Sektörler itibariyle gelişmeler çok sağlıksız ve dengesiz. Böyle bir tablo büyümenin nitelikli olmadığını ve sadece toplamda nicel bir tabloyu sergilediğini unutmamak gerekir.
Önceki gün 2021 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları TÜİK tarafından yayımlandı.
TÜİK’in basın bültenine göre;
- Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2021 yılı birinci çeyreğinde %7,0 arttı.
- Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2021 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %29,1 artarak 1 trilyon 386 milyar 347 milyon TL oldu. GSYH'nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 188 milyar 65 milyon olarak gerçekleşti.
- GSYH'yi oluşturan faaliyetlerin büyüklüğüne göre sektörler 2021 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yıla göre; bilgi ve iletişim faaliyetleri %18,1, diğer hizmet faaliyetleri %14,4, sanayi %11,7, tarım %7,5, hizmetler %5,9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %5,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %3,7, finans ve sigorta faaliyetleri %2,9, inşaat %2,8 ve gayrimenkul faaliyetleri %2,4 arttı.
Şimdi dilerseniz İktisadi faaliyet kolları itibariyle sektörel gelişmelere teker teker bakalım.
Sektörel gelişmeler nasıl olmuş?...
- Tarım ilk çeyrekte yüzde 7.5 büyümüş. Yani ortalama büyüme oranının biraz üzerinde olmuş ve en azından gerisinde kalmamış.
- Sanayide büyüme yüzde 11.7 olarak gerçekleşmiş. Bunda en önemli etken, artan döviz kurlarına ve COVID-19 salgınına bağlı olarak ihracattaki artış olmuş. Yani üretim yapan, istihdam yaratan, ihracat gerçekleştiren sanayi sektörü olumlu gelişme göstermiş.
- İnşaat yüzde 2.8 gelişme ile yetersiz kalmış. Bunda konut kredilerinin bitmesi ve faizlerinin yükselmesi çok etkili olmuş. Zaten önceki dönemlerde sektör gereğinden fazla büyüme sergilemişti.
- Hizmetler sektörünün büyümesinin yüzde 5.9’da kalmasında salgın koşulları çok etkili olmuş. Zira tüm hizmet yerleri kapalı idi.
- Bilgi ve iletişim sektörü adeta çıldırmış ve yüzde 18.1 oranında büyüme kaydetmiş. Gerçekten de salgın en çok bu sektöre yaradı. Tüm öğrenciler, kamu ve özel sektör çalışanları, emekliler bu dönemde sürekli teknolojiyi kullandı. Sosyal medya sürekli işgal edildi. On milyonlarca insanımız yine on milyonlarca cep telefonu, bilgisayar, I pad kullanarak saatlerce günlerini geçirdi. Yani Türkiye’deki 3 GSM şirketine çalışıldı.
- Burada bir soru insanın aklına geliyor. Bu GSM şirketleri ülkenin bütçesine ne katkı sağladı ya da Hükümet bunları neden dikkate almadı? Çok önemli bir soru olduğunu anlayanlar bilir.
- Finans ve sigorta sektöründeki büyüme yüzde 2.9’da kalmış. Bunun anlamı şu: bankalar artık kâr edemiyor, nitekim bankaların öz sermaye karlılığı yüzde 10.7’ye düşmüş durumda. Bankalar yüksek faizle mevduat topluyor, ancak verdiği krediler sağlıklı geri gelmiyor. Bankaların kredi alacakları donuk ve kalitesiz hale gelmiş. Dolayısıyla bu sektörün büyümesini yakın takip etmek gerekiyor.
- Kamu hizmeti, eğitim ve sağlık sektöründeki büyümenin yüzde 3.7’de kalması kamu hizmetlerindeki kalite kaybını ortaya koyuyor.
Görüldüğü gibi sektörler itibariyle gelişmeler çok sağlıksız ve dengesiz. Böyle bir tablo büyümenin nitelikli olmadığını ve sadece toplamda nicel bir tabloyu sergilediğini unutmamak gerekir.
Sonuç olarak:
- Hane halkı tüketiminin tamamen düştüğü,
- Aynı şekilde kamu tüketim harcamalarının da azaldığı,
- Özel sektörün hiç yatırım yapmadığı,
- Kamu sektörünün de sadece ulaştırma sektöründe yatırım gerçekleştirdiği,
- İşsizliğin kol gezdiği,
- TÜFE enflasyonun yukarı doğru seyrinin artık yüzde 20 bandına yaklaştığı,
- ÜFE üretici enflasyonun TÜFE’yi ikiye katladığı ve yakında TÜFE’ye yansıyacağı,
- …
koşullarda büyüme nitelikli olamaz; olsa olsa niceliksel bir sonucu ifade eder.