Dünyanın en başarılı yatırımcılarından Warren Buffett geçen hafta 92 yaşına geldi. 57 yıl boyunca, dolar bazında senelik ortalama yüzde 20 getiri sağlamak (ABD borsasının iki katı!) her babayiğidin harcı değil. Bu hafta onun bazı sözleri üzerine konuşalım.
BİR: ‘Kural 1: Asla para kaybetmeyin. Kural 2: Kural 1'i asla unutmayın’. Paramızın yarısını kaybettiysek, başladığımız yere dönmek için elimizde kalan miktarı ikiye katlamamız gerekir. Risk alırken ne seviyede para kaybedebileceğimizi, bunun ne kadarının anaparamıza, ne kadarının elde ettiğimiz kâra hasar vereceğimizi aklımızda bulundurmamızda yarar var. Bilhassa kredi çekerek veya oturdukları evlerini satarak riskli işlemler yapanların bunu unutmamalarını dilerim.
İKİ: ‘Para kaybetmeyi kaldırabiliriz. Büyük para kaybetmeyi bile. Ama itibarımızdan çok azını kaybetmeye bile tahammülümüz yok’. Uzun vadede başarılı olmak için en kritik sermayenin itibar olduğunu iş dünyasına damga vuran kişilerin hepsi vurguluyor. Zor inşa edilen, kolayca kaybedilen bu değere şirketlerimizde veya şahsi kariyerlerimizde yeterli önem veriyor muyuz? Sık sık kendimize sormamuz gereken bir soru.
ÜÇ: ‘Gelgit çekildiğinde kimin çıplak yüzdüğü ortaya çıkar’. Piyasalar yükselirken çoğu kişi para kazanır. Bazıları bununla böbürlenir. Ancak kimin gerçekten iyi olduğu (yatırım kapasitesi, insan kaynağı, sağlam bilanço) zor zamanlarda ortaya çıkar. Üstelik böyle dönemler, bir önceki maddede bahsettiğimiz itibarı korumak/ inşa etmek için büyük fırsatlar sunar. Ödemelerini zamanında yapabilen, çalışanlarının arkasında durabilen, kalitesini sürdürebilen firmalar öne çıkar, zihinlerde yer edinir.
DÖRT: ‘Harika bir şirketi makul bir fiyatla satın almak, vasat bir şirketi harika bir fiyata satın almaktan çok daha iyidir’. Çoğumuzun düştüğü bir hata: ‘Fiyat çok uygundu’ demek. Oysa bu tek başına bir yatırım tezi olmamalı. Önce ‘şirket iyiydi’ kararına varmak sonra ‘fiyatı da makuldü’ diyebilmek lazım. Elbette bunu yapmak söylemekten çok daha zor.
BEŞ: ‘Fırsatlar nadiren gelir. Gökten altın yağıyorsa kova kullanın, yüksük değil’. Bir önceki maddede, ‘peki ya hem yatırım yapılacak şirket/ fırsat iyi, hem de fiyatı/ maliyeti ucuzsa?’ dediğinizi duyar gibi oldum. Durumun bu olduğundan eminseniz, tebrikler. Az rastlanan bir madeni keşfetmişsiniz. O halde, ‘elinizi korkak alıştırmayın’ ve bu büyük fırsata ciddi kaynak ayırmaktan korkmayın.
ALTI: ‘Her gün sadece oturup düşünmek için ciddi zaman ayrılması konusunda ısrar ediyorum. Amerikan iş hayatında bu çok ender’. Çoğumuzun ihmal ettiği bir konu daha. Günlük işler, toplantılar, sosyal medya mesajları, e-postalar derken okumaya ve düşünmeye ne kadar vakit ayırabiliyoruz? Halbuki dürtülerle değil rasyonel ve soğukkanlı şekilde karar verebilmek için bu zaman yatırımına çok ihtiyacımız var.
YEDİ: ‘Diğerleri açgözlü olduğunda korkmaya, onlar korktuğunda ise açgözlü olmaya çalışıyoruz.’ Geçen hafta ele aldığımız fırsatı kaçırma korkusu (FOMO) ve dolayısıyla sürü psikolojisinin tam aksi bir yaklaşım. Elbette bunu başarabilmek için ciddi bir kavrayışa ve daha önemlisi, çelik gibi sinirlere ihtiyaç var.
Bu haftaki sohbetimizi, en beğendiğim Warren Buffett sözüyle tamamlayalım: ‘Fiyat, ödediğiniz miktardır, değer ise onun karşılığında ne aldığınızdır.’