BIST 400’de Yönetim Kurulu’nun tamamı erkek olan 134 şirket var. Tüm BIST şirketlerine baktığımızda Yönetim Kurulu Başkanı olan kadın sayısı sadece 37. Kadın CEO sayısı ise 14. SPK önerisi minimum yüzde 25’i yakalayan şirket sayısı ise yalnızca 116.
Bu tabloya göre, kadınlar adına durum pek parlak değil. Değişim hızı ise oldukça yavaş.
Ocak 2017’de kurulan Yönetim Kurulunda Kadın Derneği (YKKD) bu değişimi hızlandırmayı ve yönetim kurullarında kadın temsilini artırarak toplumsal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyor. Derneğin kökeni, 2012 yılında Mentor Danışmanlık Yönetici Ortağı Hande Yaşargil ve Gazeteci, Klinik Psikolog Burçak Güven tarafından kurulan Yönetim Kurulunda Daha Çok Kadın İçin Şirketler Arası Mentorluk Programı’na dayanıyor. İlk üç dönemini tamamlamış olan ve 137 üst düzey kadın yöneticinin mezun olduğu Yönetim Kurulunda Kadın Programı’nın dördüncü dönemi Ocak 2020’de başladı. Bu dönemde katılan 60 yeni lider kadın ile birlikte YKKD Menti ağı 197 kişiye ulaştı. Programın beşinci dönemi Ocak 2022-Haziran 2023 tarihleri arasında planlanıyor.
YKKD Danışma Kurulu Başkanı Murat Özyeğin ve YKKD Yönetim Kurulu Başkanı Hande Yaşargil ile yönetim kurullarında kadın temsili konusunda kaydedilen ilerlemeyi, aşılamayan engelleri ve iş dünyasını harekete geçirmenin yollarını konuştuk...
YKKD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HANDE YAŞARGİL:
On yılda iş dünyasının en tepesinde 200 kişilik kız kardeşlik grubu oluştu
"Programımızı başlattığımız 2012 senesinden bugüne, kadınların kendi arasındaki farkındalığı ciddi anlamda artırdığımızı gördük. On yıllık bir çalışmanın sonunda iş dünyasının en tepesinde 200 kişilik bir kız kardeşlik grubu oluştu. Yönetim Kurullarındaki oranları değiştirme hedefimiz bize göre biraz yavaş ilerliyor olsa da pek çok farklı kazanımımız var. Toplumsal ve kurumsal sistemlerin uzun geçmişlerine dayalı anlayışı değiştirmek kolay ve kendiliğinden olmuyor. Maalesef pek çok kurum kültürü de bunu destekliyor. Her seviyede, her rolde kadın kırık basamakları ve cam tavanları ile yaşıyor. Her değişim gibi bu konudaki değişim de talebin yaratacağı baskıyı, arzın sunduğu fırsatları, liderlerin ortaya koyduğu vizyonu ve otoritenin güçlendirdiği uygulamaları gerektiriyor. Bu faktörlerin hepsini bir araya getirmek kolay bir süreç değil ama imkansız hiç değil."
SİSTEMATİK MÜDAHALE ŞART
"Bugün halka açık şirketlere uygulanan yüzde 30 Bağımsız YK Üyesi kotasından mutsuz muyuz? Eğer bekleseydik şirketler ihtiyaç olarak hissedip bu orana ulaşır mıydı? Bu nedenle sistematik müdahaleyi şart görüyorum. Adına ister kota deyin, ister çıta isterseniz de teşvik ama bir müdahale şart. Ben şahsen yüzde 30 kadın kotasını değil yüzde 70 erkek çıtasını savunuyorum. Kadına pozitif ayrımcılığı değil, şimdiye kadar farketmeden yapılan erkeğe pozitif ayrımcılığın durmasını savunuyorum. Gitgide zorlaşan ekonomik koşullarda, ülkemizin bu konuda bekleme lüksü yok. Yüzde 50 orana ulaşma yolunda sistemin yönlendirmesi olmazsa olmaz. Ancak o zaman gerçekten karar merciinde ve her noktada ‘Kadınlar var’ diyebiliriz."
BU BİR ARZ DEĞİL, TALEP MESELESİ
"Sadece YKKD programından mezun olmuş ve 1 sene içinde mezun edeceğimiz toplam 200 mentimiz var. Ülkemizde elbette bu sayının çok daha üzerinde, hazır, yetişmiş, Yönetim Kurulları’na hazır kadınlar olduğunu biliyoruz. Yani bu bir arz değil, talep meselesi. Erk’in sahibi ise bizim baktığımız noktadan yani Yönetim Kurulu perspektifinden, büyük oranda erkekler. Ne zaman ki onlar bu eşitsizliği değiştirme yolunda somut bir adım atarlarsa başarıya ulaşacağız. Biz verimlilikte, gelirde rakamlar artsın diye değil; tersi bir durum, kadınların olmadığı yönetim kurulları zaten düşünülemeyeceği için yola çıktık. Bütün yetenekler bir arada kullanılmadığı sürece her çözüm eksik olacaktır. Sistemin yarattığı bu sorunu tek başına kadınlar çözemez, sistemin kendisi çözmelidir"
YKKD DANIŞMA KURULU BAŞKANI MURAT ÖZYEĞİN:
“Daha güçlü yarınlar için; gelin bu meseleye şimdi sahip çıkalım”
"İş dünyamızın en önde gelen liderleri on yıldır devam eden YKKD programı kapsamında kadınların yönetici düzeyinde yeterince temsil edilmemesi sorununun çözümü konusunda güç birliği yaptı. İş dünyamızda ve toplumlumuzdaki farkındalık ve kararlılık da bu süreçte ciddi şekilde yükseldi. Bu bir yetenek hareketi. Eşit oranda varlık gösteren ve üniversite sıralarından eşit oranda mezun olan, yetkinlik anlamında eksik değil hatta insan yönetimi yetkinliklerinde biraz daha güçlü olan kadınlar iş hayatının kaybedeni olmamalı. Biz kadınların önündeki cam tavanı da kırık basamağı da kaldırmak istiyoruz."
