Hazine ve Maliye Bakanı’nın yavaş yavaş dillendirdiği ve Orta Vadeli Plan (OVP) nedeniyle de önümüzdeki ayın yoğun gündemini oluşturacak bir konu: “Mali Disiplin”.
Aslında 1994 ve 2001 yılları ekonomik programlarında çok fazla dile getirilen ve üzerinde çalışılan bir konu oldu mali disiplin. Hatta mali disiplin ile ilgili yasal çalışma 2003 yılında başlatıldı ve 2006 yılında da 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu olarak mali mevzuatımızda yer aldı mali disiplin.
AK Parti iktidarının ilk yıllarında söylem olarak olmasa da eylem olarak hep gündemde kaldı mali disiplin. Kendisi de eski bir Hesap Uzmanı (!) olan dönemin Maliye Bakanı merhum Kemal Unakıtan üstadın ve Hazineden Sorumlu Bakan Ali Babacan’ın konuyu benimseyen tavırlarıyla hayat buldu mali disiplin.
Ancak 2010’dan itibaren ve özellikle de 2013, 2016 yıllarında yaşanan ciddi siyasal çalkantılar ile 2018 yılında geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonucunda adeta unutuldu mali disiplin. Ekonomide dış ve iç konjonktüre bağlı olarak yaşanan gelişmeler, savaş gibi uluslararası hareketlilikler, salgın gibi küresel olumsuzluklar da mali disiplinsizliğe adeta davetiye çıkardı ve devre dışı kaldı mali disiplin.
“Mali Disiplin” nedir ve niçin önemlidir?
Net bir tanımı olmayan ve geniş kullanımı olan bir kavram mali disiplin, daha çok kamu gelir ve giderlerinin denk olması amacını ifade ediyor. Bazı yaklaşımlara göre de ihtiyatlı bir bütçe açığını ve borç düzeyini belirleme olarak tanımlanıyor. Bir bakıma kamuda da olsa, ayağını yorganına göre uzatmayı hedefliyor mali disiplin.
Aslında mali disiplin çok önemli bir kavram, peki nereden geliyor mali disiplinin önemi?...
● Her şeyden önce makroekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilmesi adına mali disiplin büyük önem taşıyor. Ekonominin sağlıklı ekosistemi için mali disiplin şart.
● Etkin para politikalarının uygulanması açısından da mali disiplinin önemi ortaya çıkıyor. Yani para ve maliye politikalarının eş güdümü ve etkin ekonomi politikalarının uygulanması için mali disiplin gerekiyor.
● Bütçe uygulamaları sırasında öngörülebilir ya da öngörülemez mali baskıları karşılamak ve hazırlıklı olmak adına mali disiplin önemli oluyor.
● Bir başka yönüyle küresel işleyişin ve uluslararası ekonomik entegrasyonların uyumu açısından da mali disiplin büyük önem sergiliyor.
Dolayısıyla mali disiplin bir vazgeçilmez!...
Mali disiplinin ete kemiğe bürünmüş şekli: “Mali Kural”
Mali disiplin aslında soyut bir kavram, bunu somut şekle dönüştürdüğünüzde karşımıza çıkan kavram “Mali Kural” oluyor.
Mali kural, kısaca bütçe tahmin ve uygulamaları için getirilen somut sınırlamaları ifade ediyor. Bu sınırlamalar özelliği, bağlayıcı ve karşılığında yaptırımların olması. Yani mali kural hükümlerini uygulamak isteğe bağlı değil, tam tersine uygulamak zorunlu.
Yukarıda belirttiğimiz makroekonomik istikrar için göstergelere uygulanan kısıtlar söz konusu.
Temel amaç da maliye politikası uygulamalarını siyasi etkilerden uzak tutmak ve böylece maliye politikalarını sağlıklı uygulayabilmek.
Elbette mali kuralların sade ve niteliği belli olması büyük önem taşıyor.
Öte yanan mali kuralların ekonomik gidişata göre belli esneklikleri bulunması gerekiyor.
Mali kural türleri:
● Bütçe sınırlama ve düzenlemeleri
● Kamu borcu sınırlama ve düzenlemeleri
● Vergileme ile ilgili sınırlama ve düzenlemeler
● Kamu harcamalarına ilişkin sınırlama ve düzenlemeleri
içerebiliyor.
Mali kural ilkeleri de:
● Saydamlık
● Hesap verilebilirlik
● Çok yıllı bütçeleme
şeklinde sıralanıyor.
Türkiye, 2006 yılında kabul edilen 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile mali disipline yönelik çeşitli mali kuralları uygulamaya koydu. Ancak bu kurallardan son yıllarda çok ciddi sapmalar oldu.
Şimdilerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu konuyu yeniden gündeme getirmeye ve dillendirmeye başladı. Hatta iki gün önce satır arası bir ifadeyle deprem harcamaları dışında bütçe disiplininde Maastricht kurallarına geçileceğini söyledi.
Bekleyelim görelim.