Büyük prodüksiyonlar salonları dolduruyor

Gila BENMAYOR Nasıl Bir Sanat?

Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Filiz Ova “Kültür sanat sektöründeki dijital dönüşümün merkezi olma hedefimiz var” derken sezonun ilk bombasını da açıkladı:  Chicago!

Zorlu Performans Sanatları Merkezi hayatımıza girmeden önce biz müzikal, konser, tiyatro gibi etkinlikleri nerede izliyorduk?

Hatırlamıyorum bile.

Oysa benim de pek çok arkadaşım gibi mimarın binayı çok fazla büyütmesi nedeniyle PSM’ye uzak durduğum bir dönem oldu.

Ne ki birbirini izleyen dünya standartlarında etkinlikler yüzünden yelkenleri suya indirmek zorunda kaldık ve Zorlu PSM sanat-kültür sanatının vazgeçilmez bir parçası oldu.

Dört yıldan beri Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin  genel müdürlük koltuğunda oturan Filiz Ova ile uzun süre önce buluşmak için sözleşmiştik.

Nihayet 2025 yılının başında bir araya gelebildik ve hem 2024’ü, hem 2025 yılını etraflıca konuştuk.

Almanya’da doğup, büyüyen, sanat tarihi ve edebiyat alanlarında çift ana dal eğitimi alarak yaklaşık 20 yıldan beri İKSV başta ülkenin önde gelen kültür sanat kurumlarında çalışan Filiz Ova’ya öncelikle rakamları sordum

2024 yılında konser, tiyatro, müzikal, festival gibi 1123 etkinlik düzenleyen PSM 700 bine yakın sanatsever ağırlamış.

Ortalama olarak yılın 300 günü, 5 ayrı sahnede yerli yabancı toplam 368 tiyatro-müzikal, 252 konser, 168 standup-talk ve 3 festival gerçekleştirilmiş.

Etkinliklerin doluluk oranı yüzde 80.

12 yılda toplam seyirci sayısı 8 milyona ulaşmış.

Her sezon etkinlik hacminin yaklaşık yüzde 40’ı yurt dışından gelen sanatçı ve prodüksiyonlar.

2024 yılında Konda’ya PSM’nin bilinirliliği üzerine yaptırılan araştırmada çıkan sonuç şu: Türkiye’de her 2 kişiden bini PSM’yi biliyor.

İstanbul’da 10 kişiden 9’u ya PSM’ye gelmiş ya da duymuş.

 

Performansta dönemin ruhu

Sohbetimizde “hayatım hep müzik, sanat-kültür çevrelerinde geçti. Orkestrada çaldım, tiyatrolarda oynadım, sanat ile ilgili turlarda rehberlik yaptım” diye anlatan Filiz Ova’ya göre, komedi ve tiyatronun yükselişte olduğu bir dönemde geçiyoruz.

“Bu dönemin Zeitgeist'i öyle. Tiyatro prodüksiyonlarının ilgi gördüğü dolayısıyla çok olduğu, komedi içeriklerinin de çok ilgi gördüğü bir dönemden geçiyoruz. Cem Yılmaz örneğin hep dolu. İnsanlar doya doya gülmek istiyor. Tiyatro üretimi o kadar çok ki. Biz her gün dört sahne açıyoruz Bazen beş açtığımız da oluyor. Tüm etkinliklerimiz dolu geçiyor” diyor.

“Sanatın sadece bir eğlence aracı değil aynı zamanda insanları birleştiren, hayal kurmaya sevk eden ve izleyicileri derinden etkileyen bir güç olduğuna inanıyoruz. Pandemide özellikle bunu gördük. Bu yüzden her sezon programımızı büyük bir titizlikle hazırlıyoruz” diye ekliyor.

PSM’nin kuruluşundan bu yana global bir sahne olma vizyonuna sahip, dolayısıyla Avrupa’nın en büyük ve donanımlı performans merkezlerinden biri.

Büyük prodüksiyonlar da salonları dolduruyor.

Filiz Ova “Örneğin Afife bunlardan bir tanesi.1923 de öyle. Bunlar kendi prodüksiyonlarımız. Bizim olmayanlar da var elbette. Aşık Shakespeare bizim ortak olduğumuz bir iş. Merve Dizdar’ın “İnsanlar, Mekanlar, Nesneler” oyunu da ortak prodüksiyon” diyor.

 

Afife yurt dışına gider mi?

Yapımını idPRo ve Zorlu PSM’nin üstlendiği, bir kadının bağımlılık ve kimlik arayışını derinlemesine ele alan, Duncan McMillan’ın ödüllü oyunu “İnsanlar Mekanlar Nesneler” etkileyici bir oyun sergileyen Merve Dizdar’ın yanı sıra Nihal Koldaş, Selçuk Borak, Kerem Arslanoğlu, Bora

Akın ve Ferhat Güneş rol alıyor.

Ova’nın söylediğine göre bu iddialı yapım sezon boyunca tiyatroseverleri ağırlayacak.

Enis Arıkan’ın başrolünde yer aldığı ve sahnede 30’dan fazla kişinin eşlik ettiği

‘Hayalperest’ PSM son teknoloji alt yapısıyla hazırlanan bir prodüksiyon.

Zorlu PSM yıllar içerisinde özellikle tiyatro prodüksiyonunda içerik üretmekte iyi deneyim kazandığını ve hatta mek^anın hacmine göre içerik geliştirdiğini belirten Ova “Sadece yurt dışından prodüksiyon getirmek değil kendi içeriğimizi geliştirmek konusunda güzel bir ivme, bir dönüşüm yakaladık” diyor.

Peki Zorlu PSM’nin kendi prodüksiyonlarını yurt dışına gönderme ihtimali olabilir mi?

Bu soruma Filiz Ova “Umarım Afife gidecek. Almanya olabilir, İngiltere olabilir henüz net bir şey yok ama çalışıyoruz. Bence ilgi olur” cevabını veriyor.

2025 yılının bomba etkinlikleri

2025 yılının önemli etkinliklerine gelirsek.

Sanırım bu yılın en çok konuşulan etkinliği, Broadway ve Londra’da West End Tiyatrosu’nda “Opera’nın Hayaleti” den sonra en uzun oynayan müzikal Chicago olacak.

1920’lerin Chicago’sunda, erkek partnerlerini öldüren, hapis yatan iki kadının hik^ayesi üzerinden şehrin suç ve yolsuzluklarını anlatan kült bir oyun Chicago.

1979 yılında Yönetmen Bob Fosse tarafından filmi yapılan Chicago’nun “All That Jazz” şarkısını kim unutabilir?

Nisan ayında PSM’de başlayacak oyunun bilet satışları başlamış bile.

Bir başka önemli etkinlik, 30 yılı aşkın süredir 12 binden fazla performans ile 10 milyon seyirciye ulaşarak, The Times tarafından ‘dünyanın en iyi palyaçosu’ olarak tanımlanan Slava Polunin’in Slava’s Snow Show gösterisi.

Sadece çocuklar için değil, yetişkinlerin de çok eğlendiği bir etkinlik.

2025 yılında Afife’nin yanı başka bir yerli prodüksiyon 1923 de devam edecek.

Komedinin iki usta ismi Cem Yılmaz ve Ata Demirer’in gösterileri de.

Filiz Ova 2025 yılını anlatırken Sonar İstanbul Festivali’ne de değiniyor.

Müzik ve görsel sanatları kapsayan müzik festivaline henüz açıklamadıkları efsane bir isim geliyormuş.

İlk konserim ilk tiyatrom

Ova’nın verdiği bilgiye göre, en çabuk tükenen biletler VİP biletleri yani en pahalı kategori.

Ancak şöyle önemli bir tespiti var:

Çalışan gençler ekonomik koşullar daha da zorlaşmış olsa da “nasılsa ev alamam, araba alamam” diye günü gününe yaşayarak elindeki parayı harcama eğilimindeler.

Ama öte yandan etkinliklere hiç para ayıramayacak yoksul bir kesim de var.

Tam bu noktada TÜİK verilerine dayanarak önemli bir rakama değiniyor Ova.

Buna göre, Türk halkının yüzde 73’ü konser, tiyatro gibi etkinliklere gitmiyor.

