Çanakkale Bienali, 4 Ekim ile 11 Kasım arasında 9. kez düzenlendi ve bu yıl ilk kez katıldığım etkinlik, Türkiye’nin bienal takviminde önemli bir yer tutuyor. İstanbul Bienali’nin 18. edisyonu 2025’e ertelenirken, 6. kez yapılan Mardin Bienali’ni kaçırmadım ve Çanakkale Bienali ile Sinopale arasında bazı benzerlikler gördüm. Her iki bienal de halkın desteğiyle hayata geçiyor ve Çanakkale Bienali’nin eş direktörü Deniz Erbaş, Sinopale’nin küratörlerinden biri.
Çanakkale Bienali, Dardanel’in ana sponsorluğunda bu yıl 30 farklı mekânda, 50’den fazla sanatçının katılımıyla gerçekleştirildi. Bienalin teması "Zamana Bırakmak" olarak belirlendi. Eş direktör Erbaş, bienalin kökeninin sivil toplum hareketlerine dayandığını ve Çanakkale’deki kültürel hareketliliğin bu etkinlikte önemli bir rol oynadığını belirtiyor. 2000’li yıllarda yapılan sergilerle bienal fikri şekillendi ve 2006’da başlayan Sinopale ile de organik bir bağ kuruldu.
Çanakkale Bienali İnisiyatifi (CABİNİN) kurucusu Seyhan Boztepe’nin sanat yönetmenliğinde, bienalin her edisyonunda kendini geliştiren, ancak STK karakterini kaybetmeyen bir yapı olarak büyüdü. CABİNİN, 2013 yılında kurulan Mahal Sanat Merkezi ile genç sanatçılara görünürlük kazandırmayı amaçlıyor. Ayrıca, Çanakkale’deki sanat ortamını destekleyen ve uluslararası alanda tanınan Dardanel’in, Çağdaş Sanat Müzesi projesine verdiği destek önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Bienalin ilk durağı ASTİM Sanayi Sitesi oldu. Burada, endüstriyel çevresel etkiler üzerine yapılan sergi, ileri dönüşüm ve dijital sanatla birleşen ilginç bir deneyim sundu. Kerim Meriç’in “Önce Biz Geldik” adlı eseri, 2023 Çanakkale yangınına atıfta bulunarak dikkat çekti. Ardından, Troya Müzesi’nde, mimar Ömer Selçuk Baz’ın tasarımıyla büyüleyici bir sergi gezildi. Bu sergide, Füreya Koral ile Rabia Seyhan’ın eserleri de yer alıyordu.
Çanakkale’nin çok kültürlü geçmişine tanıklık eden mekanlarda, Bordo Bina gibi eski yapılar, bienalin farklı sergi alanları olarak kullanıldı. Tasarımcı Bilal Yılmaz’ın kinetik ışık heykelleri de bu mekânda sergilendi. Korfmann Kütüphanesi, arkeolojik bir mabed olarak, David Blandy ve diğer sanatçıların eserlerine ev sahipliği yaptı.
Bienalin son durağı, Mahal Sanat Merkezi'ndeki parfüm temalı eserlerden oluşan sergi oldu. Ahmet Yiğider’in “İnsan, İncir, Toprak” adlı eseri, kokularla etkileşim sağlayarak izleyicilere farklı bir deneyim sundu. Ayrıca, Edith Roux’nun "Geçenler" adlı video enstalasyonu, kuşlarla dans eden bir sanatçıyı izleyenlerin dikkatini çekti.
Çanakkale Bienali, bu yıl çevre bölgelerde de etkinlikler düzenleyerek Assos ve Küçükkuyu gibi yerlerde sergiler gerçekleştirdi. Bu çeşitlilik, bienalin sanatla buluşturduğu geniş kitleyi daha da artırdı.