Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından açıklanan tablolara göre Erdoğan yönetimi, bu yıl yatırımlarda yüzde 6.15 reel büyüme hedefliyor. Orta Vadeli Program ve 2021 bütçesi çerçevesinde belirlenen bu hedef, kamu yatırımlarının yüzde 13.24, özel sektör yatırımlarının da yüzde 5.22 büyüyeceğini öngörüyor.
Sektörler itibarıyla kamu ve özel yatırım büyümesi için çizilen resim şöyle:
✓ Tarımda yüzde 24.46, eğitimde yüzde 24.59, sağlıkta yüzde 29.88, imalat sanayiinde yüzde 6.91, enerjide yüzde 6.72, ulaştırmada yüzde 5.56, konutta yüzde 3.40 yatırım büyümesi hedeflenmiş. Madencilikte yüzde 18.65, turizmde ise yüzde 19.30 daralma öngörülüyor.
✓ Kamu yatırımları, tarımda yüzde 47.51, enerjide yüzde 6.77, ulaştırmada yüzde 2.14, konutta yüzde 59.83, eğitimde yüzde 64.45 büyüyecek.
✓ Sağlıkta kamu yatırımı büyüme hedefi yüzde 427.46 gibi çok yüksek düzeyde. Ancak bu, üç yıldır süren küçülmeyi izlediği için hedef gerçekleşse bile, 2021 kamu sağlık yatırımlarının miktarı reel olarak hala 2015 düzeyini bile yakalayamamış olacak.
✓ Özel sektörde turizm yatırımlarındaki yüzde 19’luk küçülme dışında tüm ana sektörlerde büyüme hedefleniyor. Özel sektör yatırımları için tarımda yüzde 8.30, madencilikte yüzde 6.23, imalat sanayiinde yüzde 7, enerjide yüzde 6.63, ulaştırmada yüzde 6.09, konutta yüzde 3.16, eğitimde yüzde 5.23, sağlıkta yüzde 8.27 büyüme hedefi var.
Erdoğan yönetiminin 2021 yılı için hedeflediği ve vaad ettiği yatırım büyümesinin sektörel resmi böyle. Yatırımlar, 2021 toplam büyüme hedefinin de önemli bir ayağı durumunda.
Peki, 2021 sonunda bu resim gerçekleşecek mi?
Önce kamu cephesine bakalım.
Bütçedeki bozulmanın geldiği yer malum. Kamu yatırımlarının yerinde saydığı 2020 yılı koşullarında bile bütçe açığı patlama yaptı. Artan faiz yükü, hızla tırmanan borç stoğunun yarattığı baskı karşısında kamu yatırımlarının böyle açılması çok zor. Bu zorlandığında ekonominin başka arazlarını azdırması gündeme gelecek.
Zaten açıklanan Cumhurbaşkanlığı 2021 yılı yatırım programında yer alan rakamlar, 2020’ye göre bu düzeyde bir kamu yatırım büyümesi mesajı vermiyor.
Özel sektöre gelince durum daha da karanlık. Faizlerin zorla yapay olarak düşük tutulduğu, bankalara zorla kredi dağıttırıldığı koşullarda bile özel sektör yatırımları daralmıştı. Şimdi faizler yükselmişken özel sektör yatırımlarının büyümeye başlaması beklenebilir mi?
Faizleri zorla, kuru rezerv tüketerek tutma politikası iflasla sonuçlandı. Bu nedenle faizlerin tekrar aşağı çekilmesi uzun süre mümkün gözükmüyor. Aynı şekilde kredi genişlemesini zorlamanın yolu da kapalı. Kapalı olan bu yollar, yüklü miktarda döviz rezervi biriktirmeden denenecek olursa, kurların patlaması ve ödemeler dengesinin alabora olması faturası karşımıza çıkacak.
Şu ana kadarki gelişmeler döviz rezervlerini bu ölçüde rahatlatacak bir akımın işaretlerini de vermiyor. Çoğu yabancı akbaba fonlardan gelen sınırlı döviz girişine güvenmek mümkün değil. Bu dengeler/dengesizlikler altında bu hedefler sizce gerçekleşebilir mi?