Bir meslek grubuna bir süredir eğitim vermekteyim. Covid salgını sırasında da verdim; ama uzaktan. Salgın sonrası da devam ettik. Geçen haftaki eğitim de uzaktan idi. Eğitim sonrası eğitimi düzenleyen kurumun yöneticisi ile konuşuyorduk. Yönetici şöyle dedi: Salgın bitti, ama insanlar yine uzaktan eğitim almak istiyorlar.”
Gerçekten de uzaktan eğitim, pratik ve daha ucuz. Eğitime Türkiye’nin değişik şehirlerinden katılıyorlar. Örneğin Gaziantep’ten katılan çalışan sabah bilgisayarını açtı, eğitime bağlandı. Eğitim sona erdiğinde saat 16:00’da bilgisayarını kapatıp işine döndü. Yokluğunda kendisini bekleyen işlerini bitirdi. Eğer bu eğitimi yüz yüze yapsa idik, bu onun en az iki gününe mal olacaktı. Uçağa ve kalacağı otele vereceği paralar da cebinde kaldı. Bunun mümkün olacağını ve yararlarını COVID salgınında görmüştü. Bu nedenle, salgın bittikten sonra da bu tür uzaktan eğitimlere katılmaya devam etti. Eğitimi düzenleyen kurum açısından da yararlı bir uygulama. Eğitim salonu bulma sorunu yok. Hem de daha geniş bir müşteri kitlesine hitap edebiliyorlar.
Olay, eğitim konusunda böyle. Diğer işyerlerinde de benzer şeyler oldu. COVID salgını sırasında bazı işletmelerde faaliyetler uzaktan çalışma ile yürütüldü. Ancak işyerine gitmeden çalışmış, uzaktan çalışmanın rahatlığını tatmış çalışanlar salgın sonrasında da bıraktıkları yere geri dönmek istemediler. Uzaktan çalışma bazı işverenlerin de tercih ettiği bir şey oldu. Böylece çalışma düzeni olarak üç seçenek ortaya çıktı. Birinci seçenek: %100 işyerinde çalışma. İkinci seçenek: %100 uzaktan çalışma. Üçüncü seçenek ise: İlk iki seçeneğin karışımı. İşte hem işyerinde çalışmayı hem de uzaktan çalışmayı içeren bu üçüncü tür melez çalışma sistemine “Hibrit” (Hybride) çalışma düzeni dendi.
Hibrit çalışma modelleri
Hibrit çalışma düzeni, işletmelere çok seçenek, geniş bir model yelpazesi getirmektedir. Çok kullanılan modellerden bazı örnekler şöyle sıralanabilir:
- Çalışanın isteğine bağlı model: Bu modelde çalışanlara büyük bir serbestlik tanınmaktadır. Çalışan isterse işyerine gelmekte, isterse uzaktan hizmet vermektedir.
- Uzaktan çalışma öncelikli model: Çalışandan haftanın belli günü işyerinde olması istenir. Bunun dışında çalışan istediği yerde çalışma serbestliğine sahiptir
- Ofis öncelikli model: İşyerinde belli günler (Örneğin, haftada üç gün) çalışma esastır. Bunun dışındaki günlerde ise çalışanlar iş yerinin dışında çalışmaya katılır.
- Yöneticiye bağlı model: Esnek çalışma kuralı tüm şirket için aynı değildir. Burada takımlara özgü serbestlik sağlanmıştır. Her bir takımın yöneticisi kimin hangi gün işyerinde hangi gün uzaktan çalışacağına karar verir.
- İkili çalışma modeli: işletmede çalışanların bir kısmı tümüyle uzaktan, bir kısmı da tümüyle işyerinde çalışır.
Yukardaki beş model örneği bir fikir vermek içindir. Görüldüğü gibi hibrit çalışma düzeni, çok çeşitli, sınırsız türde uygulama modelleri çıkarma esnekliğine sahiptir. Şunu unutmamak gerekir ki, her modelin avantajları ve dezavantajları vardır. İşyerinin özellikleri ve çalışanların istekleri doğrultusunda en uygun model seçilir.
Hibrit çalışma düzeninin artıları
Hibrit çalışma düzeni, daha önceden de bazı işletmelerce uygulanıyordu. Ama Covid salgınından sonra yaygınlaştı. Hem işveren hem de çalışan bu modelin yararlarını yaşayarak gördüler. Belli başlı yararları şöyle sıralanabilir.
- Daha iyi iş ve özel yaşam dengesi: Uzaktan çalışma, çalışana büyük bir rahatlama sağlar. Her şeyden önce işe gidip gelirken harcayacağı zaman çalışana kalırr. Yoğun trafik karmaşasının vereceği stresden kurtulması da cabasıdır. Çalışan bu kazanılmış zamanı istediği biçimde kullanabilir. Örneğin, evinde eşi ve çocukları ile, ya da yaşlı anne ve babası ile zaman geçirebilir. Trafikte sıkışmış arabaların egzoz dumanlarını soluyacak yerde kırlarda koşabilir. Örneğin, yapılan bir araştırmaya (https://www.catalyst.org/reports/remote-work-burnout-productivity/#main) göre “Tükenmişlik”(burnout) denen duygusal çöküntü, hibrit çalışma düzeni ile çalışan kişilerde %19 daha az görülüyormuş.
