Çok sık perakende değişikliklere uğrayan ve adeta yazboz tahtasına çevrilen vergi kanunlarındaki yeni düzenlemeler bu sefer daha anlamlı ve önemli olmuş. Açıkçası hem vergi idaresinin ihtiyaçları ve hem de vergi mükelleflerinin talepleri göz önünde bulundurulmuş. Bu arada bazı gereksiz ve hatta anlamsız düzenlemelere de yer verilmiş.
Kanun teklifi, bu yazımızın basıldığı gün itibariyle çoktan Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan çıkmış ve Meclis Genel Kurulu’na gelmiş olacak.
Her zaman olduğu gibi yine ilgili kesimlerin görüşleri alınmadı, hatta herkesten sır gibi saklandı. Sadece AK Parti sözcüleri tarafından birkaç düzenleme hakkında kamuoyu bilgilendirildi.
64 maddelik kanun teklifinde çok gereksiz ve hatta anlamsız küçük düzenlemeler bir tarafa bırakılarak geniş kesimleri ilgilendiren hususlar aşağıda sıralanmaya çalışıldı.
1) Geçici vergi dönemi sayısı üçe indiriliyor. Deftere tabi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin her üç aylık kazançları izleyen ikinci ayın ortasında beyan edilip geçici vergi olarak ödeniyordu. Bu durumda dördüncü dönem geçicinin ödenmesi ile o yıla ait gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi arasında süre kalmıyordu. Bu da mükelleflere ve özellikle muhasebecilere ciddi yük oluşturuyordu. Bu düzenleme ile artık dördüncü dönem geçici vergi kaldırılıyor, onun yerine bütün yılın gelirinin beyânı imkanı sağlanıyor.
2) Gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süreleri öne çekiliyor. Gelir vergisi beyannameleri mart ayı yerine şubat ayının ilk 25 gününde ve kurumlar vergisi beyannameleri de nisan ayı yerine mart ayının ilk 25 gününde verilecek. Yani her iki beyannamede alışılmışın ötesinde 35-36 gün daha önce düzenlenecek. Oysa “Mart ayı, dert ayı” denilirdi ve gelir vergisi beyannameleri 1-31 Mart tarihleri arasında verilirdi. Hem öne çekilmesi ve hem de ayın tamamını kapsamaması doğru değil. Hesapların çıkarılması ve beyannamelerin düzenlenmesi için süre yetmeyecek.
3) Vergiye uyumlu mükelleflerin vergi indiriminden faydalanma koşulları kolaylaştırılıyor. Düzgün mükelleflere içinde bulunulan yıl ile önceki iki yıla ilişkin yapılacak tarhiyatların kesinleşmesi ve indirim tutarı üst sınırının yüzde 1’inden az olması koşulu aranacak. Yetersiz de olsa mükellef lehine önemli bir düzenleme.
4) Enflasyon düzeltmesi koşullarının oluşmadığı dönemlerde Yeniden Değerleme imkanı getiriliyor. 2004 yılında yürürlüğe giren “yeniden değerleme” maddesinde başlık ve içerik olarak değişiklik söz konusu. Şuan için 7326 sayılı Kanun'un 11’nci maddesi ile 31.12.2021 tarihine kadar şirketlerin aktiflerinde bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutarak bugünkü değerine getirilmesine imkânı sağlanmaktadır. Ayrıca değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında vergi hesaplanmaktadır. Ancak bu geçici düzenlemeden yararlanan mükelleflerin dışında kalanların önümüzdeki yıl veya yıllarda yeniden değerleme yapması halinde yüzde 2 vergi alınıp alınmaması tereddüt yaratmaktadır. Büyük bir ihtiyacı karşılayacak olan ve geniş mükellef kesimini ilgilendiren bu düzenlemenin ölü doğmaması adına maddeye yasama sürecinde açıklık getirilmesi gerekmektedir.
5) Amortisman uygulamasında gün esası ve amortisman sürelerini uzatabilme imkanı getiriliyor. Vergi planlaması açısından firma bazında anlam ifade eden teknik ağırlıklı bir düzenlemedir.
6) Basit usule tabi olanların ticari kazançları gelir vergisinden istisna tutuluyor. Bu kimselerin koşulları taşıma zorunluluğu ve belge düzenleme yükümlülüğü devam edecek, fakat bu gelirleri dolayısıyla beyanname vermeleri söz konusu olmayacak.
7) Sosyal medya üzerinden gelir sağlayanlardan vergi kesintisi yapılması zorunluluğu getiriliyor. Youtuber ve benzeri adlarla sosyal medya üzerinde program yapanların elde ettikleri reklam gelirleri zorunlu olarak bankaya yatırılacak, banka da bu gelirler üzerinden yüzde 15 kesinti yapacak. Bu oran yüzde sıfıra indirilebilecek veya yüzde 30’a çıkarılabilecek. Ana kesimlerin veya grupların vergi dışı bırakıldığı ortamda sayısı çok sınırlı olan bu gençlerin vergilendirilmesi çok da anlamlı değil. Vergi adaleti de yok, vergi getirisi de yok.
8) Tütün mamülleri ile araçlarda uygulanan ÖTV oranını 3 katına kadar artırma konusunda Cumhurbaşkanına yetki veriliyor. Açıkçası 1 kat oranı 3 kata çıkarılarak kolay ve hızlı bir vergi geliri yaratma amaçlanmaktadır.
9) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından çiftçilere yapılan destek ödemeleri gelir vergisinden istisna ediliyor. Böylece bu ödemelerden herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması sağlanmaktadır.
10) Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları kapsamında uygulanan Karşılıklı Anlaşma Usulüne ilişkin düzenlemeler getiriliyor. Ülkemizin taraf olduğu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının karşılıklı anlaşma usulü maddesinin uygulanması Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde yayımlanmakta olan "Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında Yer Alan Karşılıklı Anlaşma Usulüne İlişkin Rehber"de yer alan hükümler VUK kapsamına alınmaktadır. Teknik ve gerekli bir düzenlemedir.
11) Diğer bazı düzenlemeler: 64 maddeden oluşan ve tamamı vergiye ilişkin hükümler içeren kanun teklifi ile bir yandan çok küçük ve marjinal konularda düzenleme yapılırken bir yandan da özellikle vergileme usulü açısından önem taşıyan ve mükellefler ile idarenin ihtiyaç duyduğu düzenlemelere yer verilmektedir.
Sonuç olarak:
- Hükümetin siyasi açıdan ve
- İdarenin ve mükelleflerin de teknik açıdan
İhtiyaç duyduğu düzenlemelere bu kanun teklifi ile yer veriliyor. Yetersiz ama olumlu bir düzenleme olduğunu belirtmek, bu arada bazı önemli maddelerin ileride çok ciddi sıkıntı yaratabileceğinin altını çizmek gerekiyor.