“Gençlerin paranın ötesinde buraya gelmeleri sayısız engel var. Bir yanda lüks gibi görüyor, öte yanda sosyal bariyerler, iletişim eksiklikleri var. Bu yüzden 3 yıl önce SosyalBen Vakfı ve Toplum Gönüllüleri Vakfı ile başlattığımız “İlk Konserim, İlk Tiyatrom” Projesi çok önemli” diyor.

Bu vakıfların aracılığıyla, dezavantajlı kesimlerden hiç konsere ya da tiyatroya gitmemiş gençlere ulaşılıyor.

Gençler ve çocuklar yaşadıkları mahallelerden PSM getiriliyor ve tekrar evlerine bırakılıyorlar.

PSM bu projeyle 2024 yılında 5 bin kişiyi ağırlamış.

Sadece çocuklar değil aileler de ağırlanıyor.

Cem Yılmaz’a ve ayakta rock konserlerine ilgi büyük.

Uzun vadede “İlk Konserim, İlk Tiyatrom” Projesini Türkiye çapında yaygınlaştırmak projenin bir parçaçı

Öte yandan, PSM’nin İBB, Beşiktaş. Üsküdar, Şişli belediyeleriyle yürüttüğü ortak sosyal içerikli projeleri var.

Tiyatroya özgün içerikler kazandırmak için Zorlu PSM’nin ilk yetenek geliştirme programı olan PSM Atölye ise dördüncü yılında.

Mey|Diageo’nun kurumsal desteğiyle devam eden PSM Atölye’de 3 yılda 69 öğrencinin 26 özgün oyunu sahneye taşınmış.

Ayrıca konser, opera, bale ve dans gösterilerinin gizli kahramanları sahne teknisyenlerinin eğitimi için de Bahçeşehir Üniversitesi ile iş birliği yapılıyor.

Kültür ve sanat alanında istihdama katkı sağlamayı hedefleyen ‘Sahne Teknisyenliği Eğitim Programı’ ile 2 yılda toplam 45 öğrenciyi kültür-sanat dünyasına işgücü olarak kazandırılmış. 

Dijital dönüşümün merkezi

PSM hayatımıza girdiği 12 yıl sonra tüm alt yapının yenilendiği bir sürece girmiş.

Filiz Ova bunanla ilgili “Geçen yıl başladık yenileme sürecine ve dört yıl içerisinde ses, ışık dahil tüm sahne tekniklerini yenilemiş olacağız. Çünkü 12 yıl öncesine göre teknoloji gelişiyor. Teknik donanım bizim en güçlü olduğumuz taraf.  Önümüzdeki dört yılda tüm sahnelere yeni teknolojiler uyarlamış olacağız. Bu işe önemli bir bütçe ayırdık” diyor.

“Kültür sanat sektöründeki dijital dönüşümün merkezi olma hedefimiz var” diye ekliyor.

“Var Kalma Pratikleri” sergisi İstiklal’deki İnstitut Français’de…

Fransız düşünür Georges Didi-Huberman’ın “var kalma mücadelesi” olarak tanımladığı antropolojik kabiliyetin izlerini süren kolektif sergi ‘Var Kalma Pratikleri’ sergisisanatseverlerle buluştu.

Türkiye’de sürdürülebilirlik ve kültür sanat odaklı içerik ve projeler gerçekleştiren PlumeMag Platformunun projesi olan “Var Kalma Pratikleri” isimli kolektif sergi, Fransız Kültür Merkezi Institut Français’de açıldı. Küratörlüğünü PlumeMag’in kurucusu ve sanat tarihçisi Bihter Ayyıldız ve platformun kültür-sanat editörü Emir Dereci’nin üstlendiği sergi, 25 Ocak 2025 tarihine kadar ziyarete açık olacak.

Bilal Yılmaz, Elçin Acun, Elif Büyüknohutçu, Ferhat Tunç, Fırat Engin, Özge Akdeniz, Osman Dinç, Şükran Moral ve Zeynep Beler’in işlerini bir araya getiren sergi, antropolojik sürdürebilirlik konusunu sorguluyor.

Tüm yazılarını göster