Gökhan TURHAN
Bilindiği üzere Osmanlı Saltanatı’nda yurtdışına gezi düzenleyen ilk ve son padişah Sultan Abdülaziz’dir. İşte o gezi, hem bir aşkı hem de Hünkar Beğendi’yi kazandırmış bizlere. Gelin 154 yıl öncesinde yani 1867’de başlayan bu öykünün başladığı günlere dönelim.
Uluslararası bir sergiye katılmak için Paris’e giden Sultan Abdulaziz’i karşılayanlar davetin sahibi İmparator 3’üncü Napoleon ve güzel eşi İmparatoriçe Eugenie’dir. İmparatoriçe’yi görür görmez etkilenen Sultan Abdülaziz, Paris’e olan hayranlığına bir de Eugene’i de eklemiştir. İstanbul’a dönerken kalbini Fransa’da bırakan Abdülaziz, aradığı fırsatı ise 1869 yılında bulur ve Süveyş Kanalı’nın açılış törenine Fransız İmparatoru ve eşini de davet eder. Kendisi gelemeyen Napoleon, eşini Mısır’a göndermeye karar verdi. Gemiyle önce İstanbul’a gelen Eugenie’i önce başkent, ardından da Abdülaziz etkiler. Beylerbeyi Sarayı’na alınan İmparatoriçe Eugenie’i hediyelerle karşılaması işte bu etkileşimin de artmasını sağlar, derin bir aşk yaşamaya başlanır.
Yanında özel aşçısıyla gelen Eugenie, özel bir tarifi sunar Abdülaziz’e, beşamel sos. Eugenie’nin aşçısı beşamel sosu hazırlar ve o sırada saray mutfağının baş aşçısı beşamel sos içerisine közlenmiş patlıcan katar ve sultanın en sevdiği et yemeğini de bu harcın üzerine koyarak Sultan Abdülaziz’e ve konuğu Eugenie’ye sunar. Sultan Abdülaziz bu yemeği öyle çok beğenir ki o günden sonra bu yemek ‘Hünkar Beğendi’ olarak tarihe geçer.
Sultan öldürdü, İmparatoriçe sürgüne gönderildi
Eugenie ve Abdülaziz arasındaki aşka gelecek olursak; İstanbul’da Abdülaziz’le kalmaya karar veren Eugenie dedikodulara neden olur. Hatta bir gün haremdeyken Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan yanına gider ve kendisini saraydan kovar. Ülkesine kırık bir kalple geri dönen Eugenie’i kötü bir sürpriz bekler, eşi 3’üncü Napoleon’un sürgünü. 40 yıl sürgünde kalan Eugenie, İstanbul’a dönmeye karar verir. Ancak Sultan uzun süre önce vefat etmiştir. 30 Mayıs 1876 Darbesi ile tahttan indirilen, gözaltında bulundurulduğu Feriye Sarayı’nda 4 Haziran 1876 tarihinde bilekleri kesilmiş olarak ölü bulunan Abdülaziz’in intihar ettiği kaynaklara geçer. Oysa Osmanlı’da tahtan indirilip öldürülen son padişahtır.
İspanyol Kültür Merkezi “Cervantes Enstitüsü”nün Müdürü Pablo Martin Asuero’nun yayınladığı ‘Mavi Sütunlu Saray’ kitabının da yer verdiği işte bu hikayenin kahramanı İmparatoriçe Eugenie, İstanbul’a geldiğinde Padişah Sultan Reşad’a, Abdülaziz’in oğlu Yusuf İzzettin Efendi’yi görme talebini iletir. Bu, İstanbul’a ve tek aşkı Abdülaziz’e olan son bakışıydı aslında.