300 YÖNETİM KURULU BAŞKANI’NA MEKTUP
"Türkiye’nin belkemiği olan şirketlerin Yönetim Kurullarını iyi çalıştıracak unsurlar denge ve çeşitlilik. Önemli büyüklükte bir lider kadın yetenek havuzu var, ancak kullanmıyoruz ve gecikiyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemin zorlayıcı koşulları, sürdürülebilirliğin, insanı ve çevreyi önceliklendiren politikaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözlerimizin önüne serdi. Yönetim Kurullarında çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkesine dayalı iyi yönetişimi hayata geçirmek sürdürülebilirliğin esas adımı. Bu aynı zamanda sağlıklı, sağduyulu ve sorumlu kurumlar olarak yalnızca hissedarlarımıza ve çalışanlarımıza değil, topluma karşı da sorumluluğumuz. Tam da bu sebeple Genel Kurullarımızı planladığımız bu günlerde, atanacak yeni üyelerle yeniden şekillenecek olan Yönetim Kurullarımızdaki kadın üye oranını bize yakışır bir seviyeye çıkarmanın tam zamanı. Geçtiğimiz günlerde 300’ün üzerinde Yönetim Kurulu Başkanına mektup gönderdik ve kendilerine çağrıda bulunduk. Şu anda karar verici pozisyonda ağırlıklı erkekler yer aldığı için bu çağrı elbette daha çok erkeklere. Hem ekonomimizin ve toplumumuzun bugünü için, hem de daha güçlü yarınlar için; gelin, bu meseleye şimdi sahip çıkalım."
PANDEMİ EŞİTSİZLİKLERİ ÖN PLANA ÇIKARDI
Pandeminin hızlı dönüşüm etkisi ve dijitalleşme elbette iş hayatında kadın meselesi ekseninde pozitif etkiler getirecek, bu kaçınılmaz. Ancak mevcut durum maalesef iç açıcı değil. Pandemi döneminde kadın çalışanların yaşadığı en büyük sorunun artan ev işleri ve bakım sorumluluğu ile ev içi şiddetin artması olduğunu görüyoruz. UNDP’nin yaptığı bir araştırma pandemi döneminde ev işleri ve bakım konularında kadınların erkeklerden 4 kat daha fazla zaman harcadığını vurguluyor. Bu dönem eşitsizlikleri ön plana çıkarıyor, dezavantajlı grupların yaşadıklarını iyice perçinliyor. McKinsey’nin ‘Women in the Workplace 2020’ araştırması sonuçları da benzer kritikleri göz önüne seriyor. COVID-19 ile artan bakım yüküyle, her 4 kadından biri kariyerini bırakma ya da değiştirme kararı eşiğinde.
Anadolu Açılımı
YKKD’nin yeni dönemdeki en önemli odak noktalarından biri "Anadolu’ya açılım. "Bu kapsamda çeşitli fon projelerine başvuru yapıyoruz ve yanımıza destekçi olarak özellikle yerelde kuvvetli olan iş dünyası örgütlerini alıyoruz" diyen Murat Özyeğin, "Anadolu'nun Kadın Yönetim Kurulu Üyeleri'ni ortaya çıkarmayı ve ülkemizin her yerinde meselemizle ilgili farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldırmak, kadınlara imkanlara eşit erişim şansı sunmak ve toplum için fayda yaratmak biz ve benzer tüm oluşumların ajandasının olmazsa olmazı. Biz de İstanbul’da yaklaşık 10 yıldır edindiğimiz deneyimi Anadolu’ya taşımak için sabırsızlanıyoruz" yorumunu yapıyor. Hande Yaşargil ise şu eklemeyi yapıyor: "Anadolu odağımıza ek olarak özgün programımızı tepe kadın yöneticileri Yönetim Kurullarına hazırlama odağı ile devam ettireceğiz. Önümüzdeki dönemde ‘gelişim’ çalışmalarımızın yanı sıra ‘yerleştirme’ konusunda da faaliyetlerimizi zenginleştirmeyi hedefliyoruz. 10 komitemizle, Yönetim Kurullarında kadın temsil oranının artırılması yönünde iletişim, iş birliği, farkındalık ve bilgi paylaşım odaklı çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz."