Bu faiz artışıyla mı enflasyonun üstesinden gelinecek?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Şimdi çıkıp “Faizi indirdik söylendiniz ve her türlü olumsuzluğu ve kötü gidişi buna bağladınız; alın işte şimdi faiz artırıyoruz, bakın iki toplantıda yüzde 8.50’den yüzde 17.50’ye geldik” deseler, haksızlar mı?

Haklılar! Ama haksızlar da!

En azından ya dünkü toplantıda faizin 2.50 puan artırılarak yüzde 15'ten yüzde 17.50'ye çıkarılması yetersiz bir hamle ya da bu faiz artışına yazılan metin abartılı.

Ne deniliyor Para Politikası Kurulu açıklamasında:

“Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir.”

Geçen ayki toplantıda “parasal sıkılaştırma sürecinin başlatılmasına” karar verilmişti, bu kez de “parasal sıkılaştırma sürecinin devamına” karar verilmiş...

Bunu sağlamak adına da faiz 2.5 puan artırılmış.

Yani şimdi söylenen şu mu:

“İşte faizi artırdık, bu sayede parasal sıkılaştırmaya devam ediyoruz ve enflasyondaki beklentilerin bozulmasını önleyecek, fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı kontrol altına alacağız...”

Bu kadar kolay mı yani? Enflasyon nerede, nereye gidiyor; faizde ancak nereye çıkılmış!  

Parasal sıkılaştırmaya devam etmek gerekiyor; çünkü enflasyonun ana eğiliminde yükseliş sürüyor, Merkez Bankası böyle söylüyor. Üstelik bu yükseliş eğiliminin kaynakları daha da artmış durumda.

Merkez Bankası'na göre yurt içi talep güçlüydü, hizmet enflasyonunda katılık vardı. Merkez Bankası bu kez ücret ve kur kaynaklı maliyet etkisine ve vergi düzenlemelerinin yarattığı baskıya dikkat çekiyor.

Yüzde 5 de yüzde 5!

Bu 5’i pek sevdik, pek benimsedik!

Enflasyon üç haneye yaklaşıyor, yine yüzde 5, enflasyon yüzde 35’lere iniyor, yine yüzde 5. Vardır bu oranın bir kerameti ama, bilmiyoruz!

Bakın yine arada yalnızca bazı sözcükleri değişen o klasik ifade korunuyor:

“Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.”

Demek ki neymiş!

Parasal sıkılaştırma devam edecekmiş ama bugünlük bu kadar yetermiş!

Yeter mi yetmez mi, temmuz enflasyonuyla birlikte göreceğiz!

Ya ödemeler dengesi bilinmiyor ya da ifadede yanlışlık var

Para Politikası Kurulu’nun dünkü toplantısıyla ilgili açıklamadaki bir ifade kafaları karıştırdı.

Merkez Bankası’nın, kendi hazırladığı ödemeler dengesi bilançosunu yanlış okuması düşünülemeyeceğine göre, bu metni kaleme alanların söz konusu bilançoyu avuçlarının içi gibi biliyor olmaları gerektiğine göre olsa olsa bir ifade hatası yapılmıştır. Umarım öyledir, aksini düşünmek bile tuhaf.

Açıklamanın ilgili bölümü aynen şöyle:

 “Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki belirgin iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin desteğiyle cari işlemler hesabındaki dengelenme fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.”

Eğer doğrudan yatırımlar, finansmandaki iyileşme ve rezervlerdeki artış cari dengeye destek veren kalemler olarak sayılıyorsa vah ki vah! Ödemeler dengesi temelde iki bölümdür. 

Cari denge ve finansman dengesi...

O cümlede sıralanan doğrudan yatırımlar, finansman ve rezervler cari dengenin değil, finansman dengesinin kalemleridir. Cari açık varsa bu kalemlerle finanse edilir. Yani çok doğrudan yatırım gelmesi de, finansmanın iyileşmesi de ya da rezervin güçlü olması da cari dengeyi hiç mi hiç etkilemez.

Hem ayrıca “doğrudan yabancı yatırım” demeye de gerek yoktur, “dış finansman” demeye de... Zaten ödemeler dengesinde kastedilen “yabancı yatırım” ve “dış finansman”dır.

Umarız ifade hatası var

Merkez Bankası’nın, kendi hazırladığı ödemeler dengesini bilmiyor olması düşünülemez. Şu durumda umalım da ifade yanlışına düşülmüş olsun.

Bu cümleyi şöyle yazmak çok daha iyi olurdu:

“Bir yandan doğrudan yatırımlar, finansman koşullarındaki belirgin iyileşme ve rezervlerde süregelen artış, bir yandan da turizm gelirlerinin desteğiyle cari işlemler hesabında sağlanan dengelenme fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.”

Anlaşılıyor ama düzeltilmeli Geçen ayın toplantı açıklamasında da, dünkü toplantı açıklamasında da benzer iki cümleye yer verildi. Her ne kadar ne söylenmek istendiği anlaşılıyorsa da, Merkez Bankası’ndan daha iyi bir ifade beklenir.

Cümle aynen şöyle:

“Küresel enflasyon düşerken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmektedir.”

Cümleye “Küresel enflasyon düşmekle birlikte” diye başlamak herhalde çok daha iyi olurdu.

İçerik dolu dolu olmayınca...

Para Politikası Kurulu’nun açıklamaları pek tatmin edici bulunmayınca insan ister istemez işte böyle ifadelerle uğraşıyor.

Kısa, öz ve vurucu bir şekilde ve piyasayı şöyle bir silkeleyip kendine getirecek; gelecekte ne olacağına ilişkin ipuçları taşıyacak metinler bekleniyor. Ama birbirine benzer muğlak ifadeler içeren metinler çıkıyor karşımıza...

Daha kötüsü de hiç kuşku yok ki faiz kararında Merkez Bankası’nın yine elinin kolunun bağlı olduğu algısı oluşuyor, hatta pekişiyor.

Tüm yazılarını göster