A101’e özel kitap, 400’den fazla Opet istasyonundaki tek yayınevi, e-bebek’in bebek kitapları...Yemeksepeti’nde de Burger King’lerde de kitapları var, Uber, Odeabank, Boyner iş ortakları… Can Yayınları Genel Müdürü Ali Granit, “Kitabı çok, satış kanalı az” pazarda, eşi görülmemiş bir satış kanalı yarattıklarını söylüyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin son açıklanan verilerine göre 2022’de Türkiye’de toplam 380 milyon kitap üretildi. Bunlardan 182 milyonu eğitim, 33 milyonu da inanç kitapları. Türkiye bu rakamla dünya kitap üretiminde 11’inci sırada. Bir senede üretilen başlık, yani çeşit sayısında da 6’ncı. Son dönemde online kanallarda satış artsa da halen ülkenin her noktasına ulaşabilen yaygın satış ağına sahip değiliz. Genel Müdür Ali Granit’in ifadesiyle “Kitabı çok, satış kanalı az” bu pazarda Can Yayınları “eşi görülmemiş bir ağ” yaratarak daha çok kitapsevere ulaşmak için yeni bir alan açtı. Can, benzin istasyonları, bankalar, yemek app’leri, tekstil zincirleri, spor kulüpleri, fast food restoranlar gibi satış ağları yarattı.
Can Yayınları Genel Müdürü Ali Granit, ikonik logoları ‘kalp’i farklı satış kanallarına taşıma serüvenlerini EKONOMİ’ye anlattı. “Türkiye geneline dağıtım yapan firmaların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Kitabevi zinciri sayısı neredeyse sabit. Şehir merkezlerindeki kitapçı sayısında da artış görünmüyor. Aslında büyümeyi online satışlar sağlıyor diyebiliriz. Tüm bunlara rağmen dünya yayıncılığıyla karşılaştırdığımızda bir senede üretilen başlık sayısında oldukça iyiyiz. Yani özetle çok kitabımız fakat az satış kanalımız var diyebiliriz” diyerek, “Biz de son yıllarda satış kanallarımıza sürekli yenilerini ekleme gayretindeyiz. Benzin istasyonları, bankalar, yemek app’leri, tekstil zincirleri, spor kulüpleri, fast food restoranlar gibi dünyada da pek eşi olmayan satış kanalları yarattık” şeklinde konuşuyor. Granit, Opet örneğiyle başlıyor, “Yaptığımız anlaşma gereği 400’den fazla Opet istasyonunda kitabı satılan tek yayıneviyiz. Bu bize hem günde milyonlarca kişinin girdiği istasyonlarda 300’den fazla çeşidimizi satma imkânı tanırken hem de kitabevi sayısının çok düşük olduğu kimi bölgelerde Opet sayesinde okurlarımıza ulaşma imkânı getiriyor” ifadelerini kullanıyor. Bir başka örnek de geçen yılın sonunda Burger King menüleri için üretilen çocuk kitapları. Granit, bu farklı kanallar ile ilgili şu bilgileri veriyor: “700’ü aşkın Burger King’de çocuklara ulaştık. Yine bu sene on binlerce şubesi olan A101’e özel ürettiğimiz kitaplar Türkiye’nin dört bir tarafında bulunan mağazalarda satışta. Ayrıca birkaç ay önce yaptığımız anlaşma gereğince, Türkiye’nin en büyük bebek ürünleri mağazası e-bebek için bebek kitapları üretmeye başladık. 42 yıllık tarihimizde ilk defa bebek kitapları pazarına bu anlaşmayla adım atmış olduk. Bundan böyle yıl boyunca e-bebek mağazaları için sistematik biçimde bebek kitapları üreteceğiz. Bu saydığım dev firmaların yanında Odeabank, Yemeksepeti, Boyner, Uber gibi çok önemli iş ortaklarımız da oldu. Can Yayınları’nın kalitesini ve hızlı iş yapma becerisini bu kurumların dağıtım ve tanıtım güçleriyle bir araya getirip dünyada da pek eşi görülmemiş bir satış kanalı zenginliğine kavuşmuş olduk.”
Stratejilerinin “okurlarının karşısına hayatın her alanında çıkma” olduğunu da vurgulayan Granit, “Bu kapsamında dünyada ilk defa yapılan bir uygulamayı hayata geçirdik. Darüşşafaka Spor Kulübü’ne ‘kitap sponsoru’ olduk. Hatta geçtiğimiz günlerde bu sponsorluğumuz Türkiye’nin en prestijli spor ödülleri olan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Şeref Diploması ödülüne layık görüldü” diyor.
