Büyümeye bakın; maşallah, maşallah!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Türkiye ilk çeyrekte yüzde 7 büyüdü, yıllık büyüme yüzde 2.4 oldu. İkinci çeyrekte ise yüzde 20'li bir büyüme beklenmeli.

✔ Bazı sektörlerde, özellikle de işletmelerin neredeyse tümünün kapalı olduğu hizmetlerde ilk çeyrekte hangi etkenlerle yüzde 5.9 büyüme sağlandığı pek anlaşılamadı.

✔ İlk çeyrekte TÜFE yüzde 16, Yİ-ÜFE yüzde 28 artarken, deflatörün nasıl yüzde 21 olduğu da anlaşılamayan bir başka konu.

Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde neredeyse tüm tahminlerin ötesinde yüzde 7 büyüdü. TÜİK dün verileri açıklamadan resmi ağızlardan bu orana yakın büyüme beklendiğinin işareti de gelmişti zaten. TÜİK’ten rol çalınmış oldu ama olsun o kadar!

Eğer işsizliğin tırmanıp gittiğini dikkate almazsak...

Eğer vatandaşın refahında geçen yıla göre değil iyileşme, çok olumsuz bir seyir olduğunu göz ardı edersek...

Eğer özellikle küçük işletmelerin sıkıntısını görmez; hele hele esnafın ne halde olduğuna hiç bakmazsak...

Bu orana ve bu oranın gerçekleşmesini sağlayanlara şapka çıkarılır.

Ama şunu da sormak gerekmez mi:

“Madem ekonomi şahlandı gidiyor, yüzde 7 büyüdük; ne diye pandemi yardımları gündeme getiriliyor; adil dağıtıldığı ve yeterli olup olmadığı bir yana, ekonomi bu kadar iyiyse bu yardımlara ne gerek var?”

Geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 4.5 büyümüştük, bu yıl da onun üstüne bir yüzde 7 daha...

Ve geçenlerde de söylediğimiz gibi asıl büyüme ilk çeyrekteki yüzde 7 değil. İkinci çeyrekte yüzde 20’li, hatta daha nokta bir tahmin yaparsak yüzde 25 gibi bir büyüme bizi bekliyor. Asıl kutlamalar o zaman. Tarihini de verelim; 1 Eylül 2021, Çarşamba, saat 10.00.

Minik bir açıklama

Yeri gelmişken 28 Mayıs’taki yazımızı yanlış yorumlama eğiliminde olanlar için de küçük bir açıklama yapalım. O günkü yazımızda, sanayi üretiminden hareketle ilk çeyrek için yüzde 2 büyümenin garanti olduğunu, bir anlamda bu oranın cepte olduğunu belirttik. Sanayi üretimi ilk çeyrekte yüzde 11.3 artmıştı, GSYH kapsamındaki sanayi sektörü büyümesi de bu orana yakın bekleniyordu, nitekim gerçekleşme yüzde 11.7 oldu. Sanayinin GSYH’deki yüzde 21-22 payından dolayı toplama yansıma en az 2 puan olacaktı. Yani söylediğimiz, büyümenin yüzde 2 olacağı değildi. Biz sanayinin katkısından ve bir anlamda garanti olan orandan söz ettik. Ama doğrusu yüzde 7’lik bir oran da hiç aklımıza gelmedi. Gelmedi çünkü sanayi dışındaki sektörlerde, özellikle de hizmetlerde bir büyüme gerçekleşebileceğini öngörmedik.

BÜYÜMEYEN SEKTÖR YOK

TÜİK’in açıklamasından görüyoruz ki ilk çeyrekte bütün sektörlerde büyüme olmuş.

Sanayide büyüme olduğu kesindi de örneğin hizmetler sektörü nasıl oldu da büyüdü, doğrusu pek anlayamadık. Hizmetlerde geçen yıl ilk çeyrekte bir küçülme yoktu ki baz etkisinden söz edebilelim. Bu sektör geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 2.8 büyümüştü, bu yıl da yüzde 5.9'luk bir büyüme gerçekleşti.

Her ne kadar GSYH içindeki ağırlığı çok fazla değilse de bilgi ve iletişim sektöründeki yüzde 18.1’lik büyüme de dikkat çekti. Bu sektör, geçen yılın ilk çeyreğinde de yüzde 10.9’luk çarpıcı bir büyüme göstermişti.

YILLIK BÜYÜME YÜZDE 2.4

Yüzde 7 olarak açıklanan oran, ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre olan büyümeyi gösteriyor.

Peki Türkiye ekonomisi son bir yılda önceki bir yıla göre ne kadar büyüdü dersiniz?

Bulduğumuz oran yüzde 2.4.

Geçen yılın son üç çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğinden oluşan bir yılı, aynı şekilde oluşturduğumuz önceki bir yılla kıyasladığımızda yüzde 2.4’lük büyümeye ulaşıyoruz.

TÜFE YÜZDE 16, DEFLATÖR YÜZDE 21, Yİ-ÜFE YÜZDE 28! 

Anlayan beri gelsin ve bize de izah etsin!

Ya da bu TÜİK bir açıklamada bulunup kamuoyunu aydınlatsın!

GSYH ilk çeyrekte geçen yıla göre cari fiyatlarla yüzde 29.13 arttı. Bu artışın yüzde 7’si büyüme kaynaklı; dolayısıyla düştük yüzde 7’yi, kalan oran yüzde 20.68. Bu oran deflatör, bir başka ifadeyle fiyat artışı. Buraya kadar tamam; ama ya sonrası?

Deflatör olarak bulunan fiyat artışıyla yine TÜİK’in hesapladığı fiyat artışı (ki bu kıyaslamada TÜFE'nin kullanılması gerekir) aynı olmaz, aradaki bir miktar fark bulunur; ama bir miktar! Oysa bu yılın ilk çeyreğindeki TÜFE’nin geçen yıla göre artışına bakıyoruz, yüzde 15.59. Oysa deflatör yüzde 20.68, yani arada tam 5 puanlık fark var.

Öbür taraftan, Yİ-ÜFE cephesinden baksak fark çok daha büyük. İlk çeyrekteki yıllık Yİ-ÜFE artışı tam yüzde 28.16.

Deflatör ile fiyat artışı arasında fark olur ama bu kadar da olmaz ki!

Örneğin geçen yılın ilk çeyreği... Deflatör yüzde 11, TÜFE artışı yüzde 12, Yİ-ÜFE artışı yüzde 9.

Hangisini iyi ölçmüyoruz?

Deflatör ile fiyat artışı arasında böylesine fark olduğuna göre ya bu durumun bir açıklaması vardır ya da ortada bir açıklama yoksa iki oran da doğru olamayacağına göre bu oranlardan biri yanlış hesaplanıyordur.

Eğer deflatör doğru deniliyorsa, o zaman TÜFE’deki artışın düşük hesaplandığı kabul edilmiş demektir.

Ama yok eğer deniliyorsa TÜFE’deki artış doğru, o zaman da büyümeye ilişkin oranlardan ya cari olanı ya sabit olanı tam doğruyu göstermiyordur.

Biz muhtemel yanlışları ortaya koyuyor ve bir kez daha çağrıda bulunuyoruz:

“Anlayan beri gelsin ve bize de izah etsin!”

Tüm yazılarını göster