Bu döviz çıkışına rezerv dayanmaz, zaten dayanmıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✓ Yabancı çıkışı yılbaşından 7 Ağustos'a kadar olan dönemde 12 milyar doları aştı. Bu, şimdiye kadar hiç karşılaşılmadık bir çıkış.

✓ Finansman kalemi net çıkış kalemine dönüşmüş, cari açık veriliyor, Merkez Bankası'nın rezervi altı ayda 30 milyar dolar erimiş... Bu koşullarda kur artışına şaşılır mı?

Bu yılın, özellikle de son ayların en tuhaf sorusu “Döviz niye artıyor” sorusudur. Çünkü dövizin artması gayet normaldir, aslında anormal olan bu koşullarda dövizin art-mamasıdır.

Herhangi bir mal ve hizmetin fiyatının düşmesi için ya o mal ve hizmetin arzı çok fazla olmalıdır ya da talep çok düşük seyretmelidir. Yani arz-talep dengesi arz lehine bozulmalıdır ki fiyat artışı yaşanmasın.

Konumuz döviz olduğuna göre bir arz fazlalığından söz edebilir miyiz, hayır. Tam tersine arz kanalı tıkanmış ve o kanaldan da bir talep doğmuştur.

Sözünü ettiğimiz arz kanalı yurtdışı yerleşikler ya da kısaca yabancıların Türkiye’deki menkul kıymet varlıkları kanalıdır. Yabancılar normalde Türkiye’de menkul kıymet yatırımı yaparak döviz getirmek durumundayken bu yıl tam tersine mevcut yatırımlarını bozarak döviz götürme eğilimine girmişlerdir.

Türkiye bu kanaldan şimdiye kadar görülmedik ölçüde döviz çıkışına tanıklık etmektedir. Yabancı yatırımcılar yılbaşından 7 Ağustos’a kadar olan dönemde net olarak tam 5 milyar dolarlık hisse senedi ve 7.4 milyar dolarlık devlet iç borçlanma senedi satarak Türkiye’yi terk etmişlerdir. Toplam çıkış böylece 12.4 milyar doları bulmuştur. Bu, şimdiye kadar hiç karşılaşılmamış bir tutara işaret etmektedir.

Rezervi eriten en büyük etken

Yabancı bir dönem döviz getirmiş, şimdi de gitmek istemektedir ve ortaya çıkan bu döviz talebi bir şekilde karşılanacaktır.

Nasıl olacaktır bu; tabii ki Merkez Bankası rezervi kullanılarak...

Geçen hafta açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre Merkez Bankası yılın ilk yarısında tam 30 milyar dolar rezerv kaybına uğramıştır.

Bu yıl altı ayda rezervi 30 milyar dolar eksilen Merkez Bankası’nın geçen yılın aynı döneminde rezervini 810 milyon dolar artırdığı dikkate alınırsa gelişmenin ne kadar vahim olduğu daha iyi anlaşılır.

Kaldı ki bu yıl altı ayda 30 milyar dolara ulaşan rezerv erimesinin gerçeği tam olarak yansıttığını söylemek de zor. Mayıs ayında 10 milyar dolarlık Katar swapının devreye girmesiyle rezervde bu miktarda bir erime bir anlamda önlenmiş görünmektedir. Dolayısıyla bu swap olmasaydı rezervdeki eksilme 40 milyar dolara erişecekti.

Rezervdeki kaybın tümü tabii ki yabancı çıkışını karşılamaya gitmedi. Altı ayda yaklaşık 20 milyar dolar da cari açık verdik.

Şu durumda kur artışına şaşılır mı?

Döviz kazancımız geçen yıldan az. Özellikle turizm sektörü tüm dünyada olduğu gibi bizde de ölü bir yıl geçiriyor. Turizm bizim için çok önemli; geçen yıl bu kalemden 30 milyar dolar gelir elde ettiğimizi göz önünde bulundurmakta yarar var. Altı aylık dönemleri de aktaralım; geçen yıl 11 milyar dolara yaklaşan gelir bu yıl 3.5 milyar dolarda kaldı.

İhracat ithalattan daha çok düştüğü için ticaret açığımız büyüyor.

Taşımacılık gelirimiz de altı aylık dönemler itibarıyla 3 milyar dolarlık düşüş olmuş.

Yani toplam döviz gelirimiz düşmüş, yetmezmiş gibi finans kalemlerinde de çıkış yaşanıyor.

Sonuçta döviz arzı azalmış ve bu şekilde seyredeceği de ortada.

Şimdi azalan dövizin fiyatının artmasına şaşmak normal mi?

Bu arada kurda dün olduğu gibi ara ara geri çekilmeler yaşanabilir. Ancak önemli olan genel eğilimin yönüdür. Dün akşam üstü belirginleşen geri çekilme belki de bugünkü toplantıda faiz artışı yönünde karar alınacağının bir işaretidir.

Tüm yazılarını göster