Bu dünyadan Jimmy Carter geçti (1)

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri’nin 39’uncu Cumhurbaşkanı Jimmy Carter öldü. Jimmy Carter 100 yaşında idi. “Vay be, ne yaşamış” demeyin. Evet, yaşamış, ama bu yüzyıllık yaşamına çok iyi şeyler sığdırmış. Başkanlığından önce sırasında ve sonrasında ülkesi için ve dünya için hayırlı işler yapmıştı. Başkan olarak yetenekli ve dürüst bir liderdi. Bu devirde ender rastlanan bir nitelik olduğu için Jimmy Carter’ı tanıtmak istedim. Bu hafta onun siyasete atılmadan önceki dönemine değineceğim.

Çocukluk yılları

Kişiliklerin gelişmesinde çocukluk yılları çok önemlidir. Jimmy Carter için de öyle olmuş. Carter, bir çiftçi çocuğu, çiflikte yetişmiş. Çiftlikte yaşadığı hayat, ona mücadeleci ruhunu vermiş. Çiftlik, Georgia’da Plains kasabasına 2 mil uzaklıkta 1.457 dönümlük bir arazi imiş. Babası Earl araziyi 1928 yılında satın almış. Burası çoğunluğunu siyahilerin oluşturduğu bir bölge imiş. 

Jimmy Carter’ın, çocukluğunda iki önemli öğretmeni olmuş. Birisi babası, diğeri bakıcısı. Okuma yazmayı babasından öğrenmiş. “Şöminenin karşısında kızkardeşimle bize portakal soyar ve yazılı bir sayfayı okuduğumuzda ödül olarak dilim dilim portakal verirdi” demiş bir söyleşisinde. Babasının elinden her iş gelirmiş. Örneğin, üç odalı evlerini babası inşa etmiş. Evin modelini Sears katoloğundan bulmuş. Evin ahşaplarını da sahibi oldukları araziden. Küçük Jimmy, yalnız okuma yazmayı değil, kendi kendine yetmeyi, yaşamla baş etmeyi, çiftlik için gerekli becerileri de babasından öğrenmiş. Örneğin, tarım araçlarının onarımını, pulluk uçlarını bileylemeyi, katırları ve atları nallamayı; daha sonra kaynak yapmayı ve marangozluğun ilk adımlarını. 

Küçük Jimmy’nin ikinci önemli öğretmeni, “Benim İkinci annem” dediği Rachel Clark olmuş. Rachel, çiftliklerinde çalışan Jack Clark’ın eşi imiş. Baba çiftlikle uğraşır, anne de hemşire olarak çalışırken küçük Jimmy’yi eğitme işi Rachel’e kalmış. Hayatın temel derslerini ondan öğrenmiş; doğa, dış dünya, insanlar ve Tanrı ile ilişkileri. Rachel, alçakgönüllülüğü, öz-güveni ve gururu ile ona rol modeli olmuş. Bu siyahi kadın Rachel Clarck için Carter hep “Onda bir kraliçe havası (auro of a queen) vardı” dermiş. 

Deniz Kuvvetleri

Jimmy Carter, idealindeki Deniz Harp Okulu’ndan (U.S. Naval Academy) 1946 yılında mühendis olarak mezun olmuş. Deniz Kuvvetleri’nin denizaltı bölümüne atanmış. Atlantic ve Pasific filolarında görev yapmış. Daha sonra nükleer denizaltı programında görevlendirilmiş. Burada “Nükleer Deniz Kuvvetlerinin babası” olarak bilinen ve o zaman yüzbaşı rütbesinde olan Hyman G. Rickover komutasında çalışmış. 

Hyman G. Rickover, Amerikan Deniz kuvvetlerinde 63 yıl hizmet etmiş birisidir. Nükleer gemilerin tasarımı, yapımı, işletilmesi ve kullananların eğitimi konusunda yüksek standartlar koymuştur. Ve bu standartları ödün vermeyerek uygulamıştır. Rickover, “Vasatlık için çok az toleransım var; aptallık için ise hiç toleransım yoktur.” dermiş. Nükleer güçle çalışan 150 Amerikan savaş gemisi, onun zamanında 3000 “ship-years”lik kazasızlık rekoru kırmıştır. Jimmy Carter’ın görev anlayışında Rickover derin izler bırakmıştır. Carter “Benim için onun yeri, anne ve babamın katındadır” dermiş. 

Kanadadaki “Nukleer Energy Chalk River” Laboratuvarındaki bir kaza da Carter’ın vizyonuna yön veren bir olay olmuş. Söz konusu kazada nükleer reaktörde kısmi “erime” (melt-down) yaşanmış. Reaktörün bulunduğu bina milyonlarca litre radyoaktif su ile dolmuş. Carter bu reaktörün sökülmesi ekibinde çalışmış. Koruyucu elbiseler giyip o suya giriyor ve her seferinde ancak 90 saniye kalıyor ve sadece bir vidayı çeviriyormuş. Bu deneyim onun atom enerjisine bakışını etkilemiş ve başkan olduğunda A.B.D. hidrojen bombası projesini durdurmuş.

Çiftliğe dönüş

Babasının ölümü üzerine 1953 yılında Jimmy Carter askerlikten ayrılıp çiftliğe dönmüş. Çiftliğin borçlarının tasfiyesi ve miras işleri ile uğramış. Kendisine geniş çiftlik arazisinden oldukça küçük bir pay düşmüş. Bir yıl Plains’de bir toplu konut projesinin apartmanında karısı ve üç çocuğu ile yaşamış. Ama tarım bilgisi kısıtlı olunca askeri yaşamdan çiftlik yaşamına dönüşü ve uyumu çok kolay olmamış. Tarım bilgisini artırmak için dersler almış. Bu arada karısı Rosalyn de muhasebe dersleri alarak defter tutmayı öğrenmiş. Çiftlikteki ilk üretim yılında işler ters gitmiş. Bölgede kuraklık yaşamışlar, ürün alamamışlar. Ama zaman içinde Carter ailenin fıstık işini geliştirerek başarılı bir çiftçi olmuş.

Son söz 

Jimmy Carter, döneminde değeri bilinmemiş bir başkandı. Ama şimdi takdir ediliyor. Örneğin, The New York Times gazetesi Yayın Kurulu (Editorial board) geçen hafta yayınladığı makalesinde şöyle demiş: “Amerika’nın daha çok Jimmy Carter’lara ihtiyacı var.”

Aslında yalnız Amerika’nın değil her ülkenin böyle özü sözü bir, dürüst ve yetenekli liderlere ihtiyacı var. Öyle değil mi?

Tüm yazılarını göster