Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Yahya Kemal Beyatlı; Rindlerin Akşamı şiirinde akşamdan söz açar bize; “Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç!” Bu, gölgelerin uzun vurmaya başladığı halin ifadesidir ve bir yerde gölgeler uzun vurmaya başlamışsa, akşam yakındır.

Belki de umuda duyulan ihtiyaç arttığından olsa gerek; her iyi veriyi, fazlasıyla hayra yormaya başladık. Misal konut satışları artıyorsa, “halkın parası var ki satılıyor” tesellisine sığınıyoruz. Oysa orta direği yok eden politikalar yüzünden sistemin fazlaca parası olana yaradığını görmüyoruz.

SAHTE REFAH NE KADAR SÜRER?

Sabahın ilk ışıklarına dek süren balo gibi düşünün şu andaki durumu… Hiperenflasyon ortamında satışların arttığından dem vurarak “dünyadaki en başarılı ekonomiyiz” söylemini kimilerinin doğru bulunmasını nasıl izah edeceğiz? Hani gemi batıyordu? Hani kriz vardı? Trafiğe bak hani mazot fiyatı?

Aslında bunun iki izahı var: Birincisi; sahte refah sona yaklaşırken büyük kutlama yaşanması gerçeğidir ki bu Titanik’te de görülmüş, buzdağına doğru yol alırken orkestra akşamki konser için akort yapıyor, restoran masaları geceye hazırlanıyordu.

İkinci izahı, ekonomi disiplininden geliyor; Giffen Paradoksu denilen olguda, fiyatlar artmasına rağmen satışlar yükselebilir. Yüksek enflasyon, gelecek beklentilerini öylesine şekillendirmiştir ki bunun devam edeceği, fiyatların daha da yükseleceği endişesi, panik duygusu üretmiş olur.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Sahte refah nedir?

Kazandığından fazlasını harcamak ki borç doğurur. Ürettiğinden fazlasını tüketmek ki bu ithalatı patlatır. Balo havasında, el parasıyla düğün dernek yaratılır. Ta ki değirmenin suyu bitene kadar…

Sahte refahın faturası?

Hayatın gerçeği bize göstermiştir ki faturayı, refahtan pay alsın almasın, herkes öder. Özellikle de refahtan az yararlananlar, daha fazla öder. Sahte refahın tertipçileri ise fatura ödeme zamanı ortalıktan sıvışır; “hepimiz aynı gemideyiz” teranesini mırıldanmaya başlar.

NOT

BU DA GEÇER YA HÛ

Hayatın ritminde bir sinüs eğrisi vardır aslında… Yatay ekseni normal kabul edersen, kimi zaman çıkarsın, kim zaman inersin. Bu durum biteviye sürer. Sorun; inişte mi çıkışta mı olduğunu algılamadaki zorluktadır.

İşler yolunda iken her şeyin böyle devam edeceği gafleti kaplar zihinleri… İşler kötüye giderken de bunun süreceği edeceği umutsuzluğu… Oysa eski bilgeler bunu tanımlamıştır; “Ne dem baki ne gam baki…”

Ekonomi şu anda inişte… Tüm şartları kötüye giderken tanık olduğum yüzlerce öyküden biliyorum ki bu böyle devam etmeyecek, düzeleceğiz. Zira kötü yönetime rağmen canla başla gayret edenleri görüyorum. Zaten demiyor muyuz; “bu da geçer ya Hû.”

Tüm yazılarını göster