Çekirdek Merkez’in, gıda halkın enflasyonudur

Dünya Gazetesi yazarı Servet Yıldırım kaleme aldı.

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun geçen haftaki açıklamalarında enflasyonla ilgili önemli iki bölüm vardı. Birincisi çekirdek enflasyona dair olan kısımdı. İkincisi ise fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya ilişkindi. Birincisi enflasyon görünümüne dair ne kadar umut vericiyse, ikincisi o kadar kaygı vericiydi.

Çekirdek enflasyon konusunda başkan, çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık TÜFE artışından daha düşük seyrettiğine işaret ederek, “Kısa vadede enflasyon görünümünde etkili olan geçici unsurların etkisini yitireceğini ve son çeyrekte enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini düşünüyoruz. Gıda dışı enflasyonun yılın geri kalanında da manşet enflasyonun altında kalmaya devam etmesini bekliyoruz” dedi. Bu açıklamaları, TCMB’nin çekirdek enflasyondaki düşüşe bağlı olarak önümüzdeki dönemde faiz indirimine gidebileceği şeklinde yorumlayan piyasanın tepkisi olumsuz oldu. 

Çekirdek enflasyon, enflasyonun geçici etkilerden arındırılmış kalıcı kısmıdır. Enerji, temel gıda ve dolaylı vergiler gibi kalemlerin endeksten dışlanması yoluyla hesaplanır. Arkasındaki mantık fiyatları uluslararası piyasalarda belirlenen enerji ve altın; havadan ve sudan etkilenen gıda ile hükümetin belirlediği alkollü içkiler ve tütün gibi ürünleri kapsam dışında bırakıp TCMB’nin para politikasıyla etkileyebileceği kalemlere bakmaktır. Bu kalemler enflasyonun ana eğilimi hakkında daha iyi fikir verirler. Çekirdek enflasyon uzun dönemli fiyat hareketlerini yansıtır, geçici fiyat şoklarını dışlar. Fiyatlar genel seviyesindeki değişimi sürekli kılan unsurları tespit etmeyi ve buna uygun para politikası belirlemeyi amaçlar. Bu nedenle hükümetlerin ya da halkın değil ama merkez bankalarının enflasyonudur. Çünkü merkez bankaları ellerindeki araçlarla sadece çekirdek enflasyonu etkileyebilirler.

Oysa halkın enflasyonu ise gıda enflasyonudur. Çünkü harcama sepetinde en fazla pay gıdanındır. Dolayısıyla gıdanın dışlandığı bir enflasyon göstergesi halk ve özellikle düşük gelir grupları için anlamlı değildir.

Bu çerçevede TCMB’nin çekirdek enflasyonu takip ederek aksiyonlarını buna göre belirlemesi normaldir. Faiz kararı alırken özel kapsamlı göstergelere yani çekirdek enflasyona bakması doğaldır; doğru bir bakıştır. Kavcıoğlu’nun “Para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve bunların orta vadeli enflasyon hedefimizle uyumlu seyretmesine ilişkin analizler yanında, önümüzdeki dönemde arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına biraz daha fazla ağırlık verilecektir” sözlerinde de bu bakış vardır. Bu bakış ile Merkez Bankası “talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte” önümüzdeki dönemde enflasyonun gerileyeceğini düşünüyor.

Fiyatlama davranışları bozuldu

Ancak Kavcıoğlu’nun açıklamalarında dikkat çeken bir diğer kısım ise fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya dairdi. En az çekirdek enflasyondaki gerileme kadar üzerinde durmaya değerdi.

“Son dönemde belirli ürünlerdeki fiyat artışları tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıktı. Enflasyona en çok katkı yapan ürünlere baktığımızda, ağustostaki yıllık fiyat artışlarının son 10 yıldaki ortalama artışların üç-dört katını aşabildiğini görüyoruz” diyen Kavcıoğlu, “ortaya çıkan fiyat davranışları”ndan bahsederek, bunların “ekonomik ve sosyal normalleşme hız kazandıkça önümüzdeki dönemde yeniden salgın öncesi haline yakınsayacağını değerlendiriyoruz” diyor.

Enflasyon beklentileri enflasyon oluşmasında kilit rol oynarlar. TCMB’nin kendi anlatımı ile “Tüketicilerin ve üreticilerin gelecekte fiyatların yükselmeye devam edeceğini beklemeleri durumunda, bu beklentiler maaş zammı, kira artışı, ticari sözleşmelere konu olan fiyat belirlemeleri gibi geleceğe yönelik ücret talepleri aracılığıyla mal ve hizmet fiyatlarına yansır.” Diğer bir deyişle bu beklentiler ve talepler gelecekteki enflasyonu belirlerler. Ekonominin aktörleri ileriye yönelik beklentilerini o ana kadar gerçekleşen enflasyona göre belirlemeye devam ederler. Bu durum ise “enflasyon ataleti”ne neden olur, merkez bankaları için zor bir durumdur. Kavcıoğlu’nun açıklamaları TCMB’nin an itibariyle bu zor durum ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla beklentilerin ve fiyatlama davranışlarının bozulduğu bir ortamda merkez bankaları çekirdek enflasyondaki bir-iki aylık yavaşlamalara bakıp faiz indirimine gitmezler. Doğru adım beklentilerdeki iyileşme sağlanıncaya kadar sıkı parasal duruşu gevşemeden korumaktır.

Tüm yazılarını göster