Carry trade yabancı sermaye midir?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Değildir elbette… Ama finansal okuryazar olmayanlara böyle yutturabilirsin. Neticede yabancıdan geliyor ve sermaye getiriyor. İyi de ne götürüyor? Bu soruyu sormadığımız için başımıza gelmedik musibet kalmadı. Hatırlayın, Nebati’ye de “epistomolojiden neden koptun arkadaş” dememiştik.

Carry trade, Türkçe ifadesiyle fırsat kazancı; şu anda bizim döviz ihtiyacımızı karşıladığımız mekanizma… Ülkedeki kurları baskıla, faizini de yüksek tut ki para bulasın. Peki ya maliyeti? Ne sen sor ne de ben diyeyim; 6 ayda dolar bazında %18 kâr. İnan böylesi kâr uyuşturucu ticaretinde yoktur.

YABANCI SERMAYE DİYE YUTTURUNCA

Para bulmak için Körfez’e gitmiştik. Hafize Gaye Erkan ile Mehmet Şimşek, oradan bize 50,7 milyar $ kaynak getirecekti. 50 bin fidan alabildiler, onlar da Ankara’da “Katar Parkı” için. Kaynak? “Önce bize maketinden sattığınız Kanal İstanbul’un 14 milyar $’lık ürünleri teslim edin” dediler.

Din kardeşi olduğumuzu, deprem yaşadığımızı söyledik, acıdılar ve “8,5 milyar $’lık sukuk (islami bono) verdiler. Fakat İngilizler taş koydu; “Berat Albayrak’ın swaptan attığı kazığa misillememiz.” Atlantik’i geçtik ABD sahillerine vardık; “radarımızdasınız, bakarız ileride…” dediler, boş çevirdiler.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…

Yabancı sermaye neden gelmiyor?

Çünkü hukuki güvence istiyor, çünkü malına çökülsün istemiyor, çünkü Nebatik çözümlere maruz kalmak istemiyor, çünkü faizin yeniden nas olacağından korkuyor. Nitekim yabancı sermaye gelişinden fazla, bizim sermaye yabancılaşır oldu. Bu yüzden sadece yüksek faizimize geliyorlar.

Yabancı raporlar neden bizi övüyor?

Çünkü bizden kazanç sağlamayı kalıcı hale getirmek istiyorlar. “Kuru arttırma ki 100 dolarla ülkene geleyim, faizi düşürme ki yüksek nema kazanayım ve vade sonunda baskılanmış kurdan dövizime döneyim.” Raporların bize “aslansın, kaplansın, notunu arttırdım” diye gaz vermeleri boşuna değil.

not/SİZE IMF YOLLARI, BİZE KURŞUNLAR

IMF toplantıları için yine yollara düşüyoruz. Bakan Şimşek ile Guvernör Karahan; 21-26 Ekim tarihleri arasında IMF ve Dünya Bankası toplantılarına katılacak. Neyse ki bu defa onlarca araç, yığınca personel ile katılmıyoruz. Ne fayda sağlanacağını bilmiyoruz bari bütçemizi yollarda harcamayalım.

Toplantılarda, düzensiz küresel büyümeyi artırma, borç sıkıntısıyla başa çıkma ve yeşil enerji geçişini finanse etme çabaları görüşülecek. Maliye bakanlıkları, merkez bankaları ve sivil toplum gruplarından 10 binden fazla katılım bekleniyor. Bizimkiler burada elbette dış finansman için temaslar yapacak.

Ancak IMF’lik olmamıza rağmen siyaseten kendimizi öylesine bağladık ki, değil IMF’den bir şey istemek, onlarla aynı karede dahi görünmek istemiyoruz. Bu yüzdendir ki kendimize IMF olmaya başladık. Fakat IMF dahi sosyal politikaları önemserken bizler “insansız ekonomi” sürümünü sevdik.

O halde orada ne işimiz var? Biliyoruz ki bize para vermeyecek, “radarımızdasınız” diyecekler. IMF Başkanı Kristalina Georgieva; “buraya insanlar biraz moral bulsun diye toplanacak” diyor ve ilave ediyor; “yüksek vitesle harekete geçmeleri için korkmuş bir şekilde ayrılsınlar, yeter.”

Görünen o ki IMF toplantılarında bizimkileri zorlu diyaloglar bekliyor. Reform sözü veremiyor, enflasyonu indiremiyor, IMF ile görünmek istemiyor ama “istemem yan cebime koy” diyecekler.

Tüm yazılarını göster