Kitabı vardı, bozkırda çekirdeğin yeşermesi zor. Ancak Nadir Küpeli’nin deyişiyle, “çiftçinin gelecek harmanı umut etmesi” gibi “ya tutarsa” diyerek umut etmek, yaşamaya çalışmanın gereği olmalı. Eskişehir OSB Başkanı Nadir Küpeli’nin iş hayatında bir tür ‘ödev’miş gibi uyguladığı ahlak anlayışı, bugünküyle şaşırtacak kadar çelişiyor. Ancak menfaat gözetmeksizin kendini gösteren iyilik iradesini yaşatması bakımından da fazlasıyla kıymetli. Bu ahlak anlayışının bir öncü ve büyük bir OSB’nin yönetiminde kendini nasıl gösterdiğine bakacak olursak kendisini biraz dinlememiz gerekiyor:
- Şoförümün burada yediği yemeğin parasını kendim veriyorum. Yönetim kurulu toplandığında geç saatlere kadar çalışırız. Yemek yeriz, şoförüm de yer. Ara sıra bütün yemeklerin parasını öder, şoförün parasını da ödemiş olurum. Veya gelirken işte 2 kilo çay 5 kilo şeker getirir, buraya koyarım. Çünkü şoförüm de çay içiyor buradan. Benim hakkım var ama onun hakkı yok. Adama ‘kendin sür arabanı’ derler. OSB’de ziyaretçilere sunduğumuz ikramlıklar şurada. Onları da kendim alırım. Çikolata, kraker, kuru yemiş filan.
-Aslında makam arabam yok. Genellikle arabamı kendim sürerim. Bana 7-8 litre yakıt hakkı tanımışlar, onu da kullanmıyorum. Tabi ki Eskişehir OSB’de çok ciddi bir bütçe yönetiliyor. Birçok kişi “Benim bu işte ne kârım olacak?” diye konuya giriyor. Baştan bunu söyle kardeşim! Senin kârın filan olmayacak. Sanayici seni burada düzgünsün diye, ‘benim çıkarlarımı ve varlıklarımı koru’ diye emanetçi olarak koymuş. Bu çok büyük bir vebal. Kendi şirketimde sizinle bir ticaret yapsak da 10 liraya başkasının yaptığı işi size 15’e yapsam sadece beni, sizi ilgilendirir. Ama burada böyle bir şey olmaz. Burada 908 tane sanayicinin vebali var, onların çocukları var.
-Ben başkan olduğumdan beri 1 metrekare yer almadım OSB’den. Spekülasyon olur diye. Başkaları beni ilgilendirmez, ben almadım. Hatta mal satmadım. Bizim 7 tane iş kolumuz var. Küpeliler’in iştirakleri olarak bölge müdürlüğünün ihtiyacı olan hiçbir şey satmadık. Bizim sattığımız ürünleri OSB bizden alamaz. Gitsin başka yerden alsın. Örnek vereyim; kapı yapıyoruz, burada kapı ihtiyacı oluyor. Onu da satmıyoruz. “Ben burada başkan olduğum sürece, bizim şirketler buraya mal satamaz” dedim. Satmıyoruz.
-Şu yönetim binası benim dönemde yapıldı. İçinde bir metre betonumuz yoktur bizim. Başka yerden aldık. Adam kaç kere geldi gitti bana, “İlla biz betonu sizden alacağız. Sizin beton şöyle kaliteli, böyle kaliteli” dedi. “Doğru söylüyorsun. Sağ ol. Hakikaten ama bizim beton böyle kalitelidir. Ancak ben burada başkan olduğum sürece, yönetici olduğum sürece benden alırsan kafam karışır. Alma, git başka yerden al, satmıyoruz” dedik ve satmadık.
-Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, beş kuruş para almıyor buradan. Onu da genel kurula sunduk. “Biz parayla yapmayacağız bu işi.” Çünkü bunların hepsi hâli vakti yerinde adamlar. Hiçbirisinin ihtiyacı yok bu işe.
-Geçtiğimiz günlerde bir ihale yaptık. Vatandaş beni çok aradı. “Ya abi, bir görüşelim bilmem ne..” diye. “Görüşecek bir şey yok ki! Bak, ne diyorsan, resmî olarak söyle” dedim. “Ya işte biz seninle görüşelim; işte ben biraz rakam artırayım…” Kendi kiracı orada, “Rakamı artırayım, ihaleye çıkmadan yapalım.” Ben de cevap verdim: “Sen 10 lira verirken başkası 8 verse de ihaleye çıkacağım. Sen 10 lira verirken başkası 15 verse de ihaleye çıkacağım” dedim. Hayatım boyunca bütün işleri şeff af yaptım ve yaptık. İhalede 11 katı yukarıya gitti fiyat, 11 kat.
-İhaleleri genellikle iki kez yapıyoruz. Örneğin altyapılar yapılacaktı. 10,6-10,7 milyon TL civarında fiyat vermişler. Baktım, baktım, baktım, hesapladım. Rakam yüksek. “İndirim yapacaksınız.” 1 milyon TL civarında daha indirdik. İhaleden sonra oluyor bunlar. Kim kazandı? OSB Bölge Müdürlüğü kazandı. Bu sene yaptığımız ihalelerde, ihale sonuçlandıktan sonra yaklaşık 200 milyon TL civarında indirim almışızdır. Bir önceki genel kurulda başkan vekilimiz hazırlamıştı, ilave indirim 103 milyondu.
-Bence aslında bütün yöneticilerin alttakilere yetki vermesi lazım. Ancak akılları da birleştirmek lazım. Diyorum ki, “Bak şu şöyle olsa daha iyi olur, bu böyle olsa daha iyi olur.” Örnek, geçen hafta bir şey geldi, bir bütçe istediler yaşam parkıyla ilgili. Çalışma yapmışlar, “şunu yaptık, bunu yaptık” diye. Onaylamadım ben. “Şunların fiyatları çok pahalı. Olmaz ” dedim. Ama gerçekten olmaz ya! 13 bin liraya bir tane sabunluk alınır mı? Kendi evine koyuyor musun bunu? Koymuyorsun. Benim elimi yakar, ben almam.
Erzurum sanayisine verilen 6. Bölge teşvik destekleri uzatıldı
Erzurum’da sanayi yatırımları için sağlanan teşviklerin süresi uzatıldı. Daha önce 31 Aralık 2024 itibarıyla sona eren 6. Bölge teşvikleri ve yüzde 80 oranındaki sanayi parseli indirimleri, yapılan girişimler ve görüşmeler sonucunda yeniden yürürlüğe girdi. Cazibe Merkezleri Programı (CMP) kapsamındaki 6. Bölge teşvikleri 31 Aralık 2025’e, OSB’lerdeki yüzde 80 parsel indirimi ise 31 Aralık 2029’a kadar devam edecek. Erzurum’a yatırım yapmış ve yapmayı planlayan iş insanları, CMP teşvikleri kapsamında SGK işveren primi desteği, vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti ve düşük faizli kredi imkânlarından yararlanabilecek. Ayrıca, OSB’lerde yatırım yapacak sanayiciler, sanayi parsellerindeki yüzde 80 indirimden 5 yıl daha faydalanabilecek. Erzurum TSO Başkanı Saim Özakalın, teşviklerin Erzurum sanayisinin büyümesine önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.