Çocuklarını koruyamayan bir toplum, geleceğini de koruyamaz. Çocuklara karşı şiddet, küresel bir hastalık. Her ülkede meydana geliyor, hızla artıyor ve küresel bir yanıt gerektiriyor. Acilen harekete geçmek zorundayız... Çocukların bekleyecek zamanı yok… Çünkü hızla ölüyorlar…
Global olarak insanlığın karşı karşıya olduğu yaygın bir “hastalık” var. Bu hastalığın adı çocuğa karşı şiddet.
UNICEF verilerine göre küresel çapta her dört çocuktan birinin fiziksel şiddet, duygusal istismar veya ihmale maruz kaldığı tahmin ediliyor…
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2023 raporuna göre, 2-17 yaş arasındaki yaklaşık 1 milyar çocuk, geçen yıl içinde fiziksel, cinsel veya duygusal şiddet veya ihmal yaşadı...
UNICEF ve WHO’dan elde edilen tahminler, dünya çapında 20 yaş altındaki yaklaşık 120 milyon kız çocuğunun cinsel ilişkiye zorlandığını veya diğer cinsel şiddet biçimlerine maruz kaldığını gösteriyor. Bu rakam, istismarın rapor edilmediği durumlar nedeniyle muhtemelen belirtilenin çok daha üzerinde…
Yeni doğandan 18 yaşına kadar çocuklara karşı şiddetin anlaşılması mümkün değil; ama yaşananlar gerçek…
Şiddetin teşvik edildiği veya normalleştirildiği bir iklim yaratan hukuki ve sosyal normlar, ekonomik ve sosyal eşitsizlikler, cinsiyet eşitsizliği, sosyal korumanın olmaması veya yetersiz olması, zayıf yönetişim ve hukuki yaptırımlar bu hastalığın yaygınlaşmasındaki temel faktörler.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar maddesi, yani SKA 16, “Çocuk istismarının, sömürüsünün, ticaretinin ve çocuklara karşı şiddet ve işkencenin her türünün sona erdirilmesi”ni içeriyor.
Bu hedefe ulaşmak için, her şeyden önce eğitim, yoksulluk, sağlık, toplumsal cinsiyet eşitliği, güvenli ortamlar ve adalet konularındaki eksiklikleri ve yanlışları ortadan kaldırmak gerekiyor.
Cinsel şiddet her yerde
Yaygınlığına rağmen çocuğa karşı şiddet genellikle üstü kapalı kalıyor, görülmüyor veya bildirilmiyor. Şiddetin gizli kalma niteliği verilerle de destekleniyor. Örneğin bir uluslararası toplu veri analizi çalışmasında çocukların bildirdikleri şiddet olaylarının resmi tutanaklarla kıyaslanmasında cinsel istismarın resmi bildirimlerden 30 kat, fiziksel istismarın ise 75 kat daha fazla olduğu görülüyor.
Kız çocuklar cinsel şiddete erkeklere kıyasla daha fazla maruz kalıyor. Örneğin çocukluk çağında cinsel istismarın yaşam boyu yaygınlığı erkeklerde yüzde 8 iken kızlarda yüzde 18’e ulaşıyor.
Kız çocuklara karşı cinsel şiddet suçu işleyenler ezici çoğunlukla erkekler. Ve ne yazık ki cinsel şiddet, kimi zaman kız çocuklarının güvende olması ve şefkat görmesi gereken yerler olan evlerinde, okul çıkışlarında, okula giderken ve okul içerisinde; kendi topluluklarında meydana geliyor.
Dünya genelinde 15 ila 19 yaş arasındaki (84 milyon) genç kızların neredeyse her üçünden biri eşleri veya partnerleri tarafından duygusal, fiziksel ve/veya cinsel saldırıya maruz kalıyor.
Çocuklarını koruyamayan bir toplum, geleceğini de koruyamaz. Çocuklara karşı şiddet, küresel bir hastalık. Her ülkede meydana geliyor, hızla artıyor ve küresel bir yanıt gerektiriyor. Acilen harekete geçmek zorundayız... Çocukların bekleyecek zamanı yok… Çünkü hızla ölüyorlar…
Dünya Sağlık Örgütü’nden şiddeti azaltmak için 7 strateji
Dünya Sağlık Örgütü tarafından hayata geçirilen INSPIRE çalışması devletten toplum tabanına, sivil toplumdan özel sektöre kadar çocuk ve gençlere karşı şiddetin önlenmesine ve bu duruma müdahale edilmesine yönelik kararlılık ortaya koyan herkesin faydalanabileceği, kanıta dayalı bir kaynak niteliğinde. Bu çalışma, toplulukların ve devletlerin çocuğa karşı şiddeti azaltmaya yönelik yüksek potansiyelli önleme programları ve hizmetlere odaklanmalarına destek olacak mevcut en iyi kanıtlara dayalı yedi strateji ortaya koyuyor.
Bu yedi strateji şöyle sıralanıyor:
1 - Kanunların uygulanması ve icrası: Şiddet içeren yöntemlerin yasaklanması ve cezalandırılması.
2 - Normlar ve değerler: Kız çocukların cinsel istismarını veya erkekler arasında agresif davranışları kabul eden normların değiştirilmesi.
3 - Güvenli ortamlar: Şiddet konusunda "sıcak noktaların" belirlenmesi, önleyici tedbirlerin alınması.
4 - Ebeveyn ve bakım veren desteği: Genç ve ilk kez ebeveyn olanlara ebeveynlik eğitimi sağlanması.
5 - Gelir ve ekonomik güçlendirme: Mikrofinans ve cinsiyet eşitliği eğitimi
6 - Müdahale ve destek hizmetleri: İlk yardım hizmetleri, etkili acil bakım ve psikososyal destek verilmesi.
7- Eğitim ve yaşam becerileri: Çocukların okula devam etmesini sağlamak, yaşam ve sosyal beceriler eğitimi verilmesi.