“Eğer bir arketip bilinçli olarak hayata geçirilmezse, onun en uygun biçimde gerçekleşeceğinin hiçbir garantisi yoktur; tam tersine yıkıcı bir gerileme tehlikesi daha da fazladır. Öyle görünüyor ki psişeye, bu tür yıkıcı olasılıkların gerçekleşmesini önlemek amacıyla bilinç bahşedilmiştir."
-Carl Jung, Collected Works Volume 10
"İnsan kişiliğinin iki şeyden oluştuğunu varsayabiliriz: birincisi bilinç, ikincisi de bilinçdışı psişenin belirsiz derecede geniş bir hinterlandı.”
-Carl Jung, Collected Works Volume 11
Bilinç dışının güçlerinden ve potansiyellerinden yararlanmanın ilk adımı, farkındalığın ışığını kişisel bilinç dışının unsurlarına - özellikle de bunların nahoş bir doğaya sahip oldukları inancı nedeniyle bastırdıklarımıza - tutmamızı gerektirir. Jung çoğu zaman zayıflıklar ve karakter kusurları olan bu unsurlara, kişiliğimizin gölge tarafı adını vermiştir. Gölge, bilinç dışının en erişilebilir kısımlarından biridir çünkü onun unsurları bir zamanlar bilinçliydi. Çoğu insan için kişisel gölgeleri, dürüst bir öz değerlendirme ve hiçbir zaman inanmak istediğimiz kadar ahlaki veya erdemli olmadığımızı kabul etme istekliliği yoluyla ortaya çıkarılabilir veya Jung'un yazdığı gibi: "Biraz özeleştiri ile insan gölgenin arkasını görebilir. . .” (Carl Jung, Aion)İlginç zamanlarda yaşıyoruz. Balonlar; sosyal ve jeopolitik istikrar açısından zararlı sonuçlar doğuran, zenginliğin yeniden dağıtılması ve yok edilmesi mekanizmalarıdır. Yükseliş dönemleri küresel pastanın genişlediği algısını doğuruyor. İş birliği, entegrasyon ve ittifaklar karşılıklı bir şekilde faydalı olarak görülüyor ancak algılar döngünün sonlarında değişiyor. Birçoğu pastanın durgunlaştığını veya küçüldüğünü düşünüyor. Güvensizlik, düşmanlık, parçalanma, kaygı verici ittifaklar ve çatışmalar hâkim oluyor.
Müttefiklerle ilişkilerin kargaşa içinde olduğunu görüyoruz; BM, DSÖ ve NATO da dâhil olmak üzere kilit uluslararası kurumların geleceği en iyi ihtimalle belirsiz. Bir aydır mevcut dünya düzeni giderek darmadağın oluyor. Dünya şimdi endişeyle Putin ve Trump arasında Zelenski, Ukrayna ve Avrupa için kabul edilebilir bir plan oluşturup oluşturamayacağını veya Putin'in dikkatini Kiev ve ötesine mi odaklayacağını görmek için bekliyor. Güvensizlik, düşmanlık, parçalanma, kaygı verici ittifaklar ve çatışmalar…
Pek çok şey şu anda oldukça kasvetli görünen ticari savaş ve güvenlik ortamına bağlı. Daha geçenlerde, ABD, Belarus ve Kuzey Kore ile Moskova'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığını kınayan BM kararına karşı oy kullandı. Bu duruma karşı, “sürreal”in tamamen yetersiz bir sıfat olduğunu da söyleyebiliriz.
Almanya seçimleri sonrası, mali değişimin daha zorlu olduğunu ancak imkânsız olmadığını ve dış baskının, Almanya ve Avrupa'da politika kararlarını zorlayacağını söylemiştik. Bu durum, mali değişim ve askeri harcamaların artırılması konusunda, tam olarak şu anda gerçekleşiyor. Spesifik olarak, bir SPV veya mali kurallarda değişiklik yoluyla, görev süresi sona eren parlamentodan geçirilebilecek 200 milyar Avro'ya kadar özel savunma harcaması tartışılıyor. Genel olarak Alman hisse senetleri daha iyi performans gösterdi. Savunma hisseleri ise iyi performans gösteren hisseler oldu.
Bu tartışmalara aşina bir kişiye göre, “Almanya'nın müstakbel şansölyesi Friedrich Merz, 200 milyar avroya kadar özel savunma harcamasını hızla onaylamak için Sosyal Demokratlarla görüşmelere başladı."