Sektördeki sıkıntılara rağmen okurları için en iyisini yapmaya gayret ettiklerini söyleyen Granit, “2024 yılında özel projeler de dahil olmak üzere 400’den fazla yeni kitap yayımlamayı planlıyoruz. Türk ve dünya edebiyatının kalesi diyebileceğimiz Can Yayınları, Türkiye’nin en iyi çocuk edebiyatı yayınevi Can Çocuk, beş yılını doldurmak üzere olan alt markalarımız Mundi ve Tellekt, bu yıl içinde kurduğumuz alt markamız Mundi Çocuk olmak üzere her tür okura hitap eden yayıncılık faaliyetimize büyük bir mutlulukla devam ediyoruz” şeklinde konuşuyor.
Sıkıntılarımızın en başında kâğıt konusu geliyor. Kitap kâğıdı konusunda dışa bağımlı olduğumuzdan dolayı dövizdeki artışlar bizi büyük oranda etkiliyor. Kâğıt dışındaki hammaddelerin de neredeyse tamamı döviz cinsi parayla temin edilebiliyor. Dolayısıyla matbaa fi yatları da her daim artış gösteriyor. Özellikle pandemiden beri yaşanan maliyet artışları çok ciddi. Yayıncılar olarak biz diğer sektörlerdeki gibi maliyetimizin artışı oranında kitaplarımıza zam yapamıyoruz. Sonuç olarak sattığımız şey kitap. Gençlerin, öğrencilerin bir kitaba ne kadar ödeyebilecekleri belli, dolayısıyla maliyet artışlarını onlara birebir yansıtmak imkânsız.
Artık zincir kitapçılardan çok online satış yapan internet siteleri bağımsız kitapçılar için risk oluşturuyor. İnternette uygulanan yüksek indirimler okur açısından çok doğal olarak, karşı konulmaz bir cazibe yaratıyor. Aynı oranlarda indirim yapamayan bağımsız kitabevleri ise gün geçtikçe kapanma tehlikesiyle karşı kaşıya kalıyor. Burada yapılabilecek tek şey bazı özel durumlar haricinde belli bir indirimin üzerinde indirim yapılmasının kanun vasıtasıyla engellenmesi olabilir. Aksi taktirde çoğu insan -mahallesindeki kitapçıyı korumak için -hele bu ekonomik şartlarda- iki katı fi yatına kitap alamayacaktır.
Türkiye’de e-kitapların ilk çıkışından itibaren 15 yıl geçtiğinin bilgisini veren Ali Granit, “Bu yıllar boyunca pek çok yayınevi kitaplarını e-kitap formatıyla da yayımladı fakat gelinen noktada yayıncılık sektörünün toplam hacmi içinde e-kitap’ın kapladığı yer maalesef hep çok ufak kaldı. Sektörün bir yılda e-kitaptan yaptığı ciro dolar bazında baktığımızda yok denecek kadar az. ‘Sesli kitap’ ise gözle görülür bir yükseliş trendinde. Dünyada ise e-kitap ve sesli kitabın yanı sıra yepyeni bir alternatif konuşulmaya başlandı: Artırılmış gerçeklik teknolojileriyle ve sanal gerçeklik gözlüğüyle kitap formatları geliştiriliyor. Henüz Türkiye’de bu konuda atılmış bir adım bildiğim kadarıyla yok” diyor. “En son kitap sizce hangi tarihte basılır” sorumuza da Granit, “Bilmiyorum ama bizim ömrümüz süresinde kitap basımının sona ereceğini sanmıyorum” diye yanıt veriyor.
Granit, “Kitabın tanıtımında bir önceki jenerasyona göre şimdi daha avantajlı bir durum var. İnsanlar sosyal medyadan kitapların fotoğrafını paylaşıyor. Ben de o kitabı okumam gerektiğini düşünerek alıyorum. 30 yıl önce o kitabı okurdunuz, kütüphanenize koyardınız, benim de haberim olmazdı. Ama iyi okur, her zaman kitabını bulur” diyor.
Bana göre devletin yayıncılık konusuna özel olarak eğilmesi gerekiyor. Yayıncılık aynı eğitim gibi, tarım gibi bir ülkenin olmazsa olmazı. Bu bağlamda bazı yabancı ülkelerde olduğu gibi sıfır faizli kredilerden tutun hem yerel yönetimlerin hem de merkezi yönetimin kütüphaneler vasıtasıyla kitap alımlarının artırılmasına kadar pek çok şey yapılabilir. Kitabın üretim sürecinde yer alan pek çok iş için çeşitli destekler düşünülebilir. Yayıncılığın stratejik olarak desteklenen sektörlere dahil edilmesi gerektiğine inanıyorum.