Çatışma tırmanacak mı?

İlter TURAN SİYASET PENCERESİ

Hemen herkesin kafasını aynı soru kurcalıyor. Acaba İsrail-Filistin çatışması diğer Orta Doğu ülkelerini de içine alan daha kapsamlı bir çatışmaya dönüşecek mi? Özellikle çatışmalara uzaktan bakıp, yerel liderlerin söylediklerini dinleyenler, böyle bir olasılığın gerçekleşmesinden korkuyorlar. İki üç gün önce, arada sırada beni telefonla arayıp Türkiye ve bölge hakkında bilgi alması nedeniyle dost olduğum Polonyalı bir gazeteci savaşın bölgeye yayılma olasılığını sordu. Tahminde bulunmanın güçlüklerine işaret ettikten sonra, sorusuna doğrudan cevap vermek yerine kendisine Polonya’nın Rusya-Ukrayna savaşına katılma olasılığı nedir diye sordum. Cevap beklendiği gibi “pek muhtemel değil ama bilinmez” şeklinde geldi. Gazze’de de durum bundan farklı değil. 

Çatışmaların tırmanması ve yayılması olasılığından çekinenler arasında ABD de bulunuyor. Haberler doğruysa, yüksek rütbeli Amerikalı yetkililerden oluşan bir heyet gizlice bir İran havaalanına uçmuş, orada bazı İranlı yetkililerle görüşerek Tahran’da Pezeskiyan’ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu sırada öldürülen Haniyye cinayetine mukabele etmemelerini telkin etmişler.  Amerikalılar herhangi bir cevabi İran eyleminin İsrail’in güçlü tepkisi ile karşılaşacağı ve çatışmalarda tırmanmaya yol açacağınndan korkmaktadırlar. İranlılardan Netanyahu’nun kendilerine kurduğu tuzağa düşmemelerini istemişlerdir. 

Olaya İran açısından bakıldığında bu tam bir “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık,” açmazıdır. Neticede Haniyye’nin öldürülmesi gibi dramatik ve birşey yapılmazsa İran’ı zayıf ve karşılık vermekten aciz gibi gösterecek bir olay karşılıksız bırakılamaz.  Olay zaten şimdiden İran istihbaratının başarısızlığı olarak nitelendirilmektedir. Buna karşılık, herhangi bir İran eylemi, İsrail’in daha da sert bir cevabını davet edebilir ki, çatışmaların yeni eylemlerle tırmanmasını İran arzulamamaktadır. Buna karşılık, İsrail’in İran ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle Suriye ve Lübnan’daki bazı aktörleri de meşru hedefler arasında koymuş olması, çatışmanın tırmanma ihtimalini güçlendirmektedir. Çatışmaların genişlemesinin İran’a herhangi bir fayda sağlayacağı tartışmalıdır. Ancak, karşımızdaki soru İran’ın muhtemelen İsrail tarafından planlanan ve icra edilen Haniyye cinayeti karşısında sessiz mi kalacağı, yoksa birşey yapıp yapmayacağıdır.  

Savaşın bölgedeki diğer ülkelere sıçraması olasılığından korkan bir aktörün gayretlerini İran’ın güçlü bir tepki vermemesi üzerinde yoğunlaştırması yanında, İsrail’le de konuşarak İran tepkisine cevap vermemek konusunda onu ikna etmeye gayret etmesi beklenebilir.  Ancak, görünüşe göre, Amerikalılar İran’a yaptıkları telkinlerin benzerini İsrail’e yapmamaktadırlar. Neden? Sorunun basit cevabı, Amerikan Başkanı Biden’in Netanyahu hükümetinin yaptıklarından bağımsız olarak İsrail’i her zaman destekleyeceğini ilan etmiş olmasıdır. Böyle olunca, Netanyahu Biden’in tavsiyelerine uyma baskısı duymamakta, ne yaparsa yapsın, Amerikan desteğini arkasında bulacağına güvenmektedir.

Amerika’nın siyaseti, şu sıralarada ülkenin bir başkanlık seçimi süreci yaşamasından da etkilenmektedir. Musevi lobisi çok iyi örgütlenmiş olması yanında, kampanyalara büyük bağışlar yöneltecek konumdadır. Sonucu belirleyecek “ortada” olan bazı eyaletlerde hissedilebilir Arap kökenli azınlık varlığı bulunmakla birlikte, bunlar sayıca daha zayıf, daha az örgütlenmiş ve paraca daha fakirdirler. Bu ortamda, şu sıralarda ABD’nin fazlasıyla İsrail yanlısı siyasetinde fazla değişiklik beklenmemelidir.  

Eğer ABD İsrail’in çatışmayı yaygınlaştırmasını, bilhassa İran’ı çatışmaya çekme çabalarını dizginleyemezse, çatışmanın daha kapsamlı olma yönünde evrilmesi önlenemez mi? Böyle bir soruyu cevaplamak zordur. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, bölgedeki başlıca aktörlerden hiçbiri çatışmaların tırmanmasını, kendilerinin de çatışmanın içine çekilmesini istememektedir. Rusya İran’ın hava savunmasını güçlendireceğini ilan etmiştir. Rusya’nın bu konuda ne oranda başarılı olacağı bilinmemekle birlikte, yine de İsraili İran’a saldırmaktan caydırabilir. Ayrıca, olaya karışmamakta zorlanan Arap rejimlerinin çatışmaya dahil olmalarını ne ABD ne de İsrail arzulamaktadır. 

Bu koşullar altında bir tahminde bulunmak gerekirse, gerilimin artacağını, İran ve İsrail arasında karşılıklı olarak bazı intikamcı eylemlerin yapılacağını ama çatışmaların yayılmayacağını söyleyebiliriz.  

Tüm yazılarını göster