Almanya’da konuşulan, “debt brake” mali kuralın esnetilmesi veya tamamen kaldırılmasının dünyada da olumlu yansımalar bulabileceğini düşünüyoruz. Muhtemel ki böyle bir harcamada aslan payı yatırım ve savunma sanayide olacaktır.
Diğer ülkelerin de savunma sanayi harcamaları artacak gibi gözüküyor ki uzun zamandır görmediğimiz ticaret savaşı ve silahlanma yarışı iki önemli risk oluşturuyor. Tabii piyasalar ve altın fiyatları hariç.
Üç merkez Alman partisi, siyasi açıdan pek benzeri görülmemiş bir manevrayla, Almanya'nın maliye kanununu (debt brake) bypass edecek çok büyük bir yeni savunma fonuna olanak sağlayacak, Alman anayasa değişikliğini, Federal Meclisi'nde müzakere ettiği söyleniyor. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda yüksek derecede belirsizlikler mevcut ancak bizim görüşümüze göre bu gelişme şu nedenlerden dolayı son derece önemlidir:
Bu yasalaştığı takdirde, Alman mali duruşunda daha geniş bir gevşemenin kapısını açıyor, ya mevcut savunma harcamalarını bütçe dışı araca kaydırarak ya da yeni parlamentoda savunma dışındaki harcamalar için Sol parti ile borç freninde daha fazla değişiklik yapılması için müzakere yaparak. Yeni bir Alman savunma fonu, Ukrayna için güvenilir bir Avrupa güvenlik garantisi olasılığını artırıyor çünkü Avrupa'nın en büyük ekonomisinden büyük ve sürekli bir savunma finansmanı havuzu için birkaç hafta içinde anlaşmaya varılacak.
Borsa endekslerinin performanslara baktığımızda ise uzun zamandır ilk defa DAX, S&P 500‘yi ABD seçimlerinden beri getirisi S&P500’e nazaran daha iyi idi. Piyasa katılımcıları sanki, "Trump 2.0" yurt içi makro değerlendirmesine ve politikalarına ilişkin rahatsız edici bir gerçekliğe uyanıyor. Adeta insanlar, Trump yönetiminin politika bileşiminin ve mevcut ekonomik koşulların etkilerini yeniden sorguluyor. Şimdi yatırımcılar, federal harcamalardaki hızlı kesintilerin ve aşırı ticaret belirsizliğinin "çok daha ciddi bir büyüme engeli gibi görünüp görünmeyeceğini" soruyor.
Michigan Üniversitesi Tüketici Güveninin 15 ayın en düşük seviyesi olan 65,2'ye gerilemesi, Washington'daki belirsizliğin yakın vadede ekonomik etkiye sahip olabileceğini gösteriyor. Beş ila 10 yıllık enflasyon beklentileri 30 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 3,5'e yükseldi. Sanki buz pateni yapılan pistte, çatlaklar oluşmaya başladı.
İçeriye döndüğümüzde ise mevsimsellikten arındırılmış imalat sanayi kapasite kullanım oranı, Ocak ayında bir önceki aya kıyasla 0,1 puanlık hafif bir artışla yüzde 74,9 seviyesine çıktı. Böylece endeks, son yılın düşük seviyelerinde seyretmeye devam etti.
Güven endeksleri tarafında ise, mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi, Şubat ayında bir önceki ayda kaydedilen 102,6 seviyesinden 102,8’e sınırlı bir yükseliş göstererek 100 eşik değerinin üzerinde kaldı ve ekonomik aktiviteye yönelik güvenin sürdüğüne işaret etti. Böylece endeks, son 8 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
Sektörel güven endeksleri incelendiğinde ise mevsimsellikten arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi bir önceki aya göre 1,8 puan artış kaydederken, hizmet sektörü güven endeksi 2,3 puan, inşaat sektörü güven endeksi ise 2,4 puanlık düşüş gösterdi.
Piyasalar açısından, Şubat enflasyonu önemli olacak ve büyük yukarı yönlü bir sürpriz olmazsa Mart’ta TCMB’den 250 baz puan indirimi bekliyoruz.
Piyasalara baktığımızda ise yılın başında yayınladığımız “Karanlık Şafağın Eşiğidir” isimli strateji raporumuzda ortaya koyduğumuz nötr/defansif duruşumuzun arkasında duruyoruz.