Küresel piyasalarda aşılama çalışmalarının başlaması, ekonomi ve şirket karlılıklarının iyileşeceği beklentileri ve büyük ölçekli yeni teşvik adımlarının desteğiyle, rekor seviyeleri test eden riskli varlık sınıfında yer alan hisse senetlerinde kar satışları öne çıkıyor. Biden’ın, ABD Temsilciler Meclisi’nden geçen 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketini imzalaması ve ECB’nin pandemi acil alım programında hızlanmaya gideceğine dair güvercin açıklamaları risk iştahına destek olan haber akışları olurken, geçen hafta ise FED açıklamaları ön plandaydı. FED FOMC üyelerinin faiz beklentilerinin yer aldığı ‘dot plot’ta medyan beklentiye göre üyelerin çoğu 2023 sonuna kadar faiz artışı öngörmese de faiz artışı bekleyenlerin sayısında artışın yanı sıra büyüme ve enflasyonda yukarı yönlü revizyonların olduğunu takip ettik. Örneğin, FED üyelerinin bireysel tahminlerini gösteren ‘dot plot’ grafiğine göre, on sekiz üyeden yedisi 2023 sonunda daha yüksek faiz bekliyor. Aralık tahminlerine göre beş üye 2023 sonunda daha yüksek faiz bekliyordu.
Yeni teşvik adımları ve ekonomilerin yeniden açılması/aşılama çalışmalarının büyüme ve enflasyonu destekleyebileceğine dair beklentiler eşliğinde tahvil faizlerinde etkili olan yükselişler soru işareti yaratmaya devam ediyor. Küresel tahvil faizlerinde devam eden yükselişler ön planda ve risk iştahının baskı altında kaldığını takip ettik. FED’in 31 Mart’ta sona erecek olan ek kaldıraç oranından muafiyeti uzatmama kararı da bu görünüme destek oldu. 10 yıllık ABD tahvil faizi Ocak 2020’den bu yana ki en yüksek seviyeleri test ederken, dolar endeksindeki yukarı baskı korunuyor. Küresel risk barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksi geçen hafta yüzde 0,8 geri çekilirken, MSCI Dünya yüzde 0,4 oranında, MSCI EM ise yüzde 0.8 ekside kapanış yaptı. Yılbaşından bu yana bakıldığında S&P 500 endeksi yüzde 4, MSCI Dünya yüzde 4, MSCI EM ise yüzde 3,5 civarı yükselişte.
Ekonomilerin açılması, ABD’de teşvik ödemeleri ve bahar aylarının gelmesiyle birlikte hizmet sektörünün tekrar devreye girmesi ile birlikte ABD verilerinin önümüzdeki günlerde güçlenme sinyalleri üretmesi muhtemel gözüküyor. Piyasadaki senaryolar arasında büyümeye ve istihdama yönelik güçlü verilerle birlikte hem ABD hem de Euro bölgesi enflasyonunda yaz başında belirgin bir hızlanma görebileceğimiz yönünde beklentiler var. Örneğin, ABD manşet enflasyonun yüzde 3 civarına ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla yaz aylarına yaklaştıkça “taper tantrum” beklentilerinin, parasal genişlemeden daha erken çıkılabileceğine dair beklentilerin gündeme gelebileceğini görebiliriz. Bu görünüm ise dolar endeksindeki yukarı harekete destek olabilir.
Bu haftaya baktığımızda makro tarafta büyüme ve enflasyon sinyalleri arayacağımız küresel Mart ayı öncü PMI endeksleri başta olmak üzere güven endeksleri, ABD’de konut verileri, dayanıklı tüketim mal siparişleri, çekirdek PCE ve hafta boyunca FED FOMC üyelerinden gelecek açıklamalar takip edilecek. Ayrıca Perşembe günü başlayacak olan Avrupa Birliği zirvesi de takip edilecek gündem konuları arasında yer alıyor. Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) İnovasyon Zirvesi’ne FED Başkanı Jerome Powell, ECB Başkanı Christine Lagarde ve BOE Başkanı Andrew Bailey katılıyor. FED Başkanı Powell ile ABD Hazine Bakanı Janet Yellen Salı günü TSİ 19.00’da ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nde konuşacak. Çarşamba günü ise TSİ 17.00’de ABD Senatosu Bankacılık Komitesi’nde konuşacak.
Bu hafta açıklanacak PMI verilerinde hizmet endekslerinde yatay eğilimin devam ettiğini, geçtiğimiz aylarda görece güçlü kalan imalat endekslerinde ise yukarı momentumun korunduğunu görebiliriz. Diğer taraftan ABD’de büyümeye yönelik sinyaller arayacağımız dayanıklı tüketim mal siparişlerinde ise toparlanma eğilimi devam edebilir. FED’in önem verdiği enflasyon göstergesi PCE verisi Ocak ayındaki yukarı yönlü sürprizler ardından Şubat ayında hız kaybedebilir ancak yıllık bazda çekirdek PCE verisindeki yukarı eğilim korunabilir. Strateji raporlarımızda uzun bir süredir vurguladığımız gibi küresel enflasyonun piyasa beklentilerinden çok daha fazla artış göstermesini bekliyoruz. Kısacası bu hafta açıklanacak makro verilerde piyasa beklentilerinden yukarı yönlü sapmaların tahvil faizlerindeki yukarı yönlü harekete destek olacağını düşünüyoruz.