Bütçe disiplininde 2016 yılında başlayan bozulma, borçlanmayı da yukarı çekiyor. Tek seferlik gelirlerin yıllar içinde azalması ve cari harcamalardaki artışla birlikte büyüyen bütçe açığı, 2018 yılından itibaren daha belirgin bir görünüm kazandı. 2001 krizinde rekor seviyelere ulaştıktan sonra izleyen dönemde azalma eğilimine giren genel bütçenin borçlanma ihtiyacı, 2016 yılında dip seviyeyi gördükten sonra, yönünü yukarı çevirdi. Bu tarihte yüzde 20’nin altına kadar inen borçlanmanın bütçe harcamalarına oranı, bu yılın ilk 10 aylık döneminde 2,5 katını aşarak yüzde 50’ye ulaştı. Diğer bir ifadeyle, bu yılın ocak-ekim döneminde oluşan bütçe harcamalarının yarısından fazlası, iç ve dış borçlanmayla finanse edildi. Bu dönemde 655 milyar liralık vergi gelirine karşılık, 473 milyar liralık borçlanmaya gidildi. Borçlanma miktarı bu yılın ilk 10 ayında geçen yılın toplam borçlanmasının yüzde 70 üzerinde gerçekleşti. Bütçe performansında önemli bir bozulmaya işaret eden bu tablo, 2020 Ocak-Ekim döneminde toplanan her 100 liralık vergi gelirine karşılık, 72 liralık borçlanmaya gidildiğini ifade ediyor. 2016’da yüzde 24 seviyesinde gerçekleşen bu oran, geçen yılın tamamında ise yüzde 41’i aşmıştı. Son dört yılda borçlanmanın yapısında da dikkat çeken bir gelişme yaşanıyor. Hazine’nin özellikle son üç yılda iç borcun yanı sıra dış borçlanmaya da ağırlık verdiği görülüyor. Nitekim 2018’de 41 milyar lira düzeyinde bulunan dış borçlanmanın tutarı, 2019’da yüzde 60 artışla 66 milyar lirayı, bu yılın ilk 10 ayında da 46 milyar lirayı aştığı görülüyor. Bu gelişmeye paralel olarak dış borçlanmanın toplam borçlanma içindeki payı da geçen yılın tamamında yüzde 24’e ulaştı. Artan borçlanma, bütçedeki faiz yükünü de hızlı bir şekilde yukarı çekiyor. Geçen yıl toplam bütçe harcamalarının yüzde 10.2’sine yükselen faiz giderleri, bu yılın 10 aylık döneminde de yüzde 12.6’ya ulaştı. Bu dönemde toplanan her 100 liralık vergi gelirinin 2019’da 14,8 lirası, 2020’de de 18,2 lirası faiz harcamasına gitti.