Bütçe: 2025 sonrası kullanmak için cephane birikiyor mu?

Geniş halk kesimlerinin çıkarı açısından makro dengeleri yerli yerine oturtmak hedefi elbette halisane bir hedef. Ama şu gerçek, analiz açısından daha önemli: Siyaset açısından seçim öncesi kullanılacak cephanenin bolluğu 2025’te bütçenin ne kadar toparlanacağı ile çok yakından ilgili.

Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU

2024 bütçe gelişmeleri dün açıklandı. 2023’e kıyasla, bütçe gelirleri yüzde 66,6, bütçe giderleri ise yüzde 63,7 oranında arttı. Hem gelirlerdeki hem de giderlerdeki artış oranı enflasyonun oldukça üzerinde. Mali disiplin açısından bakıldığında, gelirlerde enflasyonun belirgin biçimde üzerinde artış gerçekleşmesi olumlu. Giderlerdeki yükselişin temel nedeni depreme ilişkin yapılan harcamalardaki artışsa ve dolayısıyla deprem harcamaları dışında kalan harcamalardaki artış daha sınırlıysa o da olumlu. Bu önemli ayrıntıyı şu anda bilmiyoruz.

GSYH’ye oranla bütçe gelişmelerini incelemek yararlı oluyor. Ancak 2024’ün son çeyreği GSYH değerini bilmiyoruz. 2023’ün son çeyreğindeki GSYH, 2024’ün son çeyreğindeki TÜFE ve ÜFE ortalama yıllık fiyat artışı ile yüzde 2,5 oranında alınabilecek son çeyrek yıllık büyüme oranının çarpımı kadar artsın. Bu durumda 2024 GSYH’sini 12,1 trilyon lira olarak almak mümkün. Dolayısıyla, 2024 GSYH’si 42,8 trilyon lira oluyor. Bu koşullar altında bütçe açığının GSYH’ye oranını yüzde 4,9, faiz dışı bütçe açığının GSYH’ye oranını ise yüzde 2 olarak hesaplamak mümkün. Bütçe açığı-GSYH oranı, Orta Vadeli Program’da (OVP) 2024 için tahmin edilen kadar.

Muhtemelen bütçenin ayrıntısına girince ilgi çekici çıkarsamalar yapmak mümkün olacaktır. O işi maliye uzmanlarına bırakayım. Makro bir analiz açısından bu veriler benim açımdan yeterli bir fikir veriyor. Normal koşullar altında, birkaç yıl üst üste bütçenin faiz harcamaları dışarıda tutulduğunda bile açık vermesi iyi bir şey değil. 2023’te de faiz dışı açık vardı. Ancak yazının başında belirttiğim gibi depreme ilişkin harcamaların büyüklüğü önemli. Bu harcamalar hariç tutulduğunda bütçe faiz dışı açık vermiyorsa bunu da olumlu olarak yorumlayabiliriz. Kaldı ki vurgulanması gereken bir diğer nokta, kamu borcunun GSYH’ye oranının hem uluslararası düzeyde hem de kendi geçmişimize göre oldukça düşük düzeyde olduğu gerçeği. Bu, maliye politikasında manevra alanı veriyor. Birkaç yıl, ‘abartmadan’ faiz dışı açık verme lüksünüz oluyor. Deprem harcamaları bittiğinde, faiz dışı açığın ortadan kalkması koşuluyla işleri toparlayabiliyorsunuz.

OVP’de 2025 yılında bütçe açığının GSYH’nin yüzde 3,1’ine düşeceği tahmini var. Dolayısıyla, bütçeyi ‘toparlama’ isteği var. Ne kadar gerçekçi? Seçim takvimine bağlı; bu coğrafyada makro analiz yaparken politik gelişmelerle ekonomi arasındaki ilişkiye de odaklanmak gerekiyor. Seçim 2027’den önce olmayacaksa, 2025’te bütçeyi toparlama isteğini ciddiye almak gerekir. Geniş halk kesimlerinin çıkarı açısından makro dengeleri yerli yerine oturtmak hedefi elbette halisane bir hedef. Ama şu gerçek, analiz açısından daha önemli: Siyaset açısından seçim öncesi kullanılacak cephanenin bolluğu 2025’te bütçenin ne kadar toparlanacağı ile çok yakından ilgili.

Tüm yazılarını göster