Adıyaman denildiğinde çoğumuzun aklına Nemrut Dağı ve Kommagene uygarlığının izlerini günümüze taşıyan ihtişamlı heykelleri gelir. Dünyanın en güzel gün doğumu ve gün batımının yaşandığı Nemrut Dağı sadece Türkiye’de değil dünyada mutlaka gidilmesi gereken yerler listesindedir…
Adıyaman da deprem felaketiyle sarsıldı. Nemrut Dağı’ndaki tarihi eserler zarar görmedi ama şehir yerle bir oldu. Deprem bölgesindeki her ilde olduğu gibi burada da her ailenin acı bir hikayesi var artık… Tarım, tarıma dayalı sanayi ve tekstil sektörlerinin öne çıktığı Adıyaman’da Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı İrfan Torunoğlu da hayatını kaybetti. Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Gani Bereket ile depremin sanayi ve üretimde yarattığı hasarı, neler yapılması gerektiğini ve devletten acil beklentilerini konuştuk. Bereket’in verdiği bilgiye göre, Adıyaman’da tarım ve tekstil öne çıkıyor. Tarımda tütün çok büyük bir paya sahip. Tekstilde Zara ve LC Waikiki gibi dev şirketlerin de aralarında olduğu birçok markaya üretim yapan şirketler var. Son yıllarda tarıma dayalı sanayide önemli bir artış yaşandı.
‘Adıyaman’dan gidenler iş bulunca geri gelmez’
250 civarında tesisin olduğu organize sanayi bölgesinde önemli bir hasar yok ancak iş gücünde alarm zilleri çalıyor. Çünkü kalifiye çalışanlar gitmeye başladı. “Organize sanayi bölgesinde sadece 10-12 civarında tesiste fiziki hasar var. Makine ve teçhizatta sorun yok. Üretimin başlaması için engel yok ama çok önemli bir göç sorunu var” diyen Bereket, Atatürk Barajı’nın inşaası sırasında Adıyaman’da sular altında kalan bir ilçe ve 250 civarındaki köyde yaşanan göçten sonra ikinci büyük göç dalgasının gerçekleştiğini vurguluyor. Bereket, şöyle devam ediyor:
“İnsanlar canlarını kurtarmaya, ailelerini güvenli yerlere taşımaya bakıyor. Şu anda kimsenin aklına çalışmak gelmiyor. Bizim en acil şekilde bu göçü önlememiz gerekiyor. Devletimizin bunun için sadece işverene değil işçiye de teşvik vermesini öneriyoruz. Çünkü gidenler kalifiye işçiler ve bir iş bulmakta zorlanmayacaklar. İş bulunca da dönmeyecekler. Dönmeleri için onlara ya ev vereceksiniz ya da maaşlarını artıracaksınız. Devletimizin de asgari ücretin üzerinde bir maaş için işverene sigortadan muafiyet gibi teşvikler vermesini talep ediyoruz. 650 bin kişinin yaşadığı ilimizden 200 bin civarında kişi gitti. Aralarından elbet dönen olacak ama acil bir şekilde burada yaşamayı ve çalışmayı cazip hale getirmemiz lazım. Üretimin devamlılığı için organize sanayi bölgesine yakın konteyner kent kurulmalı. Yoksa bizi çok kötü günler bekliyor.”
Bakan Muş’a ‘kırsala yönlendirme’ önerisinde bulundu
“İş yeri yıkılan esnaf da acil destek bekliyor. Üretimi, ticarethanelerimizi bir an önce ayağa kaldırmamız lazım” diyen Gani Bereket, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a ilettiği öneriyi de anlatıyor: “Hem şehir hem kırsalla ilişkisi olan insanlarımızı kırsala yönlendirebiliriz. Böylece hem tarımsal üretimi artırabiliriz hem de devletimizin kalıcı konutları sağlıklı ve doğru bir biçimde yapılabilmesi için zaman kazanmasını sağlayabiliriz. Kırsalda enerji, uygun fiyatlı tohum ve gübre desteği sağlanmalı ve tarımsal destekler artırılmalı. Bunları anlattık sayın bakanımıza… Kırsala gidene konteyner ev veya belli bir tutarda para yardımı yapın önerisinde de bulunduk. Türkiye büyük bir ülke ve bugünlerin üstesinden hep birlikte geleceğimize inanıyoruz.”
50 yakınımı kaybettim, Adıyaman hayalet şehir oldu
Gani Bereket, depremden sonra Adıyaman’a çok geç gelindiğini, yardımların da geciktiğini söylüyor. TOBB’a, odalara, borsalara, iş dünyasına destekleri ve yolladıkları yardımlar için teşekkür ediyor. Depremde dayısının ve kuzenlerinin de aralarında olduğu 50 yakınını kaybetmiş. “Acımızı yaşayamıyoruz” diyor ve devam ediyor: “Çok büyük bir felaket yaşadık. Şehir yerle bir oldu, oturulacak tek bir ev yok. Dayımın 5 katlı apartmanı çöktü. Cenazelerimizi çıkardık, cenaze aracı yoktu. Yakınlarımızı yıkamadan battaniyelere sarıp kendimiz toprağa verdik. Ben pandemi döneminde annemi kaybettim. Çok acıydı ama bu ondan da büyük bir acı… Çok can kaybettik, içimiz yanıyor ve gerçekten durum kalanlar için çok daha zor. İlk birkaç gün bisküvi ile beslendik. Dedik herhalde bundan sonra hep bisküvi yiyeceğiz. Sonra çorba, yemek geldi. Ama dert bunlarla bitmiyor. Barınma dert, eğitim dert, salgın hastalık riski var.”
Krediler altı ay ertelendi ama altı ay sonra ne yapacak bu insanlar?
Gani Bereket, bankaların depremden sonra kredilerin, kredi kartları borçlarını ertelemesini, devletin de SGK prim borçları gibi ödemeleri altı ay ertelemesinin önemli olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bu borçlar için de çok ciddi bir planlama yapılması gerekiyor. Krediler altı ay sonraya ertelendi ama altı ay sonra ne yapacak bu insanlar? Altı aya kadar insanların sağlıklı bir barınma yeri bulma, iş yerlerini eski haline getirebilme şansları yok. Küçük ve orta ölçekli esnafın ayağa kalkması için yardıma ihtiyacı var. Adıyaman teşvik açısından altıncı bölgede ama yetmez. Hatay’dan sonra en ağır hasarı Adıyaman aldı. Ekstra destek vermesi lazım devletimizin.”