Bütçe performansının en önemli göstergesi olan faiz dışı dengede açık büyüyor. Faiz dışı denge tanımı, faiz ödemeleri hariç olmak üzere bütçe gelirlerinin harcamaları ne ölçüde karşıladığını göstermesi bakımından önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor. Faiz ödemeleri hariç tutulduğunda bütçenin fazla vermesi, sağlıklı bir gelir-harcama denkliğine işaret ediyor. Bütçe disiplininde esas olarak 2017 yılından bu yana gözlenen bozulma, 2018’den itibaren hızlandı. 2001 krizi sonrasında, 2009 küresel kriz dönemi hariç, sürekli fazla vererek gelen faiz dışı denge, birkaç istisna ay dışında yıllıklandırılmış bazda 2018’in ikinci yarısından itibaren açığa dönüştü. 2013 yılında 31 milyar liranın üzerinde gerçekleşen faiz dışı fazla, izleyen yıllarda sürekli düşüşle 2017’de 8,9 milyar liraya 2018 sonunda da 1,1 milyar liraya geriledi. 2019’u 23,8 milyar liralık faiz dışı açıkla kapatan merkezi yönetim bütçesi, bu yılın ilk beş ayında ise 25,1 milyar lira ile geçen yılın toplamından daha yüksek oranda açık verdi. Mayıs itibariyle son 12 aylık faiz dışı açık toplamı da 28,7 milyar lira oldu. Tek seferlik gelirleri kapsam dışında tutan IMF tanımlı faiz dışı bütçe dengesi ise ilk beş aylık dönemde 93,65 milyar liraya, mayıs itibarıyla son 12 ayın toplamında da 155,7 milyar liraya yükselerek tarihi rekor seviyesine ulaştı. Maliye tanımlı faiz dışı denge ile IMF tanımlı denge arasındaki fark, diğer bir ifadeyle tek seferlik gelirler de yıllıklandırılmış rakamlarla mayısta 127 milyar liraya ulaştı. Bu fark ağırlıkla Merkez Bankası karının ve yedek akçesinin bütçeye aktarılmasından kaynaklandı. Son 12 aylık dönemde TCMB’den aktarılan kaynağın toplamı 85,2 milyar lirayı buldu. Bu dönemde “imar barışı”ndan 7,1 milyar lira, bedelli askerlik uygulamasından da 1,8 milyar lira bütçeye ilave gelir sağlandı. Geçmiş yıllarda bütçenin tek seferlik gelir kaynakları arasında önemli bir yer tutan özelleştirme gelirleri ise 4,8 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.