Bilişim teknolojileri, yazılım, film, TV, reklamcılık, mimarlık, sanat, moda , performans sanatları, müzeler gibi çok sayıda alanı kapsayan yaratıcı endüstrilerin Birleşik Krallık ekonomisine yıllık katkısı 101.5 milyar sterlinin üzerinde ve her sene ortalama yüzde 7 oranında bir artışla büyüyor.
Birleşik Krallık teknoloji sektörüne gerçekleştirilen yatırımlar bir önceki yıla göre 3.1 milyar sterlin artarak 2019 yılında 13 milyar sterline yükseldi. 2019 yılında Avrupa’ya yapılan teknoloji yatırımlarının üçte biri Birleşik Krallık’a gerçekleşti. Herkes Brexit sonrasını sorgularken, İngiltere teknoloji temelli yeni iş alanlarında önemli bir atağa hazırlanıyor. Finansal teknoloji, dijital sağlık, bilim ve inovasyon, üretimde dijitalleşme, akıllı şehirler Birleşik Krallık için gelecek vadeden temel alanlar olarak sıralanıyor.
Geçtiğimiz gün düzenlenen Birleşik Krallık Teknoloji Konferansı’nda dinlediğimiz Dış Ticaret Bakanlığı İhracattan Sorumlu Genel Direktörü John Mahon, Birleşik Krallık’ı uluslararası yatırımlar ve iş kurmak ve büyütmek için dünyanın en avantajlı yeri yapmaya kararlı olduklarını söylüyor. “Örneğin şu anda Birleşik Krallık’ta kurumlar vergisi yüzde 19. Bu demektir ki G20 ülkeleri arasında en düşük ve rekabetçi vergi oranına sahibiz. Ayrıca açık, liberal ekonomimiz ve dünya standartlarındaki beceri ve iş dostu iş ortamımızla da özellikle teknoloji alanında en üst düzey yatırımları kendimize çekmeye devam ediyoruz” diyor Mahon.
İngiltere’nin teknoloji ile fark yarattığı alanların başında yaratıcı endüstriler geliyor. Yaratıcı endüstriler, 'bireysel ve kişisel yaratıcılığa, beceriye, yeteneğe dayanan, fikri mülkiyetin işlenip kullanılmasıyla parasal kazanım ve istihdam sağlama potansiyeli olan üretim sanayileri' olarak tanımlanıyor. Bilişim teknolojileri, yazılım, film, TV, reklamcılık, mimarlık, sanat, moda , performans sanatları, müzeler gibi çok sayıda alanı kapsayan yaratıcı endüstrilerin Birleşik Krallık ekonomisine yıllık katkısı 101.5 milyar sterlinin üzerinde ve her sene ortalama yüzde 7 oranında bir artışla büyüyor.
Konferansta dinlediğimiz Dijital ve Yaratıcı Sanayiler Uzmanı Nigel Jones’un verdiği bilgiler şöyle: Yaratıcı endüstrilerin sağladığı yıllık 101.5 milyar sterlinin 40,6 milyarı bilişim teknolojileri ve yazılım sektöründen; 16,7 milyarı film ve TV sektöründen, 13,3 milyarı ise reklamcılık sektöründen geliyor. Yaratıcı endüstriler sektörünün ihracat gelirlerinin ise 2023 yılına kadar yüzde 50 oranında artması bekleniyor. Sektörde en hızlı büyüme kaydeden üç alan ise dijital oyunlar, espor ve sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik gibi yeni nesil teknolojiler olarak ön plana çıkıyor:
DİJİTAL OYUNLAR
İngiltere dijital oyunlarda dünyanın en büyük beşinci pazarı konumunda. Her yıl 32.4 milyon kullanıcı İngiliz şirketleri tarafından geliştirilen dijital oyunlara 5 milyar sterlin harcıyor. İngiltere’de dijital oyun tasarımı gerçekleştiren 2 binin üzerinde şirket var, ve Londra, Manchester, Edinbourgh ve Heathrow’un da aralarında bulunduğu 8 şehir bu alanda ön plana çıkıyor. Bu arada, ülkede dijital oyun yatırımlarına yüzde 20 vergi teşviği uygulanıyor.
ESPOR
Espor, bazı bilgisayar oyunlarının profesyonel liglere katılan profesyonel oyuncular ile oynanması anlamına geliyor. Bir oyunun Espor olabilmesi için profesyonel lig olması gerekiyor. Geçtiğimiz sene 450 milyon kişi tarafından izlenen küresel espor gelirlerinin 2022 yılında 1.8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Birleşik Krallık’ta artan şirket evlilikleri ve spor takımları ile gerçekleştirilen sponsorluklar bu alanın gelişimini hızlandırıyor.
ETKİLEŞİMLİ YENİ NESİL TEKNOLOJİLER
Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi etkileşimli yeni nesil teknolojilerin 2021 yılında küresel anlamda 108 milyar dolarlık bir pazar olması bekleniyor. Bu alanda dünyanın en büyük beşinci pazarı olan Birleşik Krallık 660 milyon sterline ulaşan geliri ile yüzde 9’luk bir pazar yapıya sahip. Ülkede etkileşimli yeni nesil teknolojiler alanında faaliyet gösteren binin üzerinde şirket yaklaşık 4 bin 500 kişiye istihdam yaratıyor.
Yaratıcı endüstriler yeni iş alanları yaratarak ekonomik büyüme içindeki payını her geçen gün artırıyor. En önemli özelliği ise farklı sektörlerden insanları bir araya getirerek disiplinler arası ve uluslararası iş birliklerinin güçlenmesine olanak sağlamak. Görünen o ki, Birleşik Krallık Brexit sonrası dünyanın “yaratıcı merkezi” olmaya kararlı.