Üretim, ihracat ve istihdamın önemli merkezi Bursa’nın hedeflediği teknolojik atılımı yapabilmesi için daha fazla kalifiye insana ihtiyacı olduğu net. Bunun için kaliteli eğitim veren eğitim öğretim kurumları gerekiyor. Hâlihazırda 2 devlet üniversitesi Uludağ ve Bursa Teknik eğitime devam ederken 2 adet de kurulma aşamasında özel teşebbüsün girişimi var. Uludağ Üniversitesi 80 bin öğrencisi ile hantal yapısında yeterli verimi veremiyor, vermesini beklemek de inandırıcı değil. Yemeğin bile kazan büyüyünce lezzeti azalıyor. Eğitim kurumlarında da durum farklı değil. Sınıf başına düşen öğrenci sayısı arttıkça eğitimin kalitesi düşüyor. Bursa Teknik Üniversitesi bu konuda daha şanslı. Yeni bir üniversite olmasının yanında 7 bin 500 öğrencisi ile butik halini şimdilik koruyabiliyor. Rektör Prof. Dr. Arif Karademir öncülüğünde iyi de bir akademik kadro kurulmuş durumda.
Uzun bir aradan sonra Rektör Arif Karademir hocanın daveti üzerine meslektaşlarımızla birlikte üniversitede bir araya geldik. Üniversitenin faaliyetlerini Rektör hocadan dinledik. Robot teknolojileri ve akıllı sistemler konusunda YÖK tarafından uzmanlaşma görevi verilen üniversite TEKNOFEST'te de her sene çıtayı biraz daha yükseltiyor. Gerçek manada üniversite sanayi işbirliğinin yapıldığını öğreniyoruz. Şu ana kadar 816 lisans 561 lisansüstü olmak üzere toplam bin 377 mezun vermiş. Dikkat çekici olan mezun öğrencilerin yüzde 70’inin altı ay içinde SGK kayıtlı iş bulmuş olması. Bu başarı üniversite-sanayi işbirliğinden geliyor. Dünya genelinde Ar-Ge’ye ayrılan pay yüzde 5 civarında iken BTÜ’de bu oran yüzde 18! Beni en çok etkileyen laboratuvarlarda elde edilen başarı. 1500 metrekare kapalı alanda kurulan laboratuvarlarda 6 personel ile 134 farklı elementin analiz ve değerlendirmesini onaylı şekilde yapabiliyor. 2021 yılında 10 binin üzerinde analiz yaptıklarını ve bu analizlerin yüzde 70’ini özel sektöre, otomotiv ağırlıklı hizmet verdiklerini öğreniyoruz. Üniversite-sanayi birlikteliğine iyi bir örnek.
Rektör hoca üniversite sanayi işbirliğinin yeterli olmadığını ama eldeki imkânlarla daha fazlasının zor olduğunu ifade ediyor ve serzenişte bulunuyor; Neden Bursa’da daha fazla üniversite kurulmuyor? Gelişmiş ülkelerde başarılı üniversitelerde öğrenci sayısının 20 bini geçmediğini bunun da 10 bininin yüksek lisans öğrencisi olduğunu vurguluyor. Anlamı şu, yüksek lisans öğrencileri üretime katılıyor ve elde edilen gelir ile daha iyi işlere imza atılabiliyor. Ülkemizde ki gibi merkezi bütçeye mahkum olmuyorsunuz. Bursa’nın 3 milyonluk nüfusu ile daha fazla üniversiteyi hakkettiğini ve bunun gereklilik olduğunun altını çiziyor.
Görüşlerine katılmamak mümkün değil. Bursa olarak yeni bir devlet üniversitesi kurulması konusunda siyaseten yetersiz kaldığımız doğru ama buna da mahkûm olmamalıyız. Bursa TSO gündeminde olan özel bir üniversite kurulması konusunu biran önce hayata geçirmeli. Kent olarak geldiğimiz noktada elde ettiğimiz başarıyı bir tık ileri taşımanın yolu üretime bilimi daha fazla katmaktan geçiyor. 10-15 bin öğrenci kapasiteli en az 3 üniversite daha kurulursa teoriyi anlatan değil nitelikli insan yetiştiren üniversitelere de kavuşmuş oluruz. İnşaatlarına başlanan TEKNOSAB ve TOGG’da üretim başladığında nitelikli eleman ihtiyacının da ne kadar gerekli olduğunu daha iyi anlayacağız.