Açıklanan enflasyon oranları bize gösteriyor ki, hem fiyat artışları hem de faizleri alakalı olarak daha kat edeceğimiz çok yol var. Açıklanan oranların beklentiler dahilinde olduğunu kabul etmekle beraber hem çekirdek enflasyon hem de TÜFE'de yükselişin devam etmesi dikkat çekici oldu.
Şöyle ki, Eylül Ayında eğitim ile ilgili fiyat artışları dikkat çekerken, kömür ve marulda artış ilk sıralarda yer almış. Bazı tarım ürünler ve doğal olarak tatil kalemlerinde düşüş gerçekleşmiş. Harcama grupları açısından eğitim fiyat artışlarında başı çekerken, mobilya ve enerji her zamanki gibi listenin başında yer almış. Geçen ay sadece giyim ve ayakkabı grubunda düşüş gerçekleşmiş. Diğer tüm gruplarda artış olduğu dikkati çekiyor.
Bundan başka 418 kalem mal ve hizmetin 318 inde fiyatlar artarken, 46’sında değişiklik olmamış, sadece 51’inde fiyat düşüşü olmuş. Dün arz ettiğim yazıda olduğu gibi, Yurtiçi ÜFE yıllık bazda çok az bir düşüş ile yine % 44 civarında gerçekleşmiş. Aylık artış ise % 1.55 olmuş.
“Kesin konuşmak mümkün değil …”
Üreticiler yükselen maliyetleri tüketiciye yansıtamıyorlar ancak, talep canlandığı anda bu kaçınılmaz olacak. Bu durumda daha uzun süre enflasyonun yüksek seyretmesi kaçınılmaz olacak. Şimdiden buna kendimizi alıştıralım, hesabımızı buna göre yapalım diye düşünüyorum.
Merkez Bankası’nın faiz politikasında kendini çekirdek enflasyona bağlamış olması ve maalesef bu endekste yükselişin devam etmesi bundan sonraki faiz kararlarının üzerindeki baskıyı artırdı. Başkan Kavcıoğlu her ne kadar "biz mevsimselliği ve konjonktürel gelişmeleri ayıklayarak bakıyoruz" dese de, açıklanan rakamlar üzerinden faiz politikası sorgulanacak gibi gözüküyor.
Bu verilere bakarak TCMB'nin bu ay pas geçeceğini söyleyenler olacaktır. Ancak ben bu derece kesin konuşamam.