Buluta anten taktım, internete bağlandım

Aslı GEDİK VERGİ PORTALI

“Tüh! Yine gitti internet! Size demiyor muyum Youtube’a, oraya buraya lüzumsuz girmeyin diye. Bundan sonra internetten dizi izlemek yok, sırayla gireceğiz, toplantılar da görüntüsüz oluversin.”

Okuldu, işti, sosyal ortamdı darken her yere sanal bağlanınca, bu serzenişler bizim evin rutini haline geldi. Eskiden televizyon çekmezdi, anteni oraya buraya taşırdık, hatta evin küçüğü gerekirse anten görevi üstlenip, program boyunca elinde taşınır anten televizyonun yanında dikilirdi. Çatıya çıkmalara, pencereden “çekiyor mu” diye bağrışmalara girmiyorum bile. Onlar çoktan mazi oldu, yeni devir “bulut bilişimi- cloud computing” devri.

Millet, Ay’da su bulmuşsa, biz de gerekirse bulutu - cloud’u bulup oradan hat çekeriz.

Evet, sıvayın kolları, “Bulut Bilişim Anlaşması - Cloud Computing Arrangement - CCA“’na girişiyoruz. Niye mi yapacağız? Valla cevabı çok basit: Bu devirde evde, iş yerlerinde onca data-veriyi kim tutacak, internet tabanlı bilişim hizmetini kim verecek?

Hangi bulut bilişim hizmetini alsam acaba?

Bulut bilişiminde günün hizmet menüsüne kısaca bir göz attım: Altyapı Hizmeti (Infrastructure as a Service- IaaS), Platform Hizmeti (Platform as a Service- PaaS), Yazılım Hizmeti (Software as a Service- SaaS) veya diğer (Hosting Arrangements) var. Ben son kullanıcıyım da (end user) gelelim size, bir de bu işin maliyetinin ne olacağına…

Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’nda (UFRS) Bulut Bilişim Sözleşmeleri’nin nasıl muhasebeleştirileceği ve katlanılan maliyetlerin ne olacağı açık bir şekilde yazmıyor. Ama Uluslararası Muhasebe Standartları Yorum Komitesi’ne (IFRIC) de haksızlık etmeyelim, çalışıyor gençler. Konuyla ilgili Eylül 2018’den beri toplanıyorlar, Mart 2019 tarihinde de konuyla ilgili önemli kararlar aldılar.

Hizmeti alan taraf açısından, Bulut Bilişim Anlaşması’nın finansal tablolara yansıması üç şekilde olabilir: Kiralama işlemi, maddi olmayan duran varlık alımı veya hizmet sözleşmesi.

Kiralama mı desem, hizmet mi, yoksa…

Yapılan anlaşma kiralama sözleşmesi özellikleri taşıyorsa TFRS 16, Kiralamalar Standardına göre muhasebeleşecek ve “kullanım hakkı varlığı” ve “kiralama yükümlülüğü” kaydedilecektir. Kiralama tanımına girmesi için, paragraf 9’da da belirttiği üzere, sözleşmede tanımlanan varlığın kullanımını kontrol etme hakkının, bir bedel karşılığında, kira süresi boyunca bize devredilmiş olması gerekir.

Maddi olmayan duran varlık diyebilmemiz için, TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar Standardı gereği işletmenin ilgili varlıktan ortaya çıkan gelecekteki ekonomik yararları kullanabilme ve başkalarının bu yararlara erişimini kısıtlama gücü olması gerekir. Ne bencillik! Yani kaçak hat çekmeye izin yok.

Anlaşılan, maddi olmayan duran varlık ile kiralama arasında “kontrol” ile ilgili nüans var, aman dikkat! 

Bu ara yapılan sözleşmelerin büyük çoğunluğu kuvvetle muhtemel “hizmet sözleşmesi” kapsamına girecektir ama biz yine de değerlendirmelerimizi yapalım ki, finansal tabloları yanıltmayalım.

Hizmet sözleşmesi demek, tabii ki hizmeti aldıkça kâr-zarar tablosuna gider yazmak demek; ama ya parayı önceden verip, indirimi kaparsan ne olacak? Merak etmeyin, hizmeti almak için önceden ödemiş olduğunuz tutarlar (upfront payments) ya da peşin ödenen giderler (prepaid expenses) olarak bilançoda varlık olarak (prepaid asset) kaydedilecek ve hizmet dönemi boyunca giderleştirilecektir.

Bulut (Cloud) masrafları ne olacak? “Hadi sözleşmeye girdik girmesine de bu işin masrafları ne olacak?” diye sorarsanız, üşenmedim sizin için onlara da bir göz attım. Araştırmasıydı, donanımıydı, konfigüre edilmesi, sistem değişikliğiydi, test aşaması derken, üç-beş masraf var tabii, yok diyemem. Esas soru, bunların hangilerini finansal tablolarda aktifleştirebilirim (capitalised), hangilerine peşin ödenen giderler, derim. Yoksa “Havada bulut, sen bunu unut” deyip, tüm bu masrafları gider mi yazacağım? 

Yapmış olduğumuz masrafların muhasebeleştirmesi, yapılan anlaşmanın maddi olmayan varlık olarak ya da hizmet sözleşmesi olarak değerlendirmesine bağlı olarak değişiklik gösterecektir.

Hizmet sözleşmesi yaptığımızı varsayarsak, bu iş için ne kadar araştırdık, ne kadar kafa patlattık deseniz de, araştırma maliyetlerini (research costs) gider yazmak durumundasınız. Keza bu durum konfigürasyon harcamaları (configuration costs) için de geçerlidir. Çünkü konfigürasyon aktiviteleri hizmet sağlayıcının kontrolündedir. Maalesef hizmet sözleşmesi gereği ortada bir varlık olmadığı için, test masrafları da gider olur. Sistem değişikliği ise, duruma göre gider, duruma göre aktifleştirilebilecek masrafl ardandır. Var olan sisteme ilave fonksiyon getirilmesi durumunda, aktifleştirmeye sıcak bakılır; yoksa masrafın gideceği yer bellidir. Tüm masraflar gider olacak değil ya, yapın bir donanım yatırımı (hardware costs), nur topu gibi sabit kıymetiniz olsun.

Ünlü şair Nazım Hizmet’in dediği gibi:

“…Bulut mu olsam, gemi mi yoksa?”

Tüm yazılarını göster