A. LEVENT ALKAN
Eğitim sistemimizi küresel eşlenikleriyle boy ölçüşür düzeye taşımamız gerekiyor. Mevcut durumda çok ciddi yapısal sorunlar içeriyor. Önce güncel sorunlara şöyle bir göz atalım:
1 - Temizlik: Öğrenciler, bu eğitim yılının açılışında yeni bir tasarruf tedbiriyle karşılaşmak zorunda kaldılar. Okul içi temizliklerini ya kendileri, ya da velileri kendi aralarında anlaşmalı olarak yapmak zorunda kaldılar. Neden? Tasarruf tedbirleri. İtibardan tasarruf etmeyen hükümet erkânı, eğitim sisteminin yapı taşını oluşturan temel eğitimde harcamaları bıçağın ucuyla kesti.
2 - Diplomalar: Cumhuriyet gazetesinin yazarlarından Murat Ağırel’in “Sahte diploma furyası” makalesine göre (28 Eylül 2024) üniversitelerin sahte diplomaları düzenleniyor. Ağırel, Bakırköy Savcılığı’ndan ve YÖK kaynaklarından olayı doğruladığını “2024/197244” soruşturma numarasıyla adli makamlara sirayet ettiğine değiniyor
3- Çedes projesi: Prof. Dr. Nuray Senemoğlu’nun Şahin Aybek’le olan röportajını takip edebilirsiniz.
4 - Taşımalı eğitim ve okula aç giden ilkokul öğrencileri: Milli Eğitim Bakanlığı 1 Ağustos 2024 tarihinde “taşıma yoluyla eğitime erişim” yönetmeliğini yürürlüğe aldı. Bu yönetmelik düşük gelirli ailelerle yüksek gelirli aileler arasındaki, eğitime erişim farkını artıracaktır. Cumhuriyet ilk kurulduğunda eğitimin hedefi, fırsat eşitliği idi. Dezavantajlı bölgelerle normal eğitim alan bölgeler arasındaki fark, %40 Türkiye üst sınırının çok üstüne çıkacak gibi görünüyor.
Gündemden çıkıp uzun vadeli eğitimde neler yapılması gerektiğine bir göz atalım. Son 19 yılda Türkiye, PISA test skorunda çok gerilerde kalıyor. 85 ülke arasında yapılan PISA testinde Türkiye 50’nci sıraya (2015 yılında) kadar düşüyor. 19 yıllık ortalamamız 40'ıncılıktan öteye geçemiyor. Geniş perspektiften çağdaş eğitim için planlama odaklı ne türde çözümler üretebiliriz? Mantıklı bir öneri olarak, Selçuk Şirin’in eğitim sistemimizde önerdiği reformları dikkate alabiliriz.
Şirin’in 7 başlıkla özetlediği çözüm silsilesi şöyle:
▶ Hesaba dayalı reform: Veri odaklı, şeffaf, etkinlik analizi yaparak ilerleyen analitik bir yöntem tanımlıyor.
▶ Doğan her çocuğa bir kitaplık: Çocukların üç yaşına kadarki zihin gelişimlerine önem verilmesi öneriliyor.
▶ Her mahalleye bir okul öncesi eğitim kurumu: Burada da 3-6 yaş arası hedefleniyor.
▶ Öğretmen ve müdürlere yetki: Japonya, Hong Kong, Finlandiya, Güney Kore örneklerinin kanıtladıklarına göre, sorunları kaynağında çözmek gerekiyor. Bu için de yetkinin merkezden yerele kaydırılması (decentalization) öneriliyor.
▶ Devlet okullarına itibar kazandırmak gerekiyor: Bölgeler ve okul türleri açısından %40 fark yaşayabilen bir ülkedir. Bunu ortadan kaldırmanın yolu dezavantajlı hizmet veren eğitim kurumlarına daha fazla destek ayırmak öneriliyor. Köy enstitülerinden başlayarak, fen liseleri, Anadolu liseleri eğitim yapıları sağlamlaştırılmalıdır.
▶ Her ilçeye bir “bilim teknoloji” lisesi: Fen ve matematik eğitimi artırılmalıdır.
▶ Ezberi değil, problem çözme becerisini ölçen sınav: Sınavların etkisini azaltabilmeliyiz. Merkezi sistemdeki aksaklıkları gidermeliyiz.
Sonuçta eğitimin modeli, “çağdaş eğitim modeli” olmalıdır. Modeli, bölgeler arasındaki eğitim farkının ortadan kaldıracak şekilde de kurmak mümkün. Dokuz kez Milli Eğitim Müfredatı değişikliğine maruz kalan öğrencilerden nasıl başarı beklenir? Bunun yanıtını da siz veriniz.