Yerel seçimlerde Bursa, 47 yıl aradan sonra Mustafa Bozbey’le yeniden “CHP” dedi. Peki Ak Parti’nin bu kadar güçlü olduğu ve 20 yıldır yönettiği bir ilde nasıl oldu da CHP Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandı? Sonucu AK Parti Adayı Alinur Aktaş’ın başarısızlığı mı yoksa CHP adayı Mustafa Bozbey’in başarısı mı belirledi? Cevabı beraber bulmaya çalışalım. Bursa’nın 2024 seçimlerinde seçmen sayısı 2 milyon 388 bin. Kullanılan oy 1 milyon 883 bin. Sandığa gitmeyen seçmen sayısı 505 bin. CHP adayı Mustafa Bozbey 2019 yerel seçiminde 851 bin oy alırken 2024 seçiminde bu rakam 9 bin kişi artarak 860 bin olarak gerçekleşmiş. Bu arada kentin nüfusu 5 yılda yaklaşık 150 bin kişi artmış. Dikkat edin bir önceki seçime göre Bozbey’in oylarındaki artış sadece ve sadece 9 bin! AK Parti adayı Alinur Aktaş ise 2019 seçiminde 890 bin oy alarak başkan seçilirken, 2024 seçiminde bu rakam 693 bine düşmüş. Buradan anlıyoruz ki çoğunluğunu AK Parti seçmeninin oluşturduğu küskünler sandığa gitmemiş. Gidenler de Yeniden Refah, Saadet ve Zafer Partisi’ni tercih etmiş.
Seçimlerde bu kadar farkın (yüzde 9) oluşacağını kimse beklemiyordu. Zira seçim döneminde yapılan çok sayıda anketten sadece ikisinde AK Parti adayı Aktaş’ın yüzde 1’i bulmayan farkla geride olduğu 9 ankette de önde olduğu bilgisini öğreniyoruz. Peki ne oldu da tüm bu anketçiler ters köşe kalıp CHP adayı Mustafa Bozbey ipi göğüsledi?
AK Parti kadrolarında içten içe bir mücadele vardı. Öyle ki aday belirleme sürecinde de taban ile teşkilat arasında adaylar konusunda fikir ayrılıkları oluştu. Eski ve yeni teşkilat üyeleri arasında içten içe yaşanan rekabet ve tartışmalar partiye zarar verdi. Yeniden aday gösterilmeyen bazı başkanlar Yeniden Refah Partisi’nden aday olarak AK Parti’ye rakip oldular.
Seçimin seyrine Bursa büyük mitinginin de etki ettiğine inanıyorum. Mitingden günler önce Cumhurbaşkanı’nın Bursa’da emeklilere müjde vereceği yönünde bir haber ortaya atıldı. Oysaki hemen öncesinde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bursa’da sanayicilerle yaptığı kapalı devre toplantıda popülist yaklaşımlarda bulunmayacakları, OVP’den taviz verilmeyeceği, dövizde bir artış beklenmemesi, ucuza kredi döneminin bittiği mesajlarını iletmişti. Buna rağmen oluşturulan algı emeklilerin ağırlıkta olduğu birçok kesimi beklentiye soktu. Bursa mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bu yönde bir açıklama gelmeyince hayal kırıklığı oluştu. Küskün ve kırgın seçmenler sandığa gitmeyerek cezayı kesmiş oldu. 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidara taşıyan ana konu EYT’lilerdi. Eğer o yasa çıkmasaydı Erdoğan büyük olasılıkla yeniden seçilemeyecekti. Yaşanan yüksek enflasyon altında ezilen EYT’liler bu kez Erdoğan’ın partisi AK Parti’nin yerel seçimde kaybetmesine neden oldu. EYT’den emekli olanların büyük bölümü özellikle büyük şehirlerde çalıştıkları kurumlardan ayrılmak durumunda kaldılar. Özel sektör emekliliği tercih edenlerle çalışmama kararı aldı. O günlerde verilen 7 bin 500 TL maaş tatminkârdı zira asgari ücret 8 bin 506 liraydı. Ancak enflasyon canavarı bu maaşları resmen eritti. Asgari ücrete yapılan zamlarla rakam 17 bin seviyesine gelirken emekli maaşlarına yapılan artışlar asgari ücretin çok altında kaldı ve aradaki makas açıldı. Emeklilerin özellikle de asgari ücret bandında SGK ödeyerek emekli olanların maaşı bugün 10-12 bin lira seviyesinde kaldı. Ekonomik sıkıntılar ve gelir adaletsizliği seçimleri bu nedenle yerelden çıkarıp genel seçim havasına soktu. Adaylar arasında yarışta hizmet, proje ve vaatlerin önemsendiğini düşünmüyorum. Konu tamamen ekonominin odağında şekillendi. Sandıkta resmen ekonomi oylandı. İktidara da bu yolla mesaj verildi. Rahmetli Süleyman Demirel’in “boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur” söylemi de ispatlanmış oldu. Hakkını yemeyelim CHP adayı Mustafa Bozbey elbette ki çok çalıştı ve Bursalıların teveccühü ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildi. Ama bir gerçeğin de altını çizmekte yarar var. Ekonomik şartlar sonucu oluşan ortam başkanlığı altın tepside Mustafa Bozbey’e sunmuş oldu.