Bilgi güçtür ve daima güç olagelmiştir. Yeni ekonomide ise bilgi, üretim faktörleri emek, sermaye ve hammadde gibi belirleyici öneme ulaşmıştır. Adam Smith, milletleri zengin kılan üretim faktörlerini biriktirmenin önemine vurgu yapar. Paylaşılınca azalan bu üretim faktörleri sadece geçen yüzyılda 100 milyon insana mal olan savaşların da ana sebebi oldu. Bugün de durum farklı değildir. Rusya-Ukrayna savaşı, üretim faktörlerinin, misal hammadde, enerji kaynağı gibi unsurların paylaşımından çıkan kavgaları bir kez daha görünür kılmıştır.
Bilgi ise farklı davranan üretim faktörü… Paylaşılınca çoğalıyor, paylaşmayınca bilgi kirlenmesi dediğimiz veri çöplüğüne dönüşüyor. Bilişim teknolojileri, yapay zekâ ve internet, küresel boyutta bilgi birikimine yol açtı. Adına Büyük Veri (big data) diyoruz.
Büyük veri; toplumsal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraf, video, SMS, kütük dosyaları vb. gibi değişik kaynaklardan toparlanan bütün verinin, anlamlı ve işlenebilir biçime dönüştürülmüş biçimine deniyor.
Günümüzde bu evrene hükmeden, diğerlerinden ayrışıyor. Türkiye de bu kavramı sıkça kullanır oldu fakat bu işten kazananlardan bir farkla; içini boşaltarak... Hangi ölçekte olursa olsun bizdeki firmaların dilinden büyük veri kavramını duyuyorsunuz.
Sorun şu ki büyük veriyi toplamak yetmiyor, onu anlamlandırmak gerekiyor. Sibernetik biliminin kurucusu kabul edilen El Cezeri; “hayata geçirilmemiş her bilgi, doğru ile yanlışın arasındadır” diyordu 800 yıl önce.
2025’ten itibaren kürede 8 milyarı insan olmak üzere 30 milyar akıllı şey (nesnelerin interneti) olacak ve büyük verinin boyutu; 40 zetabyte (40 trilyon gigabyte) düzeyine çıkacak. Eğer büyük veriyi kendiniz toplamıyor, üretmiyor ve anlamlandıramıyorsanız (hayata geçirme) o zaman başınız büyük belada demektir. Zira Hekimbaşı faciası gibi bilgi çöplüğü tepenizde patlayabilir.
Bu yüzden büyük veri güzellemesini bırakıp, elindeki big data ile ne yapacağına odaklan… Elin bilgisi seni yönetir, senin bilgin ise eli yönetir, ürünü yönetir, hayatına yön verir.