Bürokrasiyle ve denetimle fiyatlar düşmez!...

Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Yine bir yapay ve kamuoyunu gereksiz işgal eden gündem konusu…

Son günlerde yazılı basın ve özellikle görsel medya bu gündeme kilitlenmiş durumda. Siyaset için zaten çok çekici ve muhalefet için de her türlü desteksiz atışa müsait bir konu.

Konu, özellikle gıdadaki fahiş fiyat artışlarının nasıl engelleneceği…

Aslında bu konuyu kızıştıran biraz da Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları oldu. Cumhurbaşkanı, enflasyonla mücadelede fahiş fiyat artışlarının önlenmesi için çaba harcanacağını ve denetimin yoğunlaştırılacağını söyledi.

Aslında enflasyon hesabına giren her türlü mal ve hizmet fiyatlarında artış söz konusu; ama daha çok dikkat çeken de gıda fiyatlarındaki yükseliş.

Hemen her ürünün ve bilhassa gıda maddelerinin fiyatlarındaki yükselişin nedenleri ve dolayısıyla çözümleri de biliniyor. Ama ne yazık ki yapısal nitelikli hukuki, finansal, ekonomik ve psiko/sosyal çözümler üzerinde durulmuyor; “… mış” gibi yapılarak daha çok göstermelik, yüzeysel, etkinsiz çözümlere başvuruluyor.

Bunun için de akla “denetim” geliyor. Talimat doğrultusunda ilgili Bakanlık olarak Ticaret Bakanlığı tarafından derhal denetim başlatılıyor. Hemen televizyon kameraları ve muhabirleri ile birkaç yere gidiliyor, oralarda etiketlere bakılıyor, gerekirse tutanak tutuluyor, bazen de ceza kesiliyor ve iş bitiyor.

Denetimden ne anlıyoruz?

Öncelikle şunu belirtelim ki; yapılan şey aslında denetim değil bir kontrol. Çünkü denetim, geçmiş hesap ve işlemler ile ilgilidir; oysa kontrol ise güncel yani o günkü işlemler ile ilgilidir. Dolayısıyla kavram bile yerli yerinde kullanılmıyor.

Kaldı ki denetimin temel fonksiyonu ya da işlevi, denetlenen işletmeyi yanlışa gitmekten alıkoymak, caydırmak ve böylece yanlışı önlemek. Öte yandan yanlış yapanı da cezalandırmak. Burada denetimin temel fonksiyonu çalışmıyor, konjonktür ve piyasa koşulları çalışıyor.

Elbette işletmenin sahibi sattığı ürünü yerine koymak istediği için fiyat mekanizması devreye giriyor. Kaldı ki firmalar kar merkezleridir ve ticaret de fırsat alanlarıdır, bunun aksini düşünmek anlamsızdır.

Özellikle serbest piyasa sisteminde fiyatları piyasa belirler, yani arz ve talebe ve diğer bazı koşullara göre fiyatlar oluşur. Aslında önemli olan şey firmanın kazandığının vergisini ödemesidir. Konunun bu tarafının konuşulmaması çok ilginç değil mi? Bu iktidar döneminde yaygın ve yoğun vergi denetimleri yapmak yerine, ortalama iki yılda bir vergi afları çıkarılmıyor mu? Üstelik Maliye’nin 8-9 bin kişilik denetim ordusu olduğu halde…

Elbette denetim gereklidir; ama hiçbir zaman yeterli değildir. Sıkışıldığı zaman denetime bel bağlamak, hele de konuyu bürokrasiye ihale etmek tümüyle yanlıştır.

Niçin denetimle fiyatlar düşmez?

Gündemde olan biçimiyle denetim sadece gıda fiyatlarındaki artışın önlenmesiyle ilgili. Yani enflasyonu frenlemek ve hatta düşürmek adına sadece pazardaki meyve ve sebze fiyatları seçilmiş durumda.

Oysa enflasyona neden olan sadece bu değil. Hatta bazı başka temel girdi fiyatlarındaki artışlar ve dövize bağlı fiyatlar ile kurlar nedeniyle gıda fiyatlarının tetiklendiği ortada. Yakıt, gübre gibi dövize bağlı fiyatlar varsa, tedarik zinciri gibi bir ucu dışarıya bağlı işleyiş varsa gıda fiyatları elbette artar. Dolayısıyla gıda fiyatlarındaki artış neden değil daha çok sonuçtur.

Üstelik enflasyonu oluşturan mal ve hizmetlerin içerisinde gıda ve yiyeceği payı da ortada, yani enflasyon sadece gıdadaki fiyat artışlarından ibaret değil.

Bütün bu gerçekleri göz ardı etsek bile denetimin yapısı ve işleyişi nedeniyle bile fiyatlar önlenemez.

Dilerseniz bunun birkaç nedenini kısaca sıralayalım.

- Gıda fiyatlarını denetlemenin yasal zemini sağlıklı değilse denetim ile fiyatlar düşmez.

- İlla da denetim yapılacaksa bunun bir denetim programı gerekir, zaman ve kadro ayırmak gerekir, denetimin sonuçlarını paylaşmak gerekir.

- Konu merkezi hükümet organlarının mı işi yoksa belediyelerin mi işi olduğu hala anlaşılmış değil.

- Diyelim ki merkezi hükümet organı olarak Ticaret Bakanlığının görev alanına giriyor, hangi sayı ve nitelikteki denetim kadrosuyla bu işin başarılacağı belirsiz.

- Aslında yerel, konjonktürel, sektörel gelişmeler ve gerçekler bilinmedikçe denetimden beklenen sonuçlar sağlanamaz.

- Öte yandan enetimin mahiyeti ve kapsamı da çok önemli. Yani neyin ve nasıl denetleneceği konusuna açıklık getirilmesi lazım. Yoksa denetim sadece anlık haberlere yansıyan görsel bir malzeme haline gelir.

- Daha da önemlisi denetimin gerçek fonksiyonu unutulursa o zaman da devlet otoritesine ve denetime güven kaybolur.

Konu, Nasrettin hocanın karanlıkta veya evin içinde kaybettiği yüzüğünü, ışıkta ya da evin dışında aramasına benziyor.

Gerçekten de zaman, güven ve inanç kaybettirdiği gibi maliyet oluşturan anlamsız refleksler bunlar…

Tüm yazılarını göster