Bu tabloyu ne iktidar okuyabiliyor, ne muhalefet!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ 2004 yılının ocak ayından bu yana, yan 18 yıl 4 aydır ya da başka bir ifadeyle 220 aydır hesaplanan tüketici güven endeksi nisanda bu dönemin en düşük düzeyine indi.

Başlığı hatırlamış olabilirsiniz. Çünkü bu başlığı daha önce de aynen kullandık; 24 Aralık 2019’da...

Sözünü ettiğimiz tablo tüketici güven endeksi. TÜİK ile Merkez Bankası’nın birlikte yürüttükleri çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan bir veri seti...

Tüketici ekonomiye nasıl bakıyor? Ekonomiye güven var mı, yok mu; hangi alanlarda nasıl bir düşünce hakim, tüm bu soruların yanıtları işte bu çalışmanın içinde.

Bir anlamda devletin yaptığı çok geniş kapsamlı bir anket.

Her ay düzenli olarak hesaplanıp açıklanan bir çalışma.

Elde böyle bir veri seti var ama bunu özellikle kullanması gerekenler adeta hiç görmüyor.

Kullanması gerekenler...

Yani iktidar ve muhalefet partileri.

220 AYIN EN DÜŞÜĞÜ

TÜİK’in dün açıkladığı verilere göre mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi nisan ayında 67.3 düzeyine geriledi. Bu değerin ne ifade ettiğini belirtelim.

Tüketici güven endeksi sıfır ile 200 arasında değer alabiliyor ve 100’ün üstü iyimserliğe, 100’ün altı ise kötümserliğe işaret ediyor. 100, ne iyimser ne kötümser olunduğunu gösteriyor.

Nisandaki 67.3, şimdiye kadar oluşmuş en düşük değer.

Şimdiye kadar, yani bu endeksin oluşturulmaya başlandığı 2004 yılının ocak ayından bu yılın nisanına kadarki en düşük değer.

Yani tam 18 yıl 4 aylık bir dönemden, bir başka ifadeyle 220 aydan söz ediyoruz. İşte bu 220 ayın tüketici güveni açısından en kötü dönemini bu ay yaşıyoruz.

Bu 18 yılı aşkın sürede daha önce de bir çöküş dönemi var. 2008 küresel krizi döneminde de endeks belirgin bir düşüş göstermişti. Ama o zaman bile bu dönemdeki kadar gerileme olmamıştı.

DERS ÇIKARAN YOK

Olumsuzlukta, kötülükte, karamsarlıkta adeta rekor kırılıyor.

İktidar bu durumdan ders çıkarmaz mı, çıkarmıyor!

Muhalefet bu durumu kullanmaz mı, kullanmıyor!

İktidar açısından bundan daha iyi bir uyarı mekanizması olabilir mi? Devletin iki kurumu ortaklaşa kapsamlı bir çalışma yapıyor ve bir anlamda “Bakın işler iyi gitmiyor, vatandaşın ekonomiye güveni giderek azalıyor, öyle ki şimdiye kadarki en düşük düzeye inildi, aman dikkat” diyor. Buna göre önlem alınmaz, buna göre ekonomi politikası inşa edilmez, edilmeye çalışılmaz mı? Bunlar pek yapılmıyor, zaten yapılsa endeks bu düzeye inmezdi. “Yapılıyor, ediliyor, şahane gidiliyor” ya da “Şu tarihte işler şöyle iyi olacak” denilmeye devam ediliyor. Bir süre önce de bugünlere işaret edilerek “Durum daha iyi olacak” denilmişti oysa.

Diğer tarafa bakıyoruz; muhalefete gümüş tepsi içinde şahane bir hizmet sunuluyor. İktidara karşı kullanılabilecek müthiş bir araştırma...

Yalanlanamayacak, gerçeği yansıtmadığı ileri sürülemeyecek bir araştırma...

Alın buradan hareketle ne söyleyecekseniz söyleyin!

Ayrıca kamuoyu araştırması yaptırmaya, o işlerle uğraşmaya bile gerek yok; vatandaşın mevcut durumu nasıl gördüğü ve gelecekte hangi alanlarda sıkıntı yaşayacağını düşündüğü bu çalışmayla ortaya konuluyor.

Yani elde böyle bir çalışma var ve yıllardır bunu gerektiği gibi ne iktidar kullanıyor, ne muhalefet değerlendiriyor.

İki kesim için de bu yaklaşımlarından ötürü hadi yumuşatarak söyleyelim herhalde “az çalışkan” demek yanlış olmaz.

VATANDAŞ 2004’TEN BERİ YALNIZCA YEDİ AY İYİMSER OLABİLMİŞ

2004 yılının ocak ayından beri hesaplanan tüketici fiyat endeksinde bu yılın nisan ayında en düşük düzeye inildiğini belirttik. Nisanda 67.3 olan endeks yaklaşık yüzde 50 artarsa vatandaş iyimserlik sınırına ulaşabilecek. Bu da hayal ötesi bir durum.

Hem zaten 220 aydır süren bu hesaplama gösteriyor ki vatandaş bu 220 ayın yalnızca 7’sinde iyimser olabilmiş.

Evet yanlış değil; tüketici güven endeksi yalnızca yedi ayda iyimserlik sınırı olan 100’ün üstünde oluşmuş.

Ancak 2004 yılının ilk altı ayında ve 2007’nın nisan ayında 100 sınırı aşılmış.

Tüm yazılarını göster