İstanbul Modern’de “beklenmedik karşılaşma”
Olafur Eliasson’un Türkiye’deki ilk sergisi “Senin beklenmedik karşılaşman”, İstanbul Modern’de açıldı. Günümüzün en dikkat çekici sanatçılarından biri olarak kabul edilen Eliasson’un “Senin beklenmedik karşılaşman” adlı sergisi, sanatçının 30 yıllık pratiğini keşfetme imkânı sunarken üretiminin merkezinde yer alan temaları farklı yönleriyle keşfetmeyi sağlıyor.
Ana sponsorluğunu Eczacıbaşı Topluluğu ve VitrA’nın üstlendiği kapsamlı sergide, yeni üretimler de dahil olmak üzere 40’a yakın yapıt yer alıyor. Sanatçının odaklandığı su, ışık, renk, algı, hareket, geometri ve çevre gibi konuların izlenebileceği serginin küratörlüğünü, müzenin küratöryel ekibinden Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun ve Ümit Mesci üstleniyor.
Üretimlerinin izleyiciyle karşı karşıya geldiğinde tamamlandığı fikrini her zaman vurgulayan Eliasson, sanatseverlerin aktif katılımını yapıtlarının ana bileşenlerinden biri olarak tanımlıyor. İzleyiciyi dinamik keşif sürecinin bir parçası olmaya davet eden sanatçının farklı bağlam ya da ölçekte sunduğu olgular, benzersiz deneyimlere dönüşüyor.
31. İstanbul Caz Festivali parklar ve Boğaz’da bir kez daha müzik keyfi yaşatacak
İstanbul Caz Festivali’nin en sevilen etkinliklerinden Parklarda Caz ve Caz Vapuru ile İstanbullular açık havada müzikle buluşacak ve mekânlar bir günlüğüne festival alanına dönüşecek. Gösteri Eş Sponsorları Tchibo ve Eduscho’nun destekleriyle gerçekleştirilecek ücretsiz Parklarda Caz konserleri 6 Temmuz Cumartesi günü Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde, 7 Temmuz Pazar günü Beşiktaş Cüneyt Arkın Sanatçılar Parkı’nda, 13 Temmuz Cumartesi günü Küçükçekmece Göl Kenarı Amfi Tiyatro’da ve 14 Temmuz Pazar günü Şişli Habitat Parkı’nda müzikseverleri ağırlayacak. Parklarda Caz’ın bu yılki konukları arasında Duckshell ve Brass Riot’ın yanı sıra 2024’ün Genç Caz+ grupları yer alıyor. Caz Vapuru bir kez daha izleyiciyi Boğaziçi’nde caz ve swing’le bir araya getirecek. 14 Temmuz Pazar günü saat 11.00’de Kabataş İskelesi’nden kalkarak Anadolu Kavağı’na kadar Boğaz boyunca yol alacak.
Antalya’da caz dinlemek başkadır
Tam yedi yıl geçmiş, Akra Caz Festivali’nin ilk etkinliğini izlediğimden bugüne. Antalya’da bir otelin caz festivali düzenlemesi ve dünyanın dört bucağında usta yorumcuları konuk etmesi çok önemliydi. İlk festivali dün gibi hatırlıyorum, 2018 yılıydı… Bu sene olduğu gibi otelin bahçesine kurulan açık hava sahnesinde, Akdeniz’in ve Beydağları’ın eşsiz manzarası eşliğinde dinlemiştik harika yorumcuları. Yasmin Levy, Fransız grup Electro Deluxe ve tabii ki bu senede sahne alacak olan Fazıl Say, ilk etkinlikten aklımda kalanlar. İlk etkinliğin en özel gecelerinden biri de Çıplak Ayaklı Diva olarak hafızalarda iz bırakan Grammy ödüllü efsane isim Cesaria Évora’nın anısına düzenlenen “Cesaria Évora Gecesi”ydi.
Festivalin bu yılki slogan Şehirde Caz Var. Antalyalılar her konseri tıklım tıklım dolduruyor, ardından Jam Session’lara katılıyorlar. Yani şehir, bu festivali çoktan benimsemiş. Jam Session dedim, evet festivale ev sahipliği yapan Akra Hotel’in ana konser mekânının dışında bir de “Jam Session 251” isimli bir sahnesi var.
Venezuelalı sanatçının gözünden “İstanbullular”
İGA İstanbul Havalimanı, farklı kültürlerin karşılaştığı ve etkileşime girdiği bir sanat merkezi olma misyonuyla çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmayı sürdürüyor. Çağdaş sanat platformu Zarastro Art ve İGA ART iş birliğiyle düzenlenen “İstanbullular” sergisinde, Venezuelalı sanatçı Jesús Briceño Reyes’in gözünden insan manzaralarına yer veriliyor.
31 Temmuz’a kadar İGA İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminali A-B Knuckle’daki İGA ART Galeri’de yer alan sergide, Briceño Reyes, kısa süreliğine dâhil olduğu İstanbulluların yaşantısına eserleriyle ayna tutmaya çalışıyor.
Tuğra Restaurant’ın Bahar Menüsü’nde Türk ve Osmanlı mutfakları sentezi
Çırağan Sarayı içindeki Tuğra Restaurant, 2023 Michelin Rehberi'nin “Tavsiye Edilenler” listesinde yer aldı. 2024’te Michelin “Servis Ödülü”nü kazanan Tuğra, Gault&Millau'nun “Şef Masaları” kategorisinde iki şapka sahibi oldu. Restoranın executive şefi 20 yılı aşkın bir süredir hem Türkiye’de hem Avrupa’da birçok yerli ve yabancı kuruluşta şef ve şef yardımcılığı pozisyonlarında çalışan Emre İnanır. Sezona ait yerel lezzetler, sürdürülebilir bir mutfak ve coğrafi işaretler en hassasiyet gösterdiği başlıklar arasında. Misafirlere sunulmaya başlayan Bahar Menüsü’nde de mevsime özel ürünleri bir araya getiriyor Emre Şef ve şöyle diyor:
“Konuklarımız, sebzelerin yanı sıra baharın getirdiği bize özgü balıkları, kuzu ve oğlak gibi etleri de menüde görecekler. Bu ürünleri Türk mutfağına, Osmanlı mutfağına uyarlarken öncelikle dikkat ettiğimiz, eskiden aldığımız ilham. Reçetelerin ve tekniklerin birleştirilmesiyle beraber klasik mutfağın biraz daha modernize edilmiş dokunuşlarıyla misafirlerimizi karşılıyor olacağız. Türk ve Osmanlı mutfaklarını geleceğe miras olarak taşımak istiyoruz.”
Geleneksel ile modern lezzetler Noir Suadiye’de buluşuyor
Bağdat Caddesi’ndeki Noir Suadiye, iki ayrı mekândan oluşuyor. Sol taraf bir brasserie, sağ taraf ise patisserie konseptinde. İşletmeciler Oğuz ve Miray Emeç çiftinin büyük bir özenle takip ettiği mekânın pastane kısmı, yerinden getirilen özel malzemeler ve farklı fermantasyon teknikleri kullanılarak yapılan ekmek çeşitleri, tereyağlı açmalar, mahlep ve dil peynirli poğaçaların da sunulduğu kahvaltısı ile dikkat çekiyor. Modern lezzetlerin şeflerin dokunuşlarıyla özel yorumlar kazandığı kahvaltının öne çıkan ürünleri ise ‘anne eli değmiş gibi’ yorumları alan hamur işleri. Noir Suadiye’nin fine dining restoranı ise akşamları hizmet veriyor.