımı var. Biz bugün 600 kilogramlar civarındayız. Bu devasa bir uçurum. Ancak buna rağmen 600 kilogram bile bizi rahatsız ediyor. En düşük karbon salımı çeliği üretmemize rağmen biz bunu çok daha aşağı çekecek de karbonizasyon çalışmalarını yapıyoruz. O saldığımız karbonu da yakalayıp yok edecek çalışmalar yapıyoruz.” 

CEZAYİR’DE DRI, İSKENDERUN’DA QUANTUM FURNACE…

Demir-çelik sektöründe yeşil dönüşüm alanında ilk harekete geçen firmanın kendileri olduğunun altını çizen Tosyalı, “Bizim işimiz gücümüz çelik… Bunun da en kalitelisini ve sürdürülebilir olanı yapmaya talibiz. Cezayir’de devam eden, Türkiye’deki yeni devreye aldığımız Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisi yatırımlarımız tamamen sürdürülebilirlik odaklı. Cezayir’de dünyanın ilk Doğrudan İndirgenmiş Demir (DRI) tesisini devreye alıyoruz. Burada tam üç DRI olacak. İskenderun 2. OSB’de hayata geçirdiğimiz ve üretime başladığımız Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisi’nde Quantum Furnace teknolojisini kullanıyoruz ve bu Türkiye’de bir ilk. Yaptığımız bu yatırımlar yarın bize uygulanacak yaptırımlardan daha ucuza gelecek” şeklinde konuştu.

5 YILDA GÜNEŞTEN ÜRETİMİ 2,5 GİGAWATT’A ÇIKARTACAK

Güneş enerjisinde de hedef büyüttüklerini söyleyen Tosyalı, “Tosyalı çatı tipi elektrik üretiminde 235 megawattl’ık gücüyle dünyadaki en büyük solar kapasitesine sahip fabrikalar arasında. Bu yetmiyor iki yıl içinde 1,5 gigawatt’a çıkartacağız. Önümüzdeki 5 yıl içinde 2,5 gigawatt’a çıkartacağız. Bu bir Türk çelik şirketinin ulaşabileceği büyüklük. Dünyada böyle bir büyüklük yok” dedi.

“TÜRKİYE’NİN DE SINIRDA KARBON VERGİSİ KOYMASI LAZIM”

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) başkanlığı görevini de yürüten Fuat Tosyalı, Türkiye’nin kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak için çalıştıklarını vurguladı. Tosyalı, “Karar vericilerimiz, yenilenebilir enerji alanında çok yerinde kararlar aldılar” diyerek, şu açıklamaları yaptı: “Hala buna başlamamış ülkeler var. Dünyanın enerji ‘hub’ları arasında yerimizi almalıyız. Ayrıca bizim de sınırda karbon vergisi koymamız lazım. Böylece hem fosil yakıt kullanan, hem ‘iyi’ üretim için emek vermeyen, fiyat endeksli ürünlerin Türkiye’ye girmesini, adeta buraya boca edilmesini engellemiş oluruz. Bunun için ülkemizin karar mercilerinin bir düzenleme yapması bekliyoruz.”

Tüm yazılarını göster