- Daha yüksek üretkenlik(Productivity): Hibrit çalışma düzeni ile işveren olarak artık elinizde daha mutlu, daha rahat bir çalışanınız var demektir. Trafikle boğuşup sinirlenmiş, yorulmuş bir çalışan yerine bilgisayarının başına evinin sıcak ortamında oturan bir çalışan. Üstelik tepesinde her an için karışıp onu rahatsız edecek, kaynana kılıklı yöneticisi de yoktur. Bu durumda kişi daha üretken olur. Yapılan araştırmalar https://www.forbes.com/sites/joemckendrick/2021/05/30/remote-work-evolves-into-hybrid-work-and-productivity-rises-the-data-shows/?sh=7558664825ed) gösteriyor ki, yüksek gelirli şirketlerin çoğu bu nedene hibrit çalışma düzenine geçmiş durumdalar.
- Ofis giderlerinde düşüş: Hibrit çalışma modeli ile herhangi bir zamanda işyerinde çalışan kişi sayısı, dolayısıyla da ihtiyaç duyulan ofis alanı daha azdır. Bunun sonucunda da ofisin bulunacağı binanın kirası, bakım, onarım, ısıtma ve soğutma giderleri de düşer. Bu, işveren için önemli bir kazanımdır.
- Daha geniş bir yetenek havuzu: Hibrit çalışma modeli esneklik isteyen çalışanlar için çekici olmaktadır. Ayrıca uzaktan çalışma, coğrafyanın getirdiği engelleri ortadan kaldırmaktadır. Bunun sonucunda bu tür çalışma düzeni ile işverenin seçim yapacağı yetenek havuzu genişlemekte ve dolayısıyla da daha iyi elemanlarla çalışma şansı artmaktadır.
Görüldüğü gibi esnek çalışma modelinin işverenlere katkısı, çalışana katkısına göre daha fazladır.
“Her güzelin bir kusuru olur” derler, doğrudur. Hibrit çalışma düzeninin artılarına karşı eksileri de vardır. İşte bazı eksileri şunlardır:
- Özel yönetim becerileri gerektirir: Hibrit modelde rutin bir çalışma düzeni olmadığından yönetim kolay olmayabilir. Çalışanlar toplu çalışma ortamından ayrı oldukları için kendilerini izole edilmiş hissedebilirler. Bir ofiste çalışıldığında insanlar her an birbirlerini görebilirler ve iletişebilirler. Bir de yüz yüze görüşmeler iletişim açısından daha zengindir. Buna karşılık hibrit çalışmada iletişim boşlukları oluşabilir. Bu nedenlerden dolayı, bütün bu engelleri yenecek özel yönetim becerileri gerekir.
- Zaman planlaması zordur: Hibrit çalışma modelinde kişiler birbirlerinden çok uzak yerlerde bulunabilir. Bu kişileri birlikte çalışmak için toplamaya kalkışınca ortaya, herkes için uygun zaman bulma problemi çıkabilir.
- Uzaktakileri ihmal riski: “Gözden ırak, gönülden ırak” riski uzaktan çalışma ortamlarında ortaya çıkabilir. Yöneticiler, ofiste sık sık gördükleri kişilerle daha yakından ilgilenebilir, uzaktakileri ise göz ardı edebilir. Bu da uzaktan çalışanlara ayrımcılık yapılması gibi bir oluşumu ortaya çıkarabilir.
- Siber güvenlik riski: Hibrit çalışma düzeninde çalışan, şirketin sistemine dışardan bağlanmaktadır. Bu da kötü emelli kişilerin şirketin verilerine sızma tehlikesini beraberinde getirmektedir. OpenVPN’nin bir araştırmasına (https://openvpn.net/blog/remote-workforce-cybersecurity-quick-poll/) göre, iş dünyasının %36’sı uzaktan çalışma nedeniyle böyle bir riskle karşılaştıklarını belirtmişler.
COVID salgını insanlık için kötü bir deneyimdi. Ancak zorunluluklar bazı gerçekleri ve seçenekleri su yüzüne çıkardı. Uzaktan çalışma denemesi ve görülen yararları, hibrit çalışma düzeni diye bir uygulamayı görünür yaptı. İletişim teknolojisindeki gelişmelerin de yardımıyla bu uygulama iş dünyasında yaygınlaştı.
Esneklik, her zaman bir rahatlamadır, faydalıdır. Ancak böyle bir iş ortamında yönetim kolay değildir. Diğer taraftan hibrit çalışma düzeni uygulandığında kurum kültürünü oluşturmak ve bunu korumak önemli bir meseledir. Bu konuyu daha geniş olarak başka bir yazımda ele alacağım.